YUKLENIYOR
5 Ekim 2024
Üye Girişi
Üye Girişi
×
Türk Vatandaşları Üye Olabilir
[Turkish CitizensCan Be Members Of]
Güvenlik Kodu:
Guvenlik
https://www.amazon.com.tr/Ad%C4%B1n%C4%B1-Sen-Cessur-Demirali-G%C3%BCrsu/dp/6256930053/ref=sr_1_fkmr0_1?__mk_tr_TR=%C3%85M%C3%85%C5%BD%C3%95%C3%91&crid=1YJDGAGVNQ7VV&dib=eyJ2IjoiMSJ9.r4RD0rXAx128uZUXSIG0aTSneyDm8FSySorDyhmd-oOXKuEdsPWYgrz0gKD_i_mt.zK_9deK
https://www.amazon.com.tr/Ad%C4%B1n%C4%B1-Sen-Cessur-Demirali-G%C3%BCrsu/dp/6256930053/ref=sr_1_fkmr0_1?__mk_tr_TR=%C3%85M%C3%85%C5%BD%C3%95%C3%91&crid=1YJDGAGVNQ7VV&dib=eyJ2IjoiMSJ9.r4RD0rXAx128uZUXSIG0aTSneyDm8FSySorDyhmd-oOXKuEdsPWYgrz0gKD_i_mt.zK_9deK
1 2 3
ANKET
Bu kullandığınız site kapatılsın mı?
CIP 0 - CRZ 0
Evet
116
Hayır
1097
Çekimser
10
Fikrim yok
12

Toplam Oy:1235

» LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (5)

LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (5) - Habip Hamza ERDEM

Paylas
LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (5)
29 Eylül 2024, Pazar 15:30:22
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (5)

Bir önceki yazıda, “1831 yılında Lyon kentinde ipek sanayii işçileri (Canuts), “Ya iş ya ölüm!” diyerek ayaklanmış, kolluk kuvvetlerine karşı “Açlıktan ölmektense polis/asker kurşunuyla ölmeyi yeğleriz” sloganıyla polis ve askerlere karşı direnmekteydiler demiştik.

Okurlarımdan biri, Türkiye’de, olsa olsa "Açlıktan ölmeden önce polis/askerimize midemizin gurultusunu dinletmeyi yeğleriz" diyerek bir durum saptaması yapmıştır.

Okura katılmamak mümkün değildir.

Bir toplum ancak bu kadar kişiliksizleştirilmiş olabilirdi ve olmuştur.

Burada ister istemez, ileride ele alacağımız ‘Demokrat’lık konusuna alelacele değinmek durumundayız.

Türkiye’de kendisini ‘Demokrat’ olarak tanımlayan her kim varsa, 1950’de iktidara gelen ‘Demokrat Parti’nin ‘Demokratlığı’ndan bir adım öndedir diyemeyiz.

Bu tür ‘Demokrat’lık, Fransa’nın Alman İşgali yıllarındaki iktidarının (1940-44) başı olan General Philippe Pétain ve onu destekleyen ‘aydın/düşünür’lerin ‘Demokrat’lıkları kadar olup, öncelikle işgal güçleriyle ‘işbirliği’ yapmakla nitelenebilir.

General Pétain, Birinci Dünya Savaşı’nda yararlılıkları görülen ve savaş sonrası dönemde de yükselen bir komutandır.

Ancak İkinci Dünya Savaşı boyunca Devlet Başkanı olarak, Alman işgalcileri ile ‘işbirliği’ yapmıştır.

Tıpkı Büyük Türk Devrimi dediğimiz ‘Millî Demokratik Devrimi’miz döneminde yurtseverlik gösterip Devrim’e katılan Asker ve Aydınlarımızın, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, başta ABD olmak üzere ‘emperyalizmle işbirliği’ yapmaları gibi…

Fransa’da Pétain dönemi bir ‘utanç dönemi’ olarak anılırken, Türkiye’de Demokrat Parti dönemi bir ‘övünç kaynağı’ olarak sürdürülmek istenmektedir.

Lyon’daki ipek işçileri üzerine otuz binlik ordu gönderen hükûmet, ‘sınıf savaşı’nı Marx’tan önce keşfeden ‘Sosyal Liberal’ diye tanımlanan tarihçi/düşünürlerden oluşmaktaydı.

          70’li yıllarda ‘Devrimci gençliği’ vuran ve asan, işçileri ‘İşçi Bayramı’nda kurşunlayan hükûmetler ise, Fransa’nın ‘Sosyal Tarihçiler’inden başlayarak, Pétain dönemine düşünsel katkı veren yazar ve düşünürlerden beslenmişlerdi.

          Türk akademisyenlerin Avrupa’lı meslektaşlarından beslendikleri kaynaklar başta 1870’lerden itibaren Fransa’da yayın yapmaya başlayan Armand Colin yayınevi yazar ve yayınları olup edebiyattan sosyal bilimlere her konuda belli bir ‘demokrat’lık içermektedir.

          Sonra 1950’li yıllarının başından itibaren Alexis Tocqueville’in yeniden yayınlanması dahil Friedrich Hayek’in (1899-1992) La Route de servitude’ü başta olmak üzere, dünya genelinde ‘iki kutuplu dünya’nın ‘liberal’ kanadının görüşlerini yayınlayan Medicis yayınevi gelmektedir.

          Ki Süleyman Demireli’in dilinden düşünmediği ‘Hür Dünya’, işte bu ve benzeri yayınlar sayesinde ezberletilmiş olup, ‘Anglo-sakson felsefesi’ diyebileceğimiz bir geleneği yerleştirmiş bulunmaktadır.

          Denilebilir ki, kim ki ‘Hür Dünya’ demektedir, ‘Hürriyet’in ne demek olduğunu bilmemektedir.

          Bu kaba saptamanın ardından, 1950’lerden itibaren Türkiye’de yayınlanan tez ve kitapların kaynakçasında Armand Colin ya da Medicis yayınevinin sayısına bakarak ne demek istediğimiz anlaşılmış olacaktır.

          Turgut Özal’la birlikte ‘Amerikan sosyolojisi’nin Türk akademisyenlerinin biricik başvuru kaynağı olduğu artık kesinleşmiş gibidir.

          İşte Türkiye’de başta akademisyenler olmak üzere, giderek tüm toplumun ‘kişiliksizleştirilmesi’nin en temel nedeni budur diyeceğiz.

          O arada, 1960’tan başlayarak on yıllık bir ‘kendine gelme’ ya da ‘özüne dönme’ diyebileceğimiz bir ‘uyanış’ olmakla birlikte, bu kez ‘asker ve polis’ baskısıyla bu canlanış sürekli engellenmiştir.

          Böylece artık ne ‘liberal’, ne ‘demokrat’ ve ne de ‘sosyalist’ gibi terimlerin ‘bilimsel’ olarak irdelenmesi mümkün olabilmiş ve ne de tüm düşünsel alanda bir kakofoninin oluşması engellenebilmiştir.

          Dolayısıyla, okurumun "Açlıktan ölmeden önce polis/askerimize midemizin gurultusunu dinletmeyi yeğleriz" tanısının gerçekleştiği noktaya gelinmiş bulunmaktadır.

          Bu parantezi burada keserek, çözümlemelerimize devam edeceğiz.

          (Sürecek)

         

 


Habip Hamza ERDEM
E-Posta ile gönderilen veya direk Web sitesine yayınlanması için gönderilen yazıların fotoğraf gibi tüm demokratik protesto, bilgi, haber, yorum ve sosyal/siyasal içerikli paylaşımlar TC Anayasasının;
MADDE 25: "Düşünce ve Kanaat Hürriyeti";
MADDE 26: "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti"
kapsamında Web sitemizde yapılmıştır.
Kişisel veya kurumsal Demokratik düşünce ve kanaatlerimiz engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle
"Yazar olan biz Hakkımızdaki veya kullanıcıların kullandıkları web sitesindeki yayınlanan haberler dolayısı ile olası her türlü anti-demokratik yasal girişimi",
TC Anayasası, AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarımız saklı kalmak üzere, peşinen reddederiz…

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum
Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Rogg&Nok Haber- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Rogg&Nok Haber Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin [email protected] Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir.