Uyanış ve Eylem Çağrısı
Devrimle kurulmuş Cumhuriyet, belli bir zihniyet eliyle karanlığa sürüklenirken, Sen uyumaya devam et Türk Milleti!
"Türk milleti zekidir, Türk milleti çalışkandır" diyen eşsiz Önderimizin kabrinde kemikleri sızlıyor olmalı. Çünkü O'nun güvendiği bu millet, 20 yılı aşkın süredir "din, iman, bayrak, ezan, yerli, milli" yalanlarına esir düşmüşçesine, âdeta bir gaflet içine dalmıştır. Kanları üzerine kurulan cumhuriyet karanlığa sürükleniyor; ancak o bir türlü uyanmıyor.
Tarihi Onurun Çürüme Hali
Sen ki, yedi düvele karşı, Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde “Ya İstiklal Ya Ölüm!” parolasını haykırıp tam bağımsızlığın için savaştın. Cephelerde emperyalizme diz çöktürmüş, başı dik, onurlu Türk Milleti olarak yüz yıldır gururla yaşadığın bu cumhuriyet...
Peki şimdi? Cumhuriyetini karanlığa sürükleyen çağdışı, çürümüş bir zihniyet karşısında halen ölüm uykundan uyanmıyorsan; kaybettiklerin için ağlamaya hakkın yok! Unutma halkım, bunu sen istedin!
Eşsiz Mustafa Kemal’in gece gündüz demeden, o cepheden bu cepheye koşarak bin bir mücadeleyle kurduğu bu cumhuriyet, yüz yılın sonunda, aynı çürümüş zihniyete mensup ellerde tekrar siyasi bir karanlığa sürükleniyor. Bu bir tesadüf değildir!
Kurtuluşun Yolu: Yeniden Millî Mücadele
Cumhuriyetimizin ve Türk milletinin sürüklendiği siyasi kaostan ve karanlıktan aydınlığa çıkmasının tek yolu; Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı anti-emperyalist kararlılığa Türk milleti olarak yeniden sahip olmasıyla mümkündür.
Aksi her eylem ve mevcut siyaset, bu cumhuriyeti sürüklendiği karanlıktan ve kaosun içinden kurtaramayacaktır. 25 yıldır bu cumhuriyeti yöneten çürümüş siyasetçiler ve muhalefet, bu çıkmazı çözmekten uzaktır.
Hiç kimse unutmasın ki, tıpkı yüz yıl öncesinde olduğu gibi; Türk milleti, kendi geleceği için 1919’da olduğu gibi yeni bir Millî Mücadele'ye ihtiyaç duymaktadır. Bu artık tartışılamaz bir gerçektir. Kurtuluş Savaşı, sadece Mustafa Kemal Atatürk ismiyle özdeşleşen bir direniş değil; millet olarak var olabilme mücadelesinin ve yeniden dirilişin adıdır.
Kölelikten Uyanış: Ulusal Hareket
Türk milleti, son Osmanlı'nın siyasi yetersizliğini ve siyasal çürümüşlüğünü bir asır önce tecrübe etmiş, canını vererek vatan kurmuştu. Bugün, yüz yılın sonunda, o çağdışı zihniyetle birlikte aynı tarihi tekrar yaşıyor olması, tesadüf değil; bilinçli ve isteyerek emperyalist projelere teslim olmanın esiridir.
Bu zihniyet, tıpkı Osmanlı'nın hastalığını ve çürümüşlüğünü taşıdığını 25 yıllık iktidarları süresinde kanıtlamıştır. Bu hastalıklı zihniyetten kurtulmak için Türk milleti olarak; Türk Ulusal Hareketi, Millî Hareket ve Kemalist Hareket ekseninde yeniden bir Anadolu Hareketi başlatılmalıdır. Kuvâ-yi Milliye'nin dirilişi, Türk milletinin ve Cumhuriyetin tek kurtuluşudur!
Dünya dâhisi eşsiz Mustafa Kemal Atatürk, uyuyan milletler için ne söylüyordu, hatırlayanınız var mı? O, “Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak uyanır” diyordu.
Biz ne zaman köle olduk?
Büyük bir milletin bağımsızlığını kazandığı, bilim ve tekniğin esaslarında kurulan ulus ve çağdaş Cumhuriyetimizi bugün daha da ileriye taşımak boynumuzun borcudur. Atatürk ilke ve inkılaplarından da, haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz!
Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin ve ilkelerinin taçlandırıldığı, iradesini kimseye devretmeyen, soran sorgulayan insanların Cumhuriyeti ile birlikte nice yüz yıllara...
Ali Berham ŞAHBUDAK