Bir ülke düşünün tüm istihbarat olguları yok edilmiş! İşte örnek ülke... Açık açık söyleniyor... Ve de bunlar haber olarak veriliyor... İşte 1990 yılarından itibaren defalarca uyarmamıza rağmen Askeri istihbarat ve iç istihbaratın içine sızdırılan, ve değişik yöntemler kullanılarak bu sızmaları yapıldığı bilinen bir gerçek olmasına karşın, dönemin siyaset ortamı bunu fazla önemsemedi milenyumun başında yapılan oluşumlar sayesinde planlar daha geliştirildi… Ve de milli sırlarımız ele geçirilmesi sağlamak amacı ile bir sürü plan ve projeler devreye sokuldu… Bu projelerin en önemli ayağı dini kullana bir hükümeti başa geçirmek ve bu yapılan olgunun süresi zarfında MİT teşkilatının Askeri yönden zayıflatıp sivil oluşuma daha fazla olması için ve sızmaları çoğalması için bu konuda ve oluşumda yer aldırılması için planlar yapıldı. Burada size Çin özlü sözün bir kere daha hatırlatalım bizler “Balık vermiyoruz, Balık tutmanı yollarını gösteriyoruz” ve de “Bir kişini bildiği sır iki kişinin bildiği medyadır” diyerek devam edelim. Oluşumda Sosyo-ekonomik yönden Türkiye’yi batırırken bir taraftan istihbarat olgumuzun içine sızmayı başardılar, önce yavaş olan bu olgu dini kullana oluşum başa geçince daha hızlandı… Ve bir çok dış istihbaratı yapan sahada çalışan elemanlarımız deşifre edildi… Deşifre edilen elemanlarımız işkence görerek çoğu öldürüldü… Deşifre edilemeyen ama biline değerli Kalan istihbarat elemanlarımız ise tasviye edilmesi için üst yönetim değiştirildi. Ve zaman içinde bu tasviyeler yapıldı… AB ve ABD ve de İsrail istihbarat teşkilatları beli bir periyotta sızmayı başardılar… Son dönemlerde bu sızmalar daha ayrıntılı olarak olduğunu biliyoruz ve kimler olduğunu da bunların sızmasına neden olan kişileri de biliyoruz… Çünkü her ulusun belli bir kayıtları vardır… İşte bu mevcut kayıtları tutan kişileri şu anda bulmaya uğraşıyorlar… işte neden bu. Periyodik olarak haberlerin verilmesi ardında bu olgular ve benzerleri yatıyor. Şimdi yorumsuz olarak bu haberi veriyoruz… Raporda, Almanya’da faaliyet gösteren Türk istihbaratının özellikle hedefinde hükümetin tehdit olarak gördüğü bütün muhalif grupların yer aldığı belirtilirken, bunların başında özellikle PKK ve Gülen grubunun geldiği bildirildi.