BU ICERIK SADECE UYELER TARAFINDAN OKUNABILIR
OKUYABILMEK ICIN LUTFEN UYE GIRISI YAPINIZ..!
Geniş anlatımıyla kurultay; CHP’de kurultayı Kılıçdaroğlu kazandı
» Geniş anlatımıyla kurultay; CHP’de kurultayı Kılıçdaroğlu kazandı
CHP’nin 18′inci olağanüstü kurultayı nda CHP’de Kılıçdaroğlu 3′üncü kez seçim kazandı ve genel başkan ünvanını korudu. Kurultayda Kılıçdaroğlu 740, Muharrem İnce 415 oy aldı. Parti meclisi üyeleri ise yarın seçilecek. İnce 415 oy aldı sosyal medya çalkalandı
UYARI:Eklenen Iceriklerin Tum Sorumlulugu Icerigi Ekleyen Editore Ait Olup Sitemiz Bu Konuda Herhangi Bir Sorumluluk Kabul Etmez
Okuyucu Yorumları 1 Yorum

A.Berham ŞAHBUDAK... -
05-09-2014
`TÜM KUŞATILMIŞLIĞA RAĞMEN CHP 18 ` OLAĞAN KURULTAYINDA İNADINA KEMALİZİM` KEMALİZİM NEDİR! ( A.Berham ŞAHBUDAK ) `Kemalizm`i anlamak için Önçelikli olarak Mustafa Kemal ATATÜRK`ÜN Bağımsızlık mücadelesini iyi anlamaktan geçer.? KOFTİ KAFALAR ŞUNU BİLMELİDİR Kİ ! ` Kemalizm bir `Çağdaşlaşma ve Modernleşme` ideolojisidir`. Kemalizm, Milli Hâkimiyet prensibine dayalı bir Demokratik Ekonomik Kalkınma ve Modernleşme İdeolojisidir. Kemalist İdeolojinin en önemli niteliği, `Akılcı ve Bilimci` olmasıdır. Bunun anlamı ise `Milli`, `Milletlerarası` sorunlara duygusal ve dogmatik açıdan ve peşin hükümler ve kalıplara değil, akılcı, bilimci ve pragmatik bir yaklaşımla eğilmektir. Bu konuda en başta belirtilmesi gereken nokta `Kemalizm` in katı bir `Doktrin` olmadığıdır. Esasen, bizzat Mustafa Kemal` in hareket ve dinamizm` i önlediği gerekçesiyle çağın Marksizm - Leninizm, Faşizm, Nasyonal Sosyalizm gibi dogmatik, katı ve totaliter doktrinlere karşıdır. Bu nedenle `Kemalizm` ile ifade ettiğimiz görüş, Modern Türk Devleti` nin kuruluşunda temel olan ilke uygulamaların bütünün ortaya çıkardığı davranış ve hayat tarzı anlamındaki pozitivist, akılcı, ampirik, ( Yani deneye dayalı pragmatik bir ideoloji` dir. ) Bu anlamda olmak üzere, çağımızdaki siyasal ideolojileri `totaliter` ve `demokratik` olarak ikiye ayırmak adet olmuştur. `Marksizm - Leninizm` sol` un `Nasyonal Sosyalizm - Faşizm` ise sağ` ın, hoşgörüsüz ve totaliter ideolojileridir. Aralarında `demokratik sosyalizm` de bulunmak üzere, siyasal yelpazenin `ortanın solu` ndan `ortanın sağı` na kadar yer alan tüm çağdaş ve sosyal adaletçi, hürriyetçi rejimlerin `demokratik` olan ideolojilerinin temeli `dogmatizm` değil, `rasyonel amprizm` veya `pragmatizm` dir. Kendine akıl ve bilimi mürşit olarak kabul eden ve ayrıca 1789 Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Beyannamesinin `Milli Hakimiyet` ilkesinden ve İnsan Hakları anlayışından esinlenen Kemalizm `dogmatik` yada `totaliter` ideolojiler arasında değil, `rasyonalist` ve `pragmatik` olan `demokratik` ideolojiler arasında yer almaktadır. Bilindiği gibi, faşizm` in `millet`, `devlet` , `lider` ve `ırk` ; `Marsizm - Leninizm` ise, `sınıf ` ve ` sınıf kavgası ` gibi değişmez ve dolayısıyla `dogmatik` kavramlara dayanmasına karşın `Pragmatizm` , `mutlak gerçek` yerine, `deney` e; yani akıl ve bilimin gözlem ve bulgularına dayanan ve dolayısıyla zaman içinde değişen gerçekleri kabul eder. Mustafa Kemal 1920 ve 1930` ların ` Komünist ve Faşist doktrin uygulamalarını görmüş, fakat bunları reddetmiş bir liderdir. Atatürk katı bir parti programı içinde doktrin oluşturmak yerine, bu işi akıl ve bilimin önderliği altında Türk Toplumu`nun ihtiyaçlarına göre oluşturma yolunu seçmiştir. Kurtuluş Savaşından sonra Türkiye Cumhuriyeti adı ile oluşturulan yeni Türk devleti` nin dayandığı `Atatürk İlkeleri`nin Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik gibi çeşitli ideolojik ilkelerden oluştuğu ve `Altı Ok` olarak sembolleşen bu ilkelerin özellikle tek parti döneminde `Kemalizm` olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Fakat ideoloji olarak Kemalizm bunlardan ibaret değildir. Hiç şüphe yok ki, Türk Toplumu`nun ihtiyaçlarından doğan bu ilkelerin yalnız sözlük anlamı ile tanımlanması mümkün değildir. Bunlar Atatürk tarafından hem sözle hem de uygulama ile belirlenmiştir. Ayrıca bunları birbirinden çözüp ayırmaya tek tek değerlendirmeye girişmek büyük yanlışlık olur. Bunlar, bir bütünü oluşturan unsurlardır. İşte bu uyum, bütünlük ve tutarlık `Kemalizm` dediğimiz dünya görüşünü ortaya çıkarır. Dogmatizm` e karşı bir başkaldırma hareketi ve akılcılık demek olan Kemalizm, sürekli çağdaşlık ve ilericilik demektir. Esasen, önce Liberalizmin, daha sonra da `Marksizm - Leninizm` in uğradığı bunalımlar karşısında çağımızda `katı ve dogmatik` ideolojilerin sona ermesinden dahi bahsedilmiştir. Nitekim 1960`ların başında, devrin Sovyet lideri Kruşçev` in Marksist - Leninist Dogmatizm` ine `Pragmatik` bir yaklaşımla yaptığı değişiklikleri `revizyonizm` olarak suçlayan çin yöneticileri, Mao` nun ölümünden sonra `Dogmatizm` den `Pragmatizm` e yönelik uygulama içine girmişlerdir. Kemalizm` in bir ideoloji olmadığını ileri sürenlerin başında önçelikli olarak ÖNDER Mustafa Kemal ATATÜRK`ÜN kurarak Türk Milletine ve Türk gencliğine armağan ettiği CHP ‘ yi yıllardır yanlış emel ve cıkarlaı için kulalanan kemaliz min felsefiesini ve idolojsini anlamayan kofti kafalardır bu ve benzeri davranış içerisine giren CHP yönetimi Türk Toplumu` nda bir `ideolojik boşluk` yaratmak ve bu boşluğu yabancı ve temsilcisi oldukları ideolojilere doldurmak isteyenler gelmektedir. `Kemalizm düşmanları` olan ve ` Marksizm ve Leninizm` den ` Nasyonal Sosyalizm` e, Kapitalist Liberalizm` e, Teokrasi` ye kadar değişen `çağ dışı` dogmatik ve totaliter ideolojileri savunan bu gibi kimselerin, `Kemalist Atatürkçü` ideolojiyi inkâr veya tahrif etmek suretiyle Türk Toplumu` nda bir ideolojik boşluk yaratmak tabii karşılanmalıdır. Ne var ki, `Kemalizm - Atatürkçülük` ün bir ideoloji olmadığını düşünen bazı kimseler ise, ideolojiyi sadece `katı ideoloji` anlamakta, çağımızda dogmatik ve totaliter ideolojiler karşısında `Pragmatik ve Demokratik` ideolojilerin yer aldığını ve bir `hayat tarzı` anlamındaki bu tür ideolojiler arasında Kemalizm` in yer alabileceği gerçeğini ya bilmemekte veya gözden kaçırmaktadırlar. Mustafa Kemal` i kendinden önce gelmiş reformculardan ayıran nokta; Tanzimat Hareketi gibi sadece kanun ve yönetim alanında kalmayıp, bütün hayatı içine alan bir değişiklik istemesiydi. Memleketin siyasi yapısını değiştirmek, halkı uyandırıp, onu Fransız İhtilalı ile doğan ve Batı Avrupa`nın birçok ülkesinde gelişen Milli Hâkimiyet kavramını çekmek istiyordu. Böyle bir değişiklik pek çabuk olmayacaktı. Mustafa Kemal bunun da sebebini biliyordu. Gücünü tartışmadan değil, tahakkümden düşünce hürriyetinden değil, kayıtsız-şartsız itaatten alan `dinsel kuvvetler`, demokrasinin yerleşmesine karşı koyacaklardı. Onun için Mustafa Kemal, siyasi devrimi her şeyden önce, bir `inanç devrimi` olarak görüyordu. Kurtuluş Savaşımızın askeri yönü sona erip, vatan toprakları dış düşmanlardan temizlenince, başta bilgisizlik, yoksulluk ve geri kalmışlık olmak üzere, bütün iç düşmanların tüm güçleri ile ayakta kaldığı ve ülkemizin çağdaş milletler düzeyine çıkabilmek için çok şeyler yapmak gerektiği görüldü. Bunun için, öncelikle, toplumda uyanmış bulunan `millet olma bilinci` ni pekiştirmeye lüzum vardı. Yüzyılların birikimi olan yanlış inançlar ve anlayışlar yüzünden, milletimiz bu bilinçten oldukça yoksun bir seviyede kalmıştı. Öyleyse, belirgin ilkeler üzerinde yeni bir devlet yapısının kurulmasına ihtiyaç ortadaydı. Bu da, millet olma bilincinin uyanık tutulmasına bağlıydı. Böylece, Türk Toplumu`nun adı ` Türk Milleti`nin yeni `Türk Devletinin adı `Türkiye Cumhuriyeti` olarak belirmiş, Kurtuluş Savaşından sonra, Türkiye Cumhuriyeti adı ile ortaya çıkan yeni Türk Devleti`nin dayandığı Atatürk ilkeleri, nin ve fikirlerinin anlayış olarak gelişmiştir. KEMALİZMİ ORTAYA KOYAN NEDENLER: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik olarak ifadesini bulan bu ilkeler, bir bütünü oluşturan ve `ortak özellikleri` bulunan ilkelerdir. Atatürk ilkeleri Türk Toplumu`nun ihtiyaçlarından doğduğundan, bunlarda baskı, taklitçilik veya özenti yoktur. Bu ilkeler yalnız sözlük anlamıyla tanımlanamaz. Zira bunlar Atatürk tarafından hem sözle, hem de uygulama ile belirlenmiştir. Bu ilkeler bir bütünü oluşturan unsurlar olduğuna göre, bunları tek tek değerlendirmeye girişmek yanlış olur. Bunların sağladığı uyum ve bütünlük `Kemalizm` dediğimiz Dünya görüşünü ortaya çıkarır.06.09.2014……. DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ BİRLİĞİ PLATFORMU Genel Başkanı A.Berham ŞAHBUDAK (Mak . Müh)
`TÜM KUŞATILMIŞLIĞA RAĞMEN CHP 18 ` OLAĞAN KURULTAYINDA İNADINA KEMALİZİM` KEMALİZİM NEDİR! ( A.Berham ŞAHBUDAK ) `Kemalizm`i anlamak için Önçelikli olarak Mustafa Kemal ATATÜRK`ÜN Bağımsızlık mücadelesini iyi anlamaktan geçer.? KOFTİ KAFALAR ŞUNU BİLMELİDİR Kİ ! ` Kemalizm bir `Çağdaşlaşma ve Modernleşme` ideolojisidir`. Kemalizm, Milli Hâkimiyet prensibine dayalı bir Demokratik Ekonomik Kalkınma ve Modernleşme İdeolojisidir. Kemalist İdeolojinin en önemli niteliği, `Akılcı ve Bilimci` olmasıdır. Bunun anlamı ise `Milli`, `Milletlerarası` sorunlara duygusal ve dogmatik açıdan ve peşin hükümler ve kalıplara değil, akılcı, bilimci ve pragmatik bir yaklaşımla eğilmektir. Bu konuda en başta belirtilmesi gereken nokta `Kemalizm` in katı bir `Doktrin` olmadığıdır. Esasen, bizzat Mustafa Kemal` in hareket ve dinamizm` i önlediği gerekçesiyle çağın Marksizm - Leninizm, Faşizm, Nasyonal Sosyalizm gibi dogmatik, katı ve totaliter doktrinlere karşıdır. Bu nedenle `Kemalizm` ile ifade ettiğimiz görüş, Modern Türk Devleti` nin kuruluşunda temel olan ilke uygulamaların bütünün ortaya çıkardığı davranış ve hayat tarzı anlamındaki pozitivist, akılcı, ampirik, ( Yani deneye dayalı pragmatik bir ideoloji` dir. ) Bu anlamda olmak üzere, çağımızdaki siyasal ideolojileri `totaliter` ve `demokratik` olarak ikiye ayırmak adet olmuştur. `Marksizm - Leninizm` sol` un `Nasyonal Sosyalizm - Faşizm` ise sağ` ın, hoşgörüsüz ve totaliter ideolojileridir. Aralarında `demokratik sosyalizm` de bulunmak üzere, siyasal yelpazenin `ortanın solu` ndan `ortanın sağı` na kadar yer alan tüm çağdaş ve sosyal adaletçi, hürriyetçi rejimlerin `demokratik` olan ideolojilerinin temeli `dogmatizm` değil, `rasyonel amprizm` veya `pragmatizm` dir. Kendine akıl ve bilimi mürşit olarak kabul eden ve ayrıca 1789 Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Beyannamesinin `Milli Hakimiyet` ilkesinden ve İnsan Hakları anlayışından esinlenen Kemalizm `dogmatik` yada `totaliter` ideolojiler arasında değil, `rasyonalist` ve `pragmatik` olan `demokratik` ideolojiler arasında yer almaktadır. Bilindiği gibi, faşizm` in `millet`, `devlet` , `lider` ve `ırk` ; `Marsizm - Leninizm` ise, `sınıf ` ve ` sınıf kavgası ` gibi değişmez ve dolayısıyla `dogmatik` kavramlara dayanmasına karşın `Pragmatizm` , `mutlak gerçek` yerine, `deney` e; yani akıl ve bilimin gözlem ve bulgularına dayanan ve dolayısıyla zaman içinde değişen gerçekleri kabul eder. Mustafa Kemal 1920 ve 1930` ların ` Komünist ve Faşist doktrin uygulamalarını görmüş, fakat bunları reddetmiş bir liderdir. Atatürk katı bir parti programı içinde doktrin oluşturmak yerine, bu işi akıl ve bilimin önderliği altında Türk Toplumu`nun ihtiyaçlarına göre oluşturma yolunu seçmiştir. Kurtuluş Savaşından sonra Türkiye Cumhuriyeti adı ile oluşturulan yeni Türk devleti` nin dayandığı `Atatürk İlkeleri`nin Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik gibi çeşitli ideolojik ilkelerden oluştuğu ve `Altı Ok` olarak sembolleşen bu ilkelerin özellikle tek parti döneminde `Kemalizm` olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Fakat ideoloji olarak Kemalizm bunlardan ibaret değildir. Hiç şüphe yok ki, Türk Toplumu`nun ihtiyaçlarından doğan bu ilkelerin yalnız sözlük anlamı ile tanımlanması mümkün değildir. Bunlar Atatürk tarafından hem sözle hem de uygulama ile belirlenmiştir. Ayrıca bunları birbirinden çözüp ayırmaya tek tek değerlendirmeye girişmek büyük yanlışlık olur. Bunlar, bir bütünü oluşturan unsurlardır. İşte bu uyum, bütünlük ve tutarlık `Kemalizm` dediğimiz dünya görüşünü ortaya çıkarır. Dogmatizm` e karşı bir başkaldırma hareketi ve akılcılık demek olan Kemalizm, sürekli çağdaşlık ve ilericilik demektir. Esasen, önce Liberalizmin, daha sonra da `Marksizm - Leninizm` in uğradığı bunalımlar karşısında çağımızda `katı ve dogmatik` ideolojilerin sona ermesinden dahi bahsedilmiştir. Nitekim 1960`ların başında, devrin Sovyet lideri Kruşçev` in Marksist - Leninist Dogmatizm` ine `Pragmatik` bir yaklaşımla yaptığı değişiklikleri `revizyonizm` olarak suçlayan çin yöneticileri, Mao` nun ölümünden sonra `Dogmatizm` den `Pragmatizm` e yönelik uygulama içine girmişlerdir. Kemalizm` in bir ideoloji olmadığını ileri sürenlerin başında önçelikli olarak ÖNDER Mustafa Kemal ATATÜRK`ÜN kurarak Türk Milletine ve Türk gencliğine armağan ettiği CHP ‘ yi yıllardır yanlış emel ve cıkarlaı için kulalanan kemaliz min felsefiesini ve idolojsini anlamayan kofti kafalardır bu ve benzeri davranış içerisine giren CHP yönetimi Türk Toplumu` nda bir `ideolojik boşluk` yaratmak ve bu boşluğu yabancı ve temsilcisi oldukları ideolojilere doldurmak isteyenler gelmektedir. `Kemalizm düşmanları` olan ve ` Marksizm ve Leninizm` den ` Nasyonal Sosyalizm` e, Kapitalist Liberalizm` e, Teokrasi` ye kadar değişen `çağ dışı` dogmatik ve totaliter ideolojileri savunan bu gibi kimselerin, `Kemalist Atatürkçü` ideolojiyi inkâr veya tahrif etmek suretiyle Türk Toplumu` nda bir ideolojik boşluk yaratmak tabii karşılanmalıdır. Ne var ki, `Kemalizm - Atatürkçülük` ün bir ideoloji olmadığını düşünen bazı kimseler ise, ideolojiyi sadece `katı ideoloji` anlamakta, çağımızda dogmatik ve totaliter ideolojiler karşısında `Pragmatik ve Demokratik` ideolojilerin yer aldığını ve bir `hayat tarzı` anlamındaki bu tür ideolojiler arasında Kemalizm` in yer alabileceği gerçeğini ya bilmemekte veya gözden kaçırmaktadırlar. Mustafa Kemal` i kendinden önce gelmiş reformculardan ayıran nokta; Tanzimat Hareketi gibi sadece kanun ve yönetim alanında kalmayıp, bütün hayatı içine alan bir değişiklik istemesiydi. Memleketin siyasi yapısını değiştirmek, halkı uyandırıp, onu Fransız İhtilalı ile doğan ve Batı Avrupa`nın birçok ülkesinde gelişen Milli Hâkimiyet kavramını çekmek istiyordu. Böyle bir değişiklik pek çabuk olmayacaktı. Mustafa Kemal bunun da sebebini biliyordu. Gücünü tartışmadan değil, tahakkümden düşünce hürriyetinden değil, kayıtsız-şartsız itaatten alan `dinsel kuvvetler`, demokrasinin yerleşmesine karşı koyacaklardı. Onun için Mustafa Kemal, siyasi devrimi her şeyden önce, bir `inanç devrimi` olarak görüyordu. Kurtuluş Savaşımızın askeri yönü sona erip, vatan toprakları dış düşmanlardan temizlenince, başta bilgisizlik, yoksulluk ve geri kalmışlık olmak üzere, bütün iç düşmanların tüm güçleri ile ayakta kaldığı ve ülkemizin çağdaş milletler düzeyine çıkabilmek için çok şeyler yapmak gerektiği görüldü. Bunun için, öncelikle, toplumda uyanmış bulunan `millet olma bilinci` ni pekiştirmeye lüzum vardı. Yüzyılların birikimi olan yanlış inançlar ve anlayışlar yüzünden, milletimiz bu bilinçten oldukça yoksun bir seviyede kalmıştı. Öyleyse, belirgin ilkeler üzerinde yeni bir devlet yapısının kurulmasına ihtiyaç ortadaydı. Bu da, millet olma bilincinin uyanık tutulmasına bağlıydı. Böylece, Türk Toplumu`nun adı ` Türk Milleti`nin yeni `Türk Devletinin adı `Türkiye Cumhuriyeti` olarak belirmiş, Kurtuluş Savaşından sonra, Türkiye Cumhuriyeti adı ile ortaya çıkan yeni Türk Devleti`nin dayandığı Atatürk ilkeleri, nin ve fikirlerinin anlayış olarak gelişmiştir. KEMALİZMİ ORTAYA KOYAN NEDENLER: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik olarak ifadesini bulan bu ilkeler, bir bütünü oluşturan ve `ortak özellikleri` bulunan ilkelerdir. Atatürk ilkeleri Türk Toplumu`nun ihtiyaçlarından doğduğundan, bunlarda baskı, taklitçilik veya özenti yoktur. Bu ilkeler yalnız sözlük anlamıyla tanımlanamaz. Zira bunlar Atatürk tarafından hem sözle, hem de uygulama ile belirlenmiştir. Bu ilkeler bir bütünü oluşturan unsurlar olduğuna göre, bunları tek tek değerlendirmeye girişmek yanlış olur. Bunların sağladığı uyum ve bütünlük `Kemalizm` dediğimiz Dünya görüşünü ortaya çıkarır.06.09.2014……. DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ BİRLİĞİ PLATFORMU Genel Başkanı A.Berham ŞAHBUDAK (Mak . Müh)
0 

0

1 Yorum Yapildi
UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Foto Galeri TÜMÜ
Bakmadan Geçme
Videolar TÜMÜ
E-Posta Listemize Katılın
Üye Girişi
YAZARLAR Tüm Yazarlar
Rogg & Nok Haber analiz merkezi
“Güle Ve Diken” Korku ve Endişe
Ali Berham Şahbudak
EY GAFİLLER "HANGİ ÜMMET"?
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Video Galeri Tümü
ANKET
Bu kullandığınız site kapatılsın mı?
Hava Durumu

İçerik Yükleniyor...
Puan Durumu
Takımlar | O | G | B | M | A | Y | AV | P |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1.GALATASARAY A.Ş. | 1 | 1 | 0 | 0 | 3 | 0 | 3 | 3 |
2.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
3.CORENDON ALANYASPOR | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
4.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
5.FATİH KARAGÜMRÜK A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
6.FENERBAHÇE A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
7.GENÇLERBİRLİĞİ | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
9.HESAP.COM ANTALYASPOR | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
10.İKAS EYÜPSPOR | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
11.KASIMPAŞA A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
12.KAYSERİSPOR FUTBOL A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
13.KOCAELİSPOR | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
14.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
15.SAMSUNSPOR A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
16.TRABZONSPOR A.Ş. | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
17.TÜMOSAN KONYASPOR | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
18.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 1 | 0 | 0 | 1 | 0 | 3 | -3 | 0 |
Çok Okunanlar
Bu web sitesi, en iyi deneyimi sağlamak için çerezleri kullanır. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı Ve Yayın İlkelerimizi okuyunuz.
Sanal Yorum, Eleştiri, TV Gazetesi
KAPAT
Sahte Diploma Skandalıyla Dijital Bir Darbe Teşebbüsü İfşa Olmuştur!
Mantıksal ve Yapısal Özet ile Yorum: Devletin Dijital Altyapısındaki Kriz ve Toplumsal Sonuçları, Türkiye’de Adalet, Liyakat ve Güvenlik Ekseni Üzerine Analiz
'Sahte diploma' skandalı... CHP'li Günaydın'dan 4 ayrı soru önergesi!
CHP İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın, kamuoyunda tartışılan "sahte diploma" soruşturması hakkında TBMM Başkanlığı'na 4 ayrı soru önergesi verdi. 4 bakanlığın cevaplandırması talebiyle verdiği önergelerde Günaydın, "Soruşturma kapsamında ortaya çıkan bilgiler, yalnızca bireysel düzeyde sahtecilik değil, organize bir suç ağı aracılığıyla sistematik biçimde kamuya sızma girişimini açığa çıkarmıştır" ifadelerini kullandı.
Haberlerde Göle Maya Çalmak Ve de Allah Kimseyi bilhassa Türkiye’deki siyasetçileri Omega 3’süz bırakmasın…
“Göle Maya Çalmak” Alegorisi ve Omega 3’süz Bahçeler Üzerine Mizahi Bir Bakış, Omega 3’süz Bahçelerden Milli Birlik Komisyonu’na, Siyaset ve Toplumun Beslenme Arayışı, İsim Tartışmalarından Tarihsel Müzakere Örneklerine Analitik Bir Bakış, Türkiye Siyasetinde Hafıza, Mizah ve Komisyon Tartışmaları Üzerine, Komisyon Tartışmaları ve Bahçeli'nin Açıklamalarının Analizi, Komisyon Tartışmaları, Siyasi Söylem ve Toplumsal Algı, Siyasi Söylem, Gündem Yönetimi ve Toplumsal Algı
Kuru Fasulyenin Trajikomik Dünyası: Hem Faydası Hem Gazı Bol
Sahne, Replikler ve “Yalancı Kılavuz” Motifinin Yorumu, Mecazın, Güncel Hayatın ve Mizahın Kesişiminde Yalancı Kılavuz Fenomeni, Gündemde Kalmanın Gücü ve Toplumsal Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme
“Tribünlerden Bakış” Bayraktaroğlu’nun Eleştirilme Nedenleri Üzerine Toplumsal Bir Perspektif
Mantıksal ve Yapısal Özet ile Yorum: Mantıksal Akış, Yapısal Bölümler ve Genel Değerlendirme, Yeniliğin Sancısı, Gelenekle Hesaplaşma ve Güç Savaşlarının Gölgesinde Bir Atam, Kurumsal Dinamikler, Stratejik Atama ve Satranç Metaforu Işığında Bir Değerlendirme, Satranç Tahtasında Kurum, Birey ve Toplumun Kesişen Yolları, Toplumsal Suskunluk, Oyun Metaforu ve “Çapan Oğlu” Kavramı Üzerine, Deyimden Metafora, Beklenmedik Müdahalelerin İzinde, Güncel Siyasi Tartışmalar, Askeri Hiyerarşi ve Toplumsal Aktörler Bağlamında Bir Analiz…
Rogg & Nok Haber analiz merkezi
“Güle Ve Diken” Korku ve Endişe
Perde!!! Sokaklar Dünyanındır, Yürüyerek aşınmaz… Evet, Bir Diktatör Ülkesinin Trajikomik Okuma Serüveni
Mantıksal ve Yapısal Özet ile Analitik Yorum: Tehlikeli Yakınlıkların, İkiyüzlülüğün ve Çıkar İlişkilerinin Analizi, Uluslararası İlişkilerde Çıkar, Direniş Pratikleri ve Kolektif Cesaretin Analizi, Otoriter Baskıdan Toplumsal Uyanışa, Toplumsal Dönüşüm, Dayanışma ve Dış Etkenlerin Rolü, Baskıdan Bağımsızlığa: Dış Müdahale, Dayanışma ve Toplumsal İrade Üzerine Bir Değerlendirme, Çağdaş Belarus Krizi Üzerine Bir Değerlendirme, Tiyatro Sahnesinde Direniş, Uzlaşma ve Liderlik, Sahnedeki Diyaloglardan Evrensel İnsanlık Hikâyesine atıf...
Komisyonun ikinci toplantısında gizlilik kararı
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun, cuma günü yapılacak ve İçişleri bakanı, MİT başkanı ve Milli Savunma bakanının davet edildiği ikinci toplantısı basına kapalı yapılacak, bu toplantının tutanakları da gizli olacak.
Haberlerde Göle Maya Çalmak Ve de Allah Kimseyi bilhassa Türkiye’deki siyasetçileri Omega 3’süz bırakmasın…
“Göle Maya Çalmak” Alegorisi ve Omega 3’süz Bahçeler Üzerine Mizahi Bir Bakış, Omega 3’süz Bahçelerden Milli Birlik Komisyonu’na, Siyaset ve Toplumun Beslenme Arayışı, İsim Tartışmalarından Tarihsel Müzakere Örneklerine Analitik Bir Bakış, Türkiye Siyasetinde Hafıza, Mizah ve Komisyon Tartışmaları Üzerine, Komisyon Tartışmaları ve Bahçeli'nin Açıklamalarının Analizi, Komisyon Tartışmaları, Siyasi Söylem ve Toplumsal Algı, Siyasi Söylem, Gündem Yönetimi ve Toplumsal Algı