Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, elektrik dağıtım şirketlerinde çalışan personelin yaşadığı sorunlara ilişkin verdiği soru önergesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar yanıt verdi.
Bayraktar, "Özelleştirme sonrası işletme hakkı devredilen dağıtım şirketlerindeki personel yeterliliğine ilişkin değerlendirmeler lisanslı kuruluşların kendi sorumluluğundadır. Bakanlığımızın özel sektör şirketlerinin ticari bankacılık anlaşmaları veya çalışanlarına yönelik promosyon uygulamaları üzerinde bir denetim veya yönlendirme yetkisi bulunmamaktadır" dedi.
Gürer, çalışanların promosyon haklarını alamadıklarını, personel yetersizliği yaşandığını ve elektrik işçilerinin "ağır ve tehlikeli iş" sınıfına alınmaması nedeniyle hak kayıplarına uğradıklarını belirterek bu durumun nedenlerini sordu.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Gürer, Bakan Bayraktar'ın yanıtlaması istemiyle, Elektrik dağıtım şirketlerinde çalışanların promosyon paralarını alamadıkları doğru mudur? Enerji şirketlerinde yeterli sayıda personel çalışmakta mıdır? Elektrik işinde çalışanların “ağır ve tehlikeli iş” vasfına alınması düşünülmekte midir?" sorularını yöneltti.
Gürer, önergeye ilişkin özellikle elektrik dağıtımında çalışanların zorlu koşullarda, çoğu zaman tehlike altında görev yaptığını hatırlatarak, "Bu insanlar, elektrik arızalarını fırtınada, yağmurda, gecenin karanlığında gideriyor. Ancak aldıkları ücretler ve özlük hakları bu emeğin karşılığı değil. Promosyon haklarını bile alamıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
BAKAN BAYRAKTAR'DAN YANIT: "İŞLETME HAKKI DEVREDİLEN DAĞITIM ŞİRKETLERİNDEKİ PERSONEL YETERLİLİĞİ KENDİ SORUMLULUĞUNDADIR"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, önergeye verdiği yanıtta, Bakanlığın promosyon anlaşmaları ya da çalışanların hakları konusunda herhangi bir yetkisinin bulunmadığını ifade etti. Bayraktar, özelleştirme sonrası dağıtım şirketlerinin özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterdiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
"Özelleştirme sonrası işletme hakkı devredilen dağıtım şirketlerindeki personel yeterliliğine ilişkin değerlendirmeler lisanslı kuruluşların kendi sorumluluğundadır. Çalışanlara yapılacak banka promosyonu ödemeleri ilgili şirketlerin kendi iç düzenlemeleri ve bankalarla yaptıkları sözleşmeler çerçevesinde belirlenmektedir. Bakanlığımızın özel sektör şirketlerinin ticari bankacılık anlaşmaları veya çalışanlarına yönelik promosyon uygulamaları üzerinde bir denetim veya yönlendirme yetkisi bulunmamaktadır."
Bayraktar ayrıca, çalışma mevzuatına ilişkin konuların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görev alanına girdiğini belirterek, bu konuda bilgi alınmasının uygun olacağını ifade etti.
Bakanlık yanıtında, dağıtım şirketlerinin EPDK ve Türkiye Elektrik Dağıtım Şirketi (TEDAŞ) tarafından düzenli olarak denetlendiğini de belirtti. Denetimler sonucunda mevzuata aykırı faaliyet tespit edilmesi hâlinde idari yaptırımların uygulandığı ifade edildi.
GÜRER: "BAKANLIK, DENETİM YETKİSİNİ ÖZEL ŞİRKETLERİN İNSAFINA BIRAKMIŞ DURUMDA"
Gürer ise Bakan’ın yanıtını "sorumluluktan kaçma" olarak nitelendirerek, "Elektrik dağıtımı özelleştirildikten sonra kamunun denetim gücü zayıfladı. Bugün çalışanların yaşadığı mağduriyetlerin temel nedeni bu. Bakanlık, denetim yetkisini özel şirketlerin insafına bırakmış durumda. Promosyon alamayan, kadro güvencesi olmayan, tehlikeli koşullarda çalışan emekçiler yalnız bırakılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Gürer, elektrik dağıtımında çalışanların haklarının korunması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve promosyon ödemelerinin tüm çalışanlara eşit şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.
Gürer, "Enerji sektöründeki özelleştirme politikalarıyla birlikte, kamu hizmeti anlayışının yerini kâr odaklı yönetim biçimleri aldı. Bakanlığın yanıtı, çalışanların sorunlarının çözümünde kamusal bir sorumluluk üstlenilmediğini açıkça ortaya koydu. Elektrik dağıtımında yaşanan bu tablo, hem çalışanların hak kaybına hem de hizmet kalitesinde istikrarsızlığa neden oluyor" ifadesini kullandı.

















