BU ICERIK SADECE UYELER TARAFINDAN OKUNABILIR
OKUYABILMEK ICIN LUTFEN UYE GIRISI YAPINIZ..!
İşte silahsız soğuk savaşta kurtuluşun şimdilik kısa bir görüntüsü, mutlumsuyuz !!!
» İşte silahsız soğuk savaşta kurtuluşun şimdilik kısa bir görüntüsü, mutlumsuyuz !!!
Mutluluk öyle bir şeydir ki; bu hak ettiğimiz mutluluğu korumaz isek daha fazla mutsuz oluruz, şimdi belirsizlik yaşamanın zamanı değildir, hele mutluluktan olguları unutmak sonunda gelecek mutsuzluğa kapı açmaktır. Evet, çok ama çok mutluyuz bizler bunu alnımızın teri ile kazandık. İşte sonuç, işte başarı; Ne diye yayın yapmıştık, bir yayın kurumu yayınlarından sorumludur. Ne demiştik, kısaca hatırlayalım. Ve olanlar ile olacaklar arasında bir bağ kuralım, bu bağ öyle olsun ki bir daha çözülmeyelim, bu birlik ve beraberliğimizi tüm siyasi oluşumlardaki seçtiğimiz siyasetçilere aktaralım ve bir daha böyle olgular olmaması için fikir ve düşüncelerimizi söylemek ve yazmaktan bir daha korkmayalım bu verilmiş son şansı ideallerimiz ve siyasi düşüncelerimiz için devleti satmayalım biz yok olmasak da bu devlet devamlı olacaktır ve bu ulus bu ölçülerde bu oluşumdan kurtulduğuna göre her şeyi başarır, evet, önce millet diyenlerin zaferi bu, rehavete kapılmayalım…
UYARI:Eklenen Iceriklerin Tum Sorumlulugu Icerigi Ekleyen Editore Ait Olup Sitemiz Bu Konuda Herhangi Bir Sorumluluk Kabul Etmez
Okuyucu Yorumları 1 Yorum

İZZET ULUDAĞ -
08-06-2015
TÜRKİYE HARİTASI, SEÇİM SONRASINDA BİZE NE SÖYLÜYOR? ATATÜRK`ÜN VE ALTIOK`UN en küçük bir etkisinin dahi bulunmadığı bir seçimde ancak bu sonuç alınabilir, seçim sonrası Türkiye Haritası ülke bölünmüş gibi bize kızgınlıkla bakardı. Öyle de olmuştur. Bu tabloya rağmen seçim sonuçlarını demokrasinin zaferi diye gösterenler elbette olacaktır. Bu onların görevidir zaten. Oysa bu seçimin amacı ve sonucu silahlı bir örgütün (PKK) meşrulaştırılması ve Kürtlerin daha sonra `Halkların kendi kaderini tayin etme` hakkını sözüm ona kullanarak milli devletten ayrılması ve ülkenin fiilen bölünmesi için atılmış bir adım olmasıdır. Bu oyun HDP`ye bu seçimde alabildiğine destek sunan başta SOROS vakfı ve ABD olmak üzere hempaları ile ülkemizde gazete ve televizyon patronu Aydın DOĞAN gibilerinin, BEYKOZ KONAKLARININ ve TÜSİAD içindeki bazı para babalarının tarihi ve siyasi uluslararası projesidir. Bunlar geçmişte de Bülent ECEVİT`E sinsi bir tuzak ve suikast düzenlemiş ve ülkemize uzun yılları alacak bir komplo hazırlamışlardır. Bunlar, kurulduktan kısa bir süre sonra bile AKP`Yİ 2000`li yıllarda iktidara taşımak için her yolu mubah görmüşler, ülkeyi derin bir ekonomik krize sokmuşlardır. `Halkın canı cehenneme!` pahasına! Bunların bugün AKP`nin başımızdan gitmesi, faşizmin sona ermesi, demokrasinin gelmesi gibi bir dertlerinin ve amaçlarının olmayacağı kasalarındaki paralardan ve fabrikalarında çalıştırdığı işçilerin aldığı maaş ve gördükleri zulümden açıkça anlaşılmaktadır. Bunların Türk Milleti`nin hakimiyeti kayıtsız şartsız elinde tutması ile, milli devletin bağımsızlığı ve güçlenmesi, Türk ve Kürtlerin refahı ya da özgürlüğü ile bir kaygı taşıdığı asla mümkün değildir. Akıllarından dahi bunlar geçmez. Şimdi de yine bunların oyunları ve kurdukları tezgah sayesinde kriz, kargaşa, kaos, çatışma ve bölünme tehdidi kapımızda değil, içimizdedir. Bu seçimde KÜRTlerin etnik milliyetçilik damarı kabartılmış, değişik oyunlarla ekonomik, sosyal, kültürel hiçbir somut vaat dahi olmaksızın başta Aydın DOĞAN`ın sahibi olduğu gazete, radyo ve televizyonlardan Kürt kardeşlerimizin bilinçaltını etkilemeye yarayan yayınlar yapılmış, gözleri kamaştırılmış ve körleştirilmiştir. Türk-Kürt kardeşliği ve birliği aslında ciddi bir yara almıştır. Bu oyunda AKP`nin gerek iktidara taşınmasında ve gerekse 12 Eylül 2010`da yapılan YARGIYA MÜDAHALEYE yönelik referandumda rol alan `YETMEZ, AMA EVET!`çilik körüklenmiştir. Bu seçimde her seçmen zayıf damarından kavranmış ve kandırılmıştır. Gözümüz boyanmış, PKK`nin 30 yıldır binlerce masum vatandaşın kanına girmesi ve kayba uğradığımız İMF`ye bizi muhtaç hale getiren milyarlarca Dolar kaybımız unutturulmuştur. Siyasi öngörümüz, yeteneğimiz köreltilmiş, milli refleksimiz yok edilmiştir. `AKP GİDECEK, DEMOKRASİ GELECEK` yaygarası ve korkutulmamız gözümüzü ülke ve bölge gerçeklerinden uzaklaştırmaya hizmet etmiştir. Bu nedenle de başta CHP olmak üzere pek çok kesimden `başka çaremiz yok` diye HDP`ye `ödünç oy` akıtılmıştır. Şimdi sırada Kürtleri ruhen ve fiilen bu ortak vatandan koparmak ve `Büyük Kürdistan`ı kurmak vardır. Bu nedenle de seçim sonrası Kürtlerin nerede yaşıyor olursa olsunlar yapay olarak kaynaştırılması, yan yana yaşasalar da Türkler ve Kürtler arasındaki elimizde kalan kardeşliğin zayıflatılması süreci başlatılacaktır. Sanki KÜRTler TC`ye karşı vatanlarını ve egemenliklerini koruyan anti-emperyalist, demokratik, sözüm ona `solcu` bir maske de takıp bazı siyasi güçleri de yanına katarak TBMM içinde yasal, Kandil`de elinde silah TC`den ayrılma zeminini yaratma sürecine gireceklerdir. Türkiye her türlü kışkırtma ortamına sürüklenecektir. `Kendi kaderlerini tayin hakkı` dahil başta BM olmak üzere yabancı güçleri ülkeye müdahaleye çağırmak için her yol mubahtır. Bombalamalar vb… Redhavet zamanı değildir. Özellikle CHP`nin burada bu amaç için maalesef parti içinden bazı kişisel destekler almak üzere bir araç olarak kullanılması, -yukarıda seçime ve sürece parmak sokan kurum ve kişilerin gücü nedeniyle- ihtimali ve tehlikesi her zamankinden daha fazla olacaktır. Başta biz CHP üyelerine düşen görev öncelikle uyanık olmak ve siyasileşmektir. Şimdi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK zamanı gelmiştir. Fetreti, her türlü krizi, kargaşayı ancak ALTI OK`UN ve ATATÜRK`ün rehberliğinde bertaraf edebiliriz. TÜRK VE KÜRT kardeşliğini; ALEVİ SÜNNİ birliğini böylece sağlayabilir, BOP çerçevesinde bize dayatılan bölünmeyi önleyebiliriz. Kolları sıvama, çarığı ATATÜRK ve İsmet PAŞA gibi ayağa geçirme ve bağımsızlık ve özgürlük, kardeşlik için mücadeleye başlamak için yola düşme vaktidir. ALTI OK, parti binalarının önünde rüzgar nereden eserse ona göre dalgalanan, makam masalarının yanı başında başı öne eğik duran bir bez üzerinde soluk bir logo olmaktan çıkartılmalı, hayatımızın her alanında Kuzey yıldızı gibi yolumuzu aydınlatmalı, bir parçamız olmalıdır. SAYGILARIMLA.... 08.06.2015 Avukat İzzet ULUDAĞ -MERSİN
TÜRKİYE HARİTASI, SEÇİM SONRASINDA BİZE NE SÖYLÜYOR? ATATÜRK`ÜN VE ALTIOK`UN en küçük bir etkisinin dahi bulunmadığı bir seçimde ancak bu sonuç alınabilir, seçim sonrası Türkiye Haritası ülke bölünmüş gibi bize kızgınlıkla bakardı. Öyle de olmuştur. Bu tabloya rağmen seçim sonuçlarını demokrasinin zaferi diye gösterenler elbette olacaktır. Bu onların görevidir zaten. Oysa bu seçimin amacı ve sonucu silahlı bir örgütün (PKK) meşrulaştırılması ve Kürtlerin daha sonra `Halkların kendi kaderini tayin etme` hakkını sözüm ona kullanarak milli devletten ayrılması ve ülkenin fiilen bölünmesi için atılmış bir adım olmasıdır. Bu oyun HDP`ye bu seçimde alabildiğine destek sunan başta SOROS vakfı ve ABD olmak üzere hempaları ile ülkemizde gazete ve televizyon patronu Aydın DOĞAN gibilerinin, BEYKOZ KONAKLARININ ve TÜSİAD içindeki bazı para babalarının tarihi ve siyasi uluslararası projesidir. Bunlar geçmişte de Bülent ECEVİT`E sinsi bir tuzak ve suikast düzenlemiş ve ülkemize uzun yılları alacak bir komplo hazırlamışlardır. Bunlar, kurulduktan kısa bir süre sonra bile AKP`Yİ 2000`li yıllarda iktidara taşımak için her yolu mubah görmüşler, ülkeyi derin bir ekonomik krize sokmuşlardır. `Halkın canı cehenneme!` pahasına! Bunların bugün AKP`nin başımızdan gitmesi, faşizmin sona ermesi, demokrasinin gelmesi gibi bir dertlerinin ve amaçlarının olmayacağı kasalarındaki paralardan ve fabrikalarında çalıştırdığı işçilerin aldığı maaş ve gördükleri zulümden açıkça anlaşılmaktadır. Bunların Türk Milleti`nin hakimiyeti kayıtsız şartsız elinde tutması ile, milli devletin bağımsızlığı ve güçlenmesi, Türk ve Kürtlerin refahı ya da özgürlüğü ile bir kaygı taşıdığı asla mümkün değildir. Akıllarından dahi bunlar geçmez. Şimdi de yine bunların oyunları ve kurdukları tezgah sayesinde kriz, kargaşa, kaos, çatışma ve bölünme tehdidi kapımızda değil, içimizdedir. Bu seçimde KÜRTlerin etnik milliyetçilik damarı kabartılmış, değişik oyunlarla ekonomik, sosyal, kültürel hiçbir somut vaat dahi olmaksızın başta Aydın DOĞAN`ın sahibi olduğu gazete, radyo ve televizyonlardan Kürt kardeşlerimizin bilinçaltını etkilemeye yarayan yayınlar yapılmış, gözleri kamaştırılmış ve körleştirilmiştir. Türk-Kürt kardeşliği ve birliği aslında ciddi bir yara almıştır. Bu oyunda AKP`nin gerek iktidara taşınmasında ve gerekse 12 Eylül 2010`da yapılan YARGIYA MÜDAHALEYE yönelik referandumda rol alan `YETMEZ, AMA EVET!`çilik körüklenmiştir. Bu seçimde her seçmen zayıf damarından kavranmış ve kandırılmıştır. Gözümüz boyanmış, PKK`nin 30 yıldır binlerce masum vatandaşın kanına girmesi ve kayba uğradığımız İMF`ye bizi muhtaç hale getiren milyarlarca Dolar kaybımız unutturulmuştur. Siyasi öngörümüz, yeteneğimiz köreltilmiş, milli refleksimiz yok edilmiştir. `AKP GİDECEK, DEMOKRASİ GELECEK` yaygarası ve korkutulmamız gözümüzü ülke ve bölge gerçeklerinden uzaklaştırmaya hizmet etmiştir. Bu nedenle de başta CHP olmak üzere pek çok kesimden `başka çaremiz yok` diye HDP`ye `ödünç oy` akıtılmıştır. Şimdi sırada Kürtleri ruhen ve fiilen bu ortak vatandan koparmak ve `Büyük Kürdistan`ı kurmak vardır. Bu nedenle de seçim sonrası Kürtlerin nerede yaşıyor olursa olsunlar yapay olarak kaynaştırılması, yan yana yaşasalar da Türkler ve Kürtler arasındaki elimizde kalan kardeşliğin zayıflatılması süreci başlatılacaktır. Sanki KÜRTler TC`ye karşı vatanlarını ve egemenliklerini koruyan anti-emperyalist, demokratik, sözüm ona `solcu` bir maske de takıp bazı siyasi güçleri de yanına katarak TBMM içinde yasal, Kandil`de elinde silah TC`den ayrılma zeminini yaratma sürecine gireceklerdir. Türkiye her türlü kışkırtma ortamına sürüklenecektir. `Kendi kaderlerini tayin hakkı` dahil başta BM olmak üzere yabancı güçleri ülkeye müdahaleye çağırmak için her yol mubahtır. Bombalamalar vb… Redhavet zamanı değildir. Özellikle CHP`nin burada bu amaç için maalesef parti içinden bazı kişisel destekler almak üzere bir araç olarak kullanılması, -yukarıda seçime ve sürece parmak sokan kurum ve kişilerin gücü nedeniyle- ihtimali ve tehlikesi her zamankinden daha fazla olacaktır. Başta biz CHP üyelerine düşen görev öncelikle uyanık olmak ve siyasileşmektir. Şimdi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK zamanı gelmiştir. Fetreti, her türlü krizi, kargaşayı ancak ALTI OK`UN ve ATATÜRK`ün rehberliğinde bertaraf edebiliriz. TÜRK VE KÜRT kardeşliğini; ALEVİ SÜNNİ birliğini böylece sağlayabilir, BOP çerçevesinde bize dayatılan bölünmeyi önleyebiliriz. Kolları sıvama, çarığı ATATÜRK ve İsmet PAŞA gibi ayağa geçirme ve bağımsızlık ve özgürlük, kardeşlik için mücadeleye başlamak için yola düşme vaktidir. ALTI OK, parti binalarının önünde rüzgar nereden eserse ona göre dalgalanan, makam masalarının yanı başında başı öne eğik duran bir bez üzerinde soluk bir logo olmaktan çıkartılmalı, hayatımızın her alanında Kuzey yıldızı gibi yolumuzu aydınlatmalı, bir parçamız olmalıdır. SAYGILARIMLA.... 08.06.2015 Avukat İzzet ULUDAĞ -MERSİN
0 

0

1 Yorum Yapildi
UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Foto Galeri TÜMÜ
Bakmadan Geçme
Videolar TÜMÜ
E-Posta Listemize Katılın
Üye Girişi
YAZARLAR Tüm Yazarlar
Can PULAK
Orman yangınları üzerine
Serendip Altındal
NİŞANGAH
Zeki Sarıhan
CHP İÇİN: HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR
Özgür Karakaya
KEYİF
Songül Gökyar
Songül Gökyar Aileyle Başarıya Giden Yol
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Video Galeri Tümü
ANKET
Bu kullandığınız site kapatılsın mı?
Hava Durumu

İçerik Yükleniyor...
Puan Durumu
Takımlar | O | G | B | M | A | Y | AV | P |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 30 | 5 | 1 | 91 | 31 | 60 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 26 | 6 | 4 | 90 | 39 | 51 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 19 | 7 | 10 | 55 | 41 | 14 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 17 | 11 | 8 | 59 | 36 | 23 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 16 | 6 | 14 | 60 | 56 | 4 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 15 | 8 | 13 | 52 | 47 | 5 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 13 | 12 | 11 | 58 | 45 | 13 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 13 | 11 | 12 | 59 | 50 | 9 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 15 | 4 | 17 | 52 | 58 | -6 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 11 | 14 | 11 | 62 | 63 | -1 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 13 | 7 | 16 | 45 | 50 | -5 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 12 | 9 | 15 | 43 | 50 | -7 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 11 | 12 | 13 | 45 | 57 | -12 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 12 | 9 | 15 | 45 | 50 | -5 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 12 | 8 | 16 | 37 | 62 | -25 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 9 | 10 | 17 | 26 | 43 | -17 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 9 | 8 | 19 | 44 | 60 | -16 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 6 | 8 | 22 | 47 | 74 | -27 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 3 | 5 | 28 | 34 | 92 | -58 | 2 |
Bu web sitesi, en iyi deneyimi sağlamak için çerezleri kullanır. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı Ve Yayın İlkelerimizi okuyunuz.
Sanal Yorum, Eleştiri, TV Gazetesi
KAPAT
Türkiye'nin Batı Bloğu Tarafından Güvenilmez Bir Müttefik Olarak Görülmesinin Nedenleri
NATO ve Avrupa Birliği İlişkilerinde Güven Kaybı, Avrupa Birliği, NATO ve Türkiye, İstihbarat Algılama Oluşumu ve Jeopolitik İstihbaratlar tarafından hazırlanan baskıcı ve yönlendirici Analiz, Avrupa'nın Bekleme Stratejisi: Neden ve Nasıl?
Gazeteci Alican Uludağ: Sıradan Bir Tehdit Değil
Bir Gazetecinin Karşılaştığı Zorluklar ve Mücadeleler
İrfan Değirmenci Kimdir ve Tutuklanmasının Uluslararası Arenada Yankı Uyandırmasının Nedenleri bu durumda Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ne Yapsın?
Bu metin, TİP'in İstanbul Kadıköy'de yapılan gözaltılar ve Beyoğlu'ndaki eylem yasağı karşısında nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini ele almaktadır.
23 Yıllık Akp İktidarı, En Çok Eğitim Alanında Başarısız ve Liyakatsiz Oldu!
“Bizler, DESAM çatısı altında bir araya gelen eğitimciler, uzmanlar ve düşünce insanları olarak, Türkiye’de 23 yıllık AKP iktidarının eğitim politikalarını değerlendirdik. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygulanan politikalar, gençlerimizi 21. yüzyılın gerektirdiği becerilerle donatmaktan uzak kalmış, ideolojik öncelikler ve popülist adımlarla eğitimi bir çıkmaza sürüklemiştir,” diye konuşan DESAM Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi;
Ne Güzel Bir Dünya! Ahlaki İkiyüzlülüğün Sahnesinde
Bütün metin, ironik bir sorgulama ve eleştirel bir bakış açısıyla örülmüştür. Habere Yorumsal Destek veren Cessur Demirali Gürsu Yazıda, güçlü başlıklar ve bölümler arası geçişlerdeki tutarlılıkla, okuru metnin içindeki tartışmaya adım adım çekmeyi başarır. Sonuçta ortaya, modern dünyanın ahlaki çıkmazlarına dair bütüncül, akıcı ve düşündürücü bir yapı çıkar.
Hadi Önal
NEDENLERİN İZİNDE (10)
Serendip Altındal
NİŞANGAH
Savaş ve Şiddetin Etik Boyutu
İnsan Doğasında Şiddet ve Ölüm Eğilimi
23 Yıllık Akp İktidarı, En Çok Eğitim Alanında Başarısız ve Liyakatsiz Oldu!
“Bizler, DESAM çatısı altında bir araya gelen eğitimciler, uzmanlar ve düşünce insanları olarak, Türkiye’de 23 yıllık AKP iktidarının eğitim politikalarını değerlendirdik. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygulanan politikalar, gençlerimizi 21. yüzyılın gerektirdiği becerilerle donatmaktan uzak kalmış, ideolojik öncelikler ve popülist adımlarla eğitimi bir çıkmaza sürüklemiştir,” diye konuşan DESAM Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi;Korku ve Algı, Güç ve Güçsüzlük Üzerine Yapılan Propaganda, Evrilen Savaş Ortamında Siyaset ve Manipülasyon Haberlerinin Önemi
Modern Dünyada Siyasetin Dinamikleri
Risklerin Çoğaldığı ve Kısıtlamaların Aşındığı Bir Dünyada Ulusal Güvenlik
Metin, insanlığın evrensel sorgulamalarıyla başlamakta ve toplumsal düzlemde yön arayışını öne çıkarmaktadır. Batı’dan Doğu’ya her bireyin benzer sorularla yüzleştiği vurgulanırken, değişimin önündeki engellere ve liderlik kavramına dikkat çekilmektedir. Özellikle “nereye gidiyoruz?” sorusu, metnin temel motivasyonunu ve düşünsel çatısını oluşturmaktadır...