İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Çarşamba günü parlamentoda yaptığı açıklamada, “Bölgelerimizden teröristleri temizledik, on binlercesini imha ettik, (…) Muhammed Sinvar'ı etkisiz hale getirdik” ifadelerini kullanarak uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kez daha bölgedeki çatışmalara yönlendirdi. Bu açıklama, sadece İsrail ve Hamas arasındaki mevcut gerilimi derinleştirmekle kalmadı, aynı zamanda diğer bölge aktörlerini de bu dinamiklerde daha aktif roller almaya zorlayacak bir atmosfer yarattı.
Geçen yılın Ekim ayında öldürülen Yahya Sinvar'ın kardeşi Muhammed Sinvar hakkında verilen bilgiler içeriğinde bulunmamaktadır.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında İsrail ordusu tarafından öldürülen Yahya Sinvar'ın kardeşi Muhammed Sinvar, İsrail medyasına göre 13 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen hava saldırısında hedef alınmıştı. İsrail ordusunun açıklamalarına göre, saldırıda Hamas’a ait bir yeraltı komuta ve kontrol merkezi hedef alınırken, Avrupa Hastanesi'nin altında bulunan bu noktanın vurulmasıyla çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti. Bu olay, bölgede artan gerilimin en çarpıcı anlarından biri olarak kayıtlara geçmişti.
Bu sırada Hamas’ın konuya ilişkin sessizliği, uluslararası kamuoyunda çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Pek çok uzman, örgütün stratejik bir neden veya içsel bir karar süreci nedeniyle sessiz kalmayı tercih ettiğini öne sürüyor. Öte yandan, bu sessizliğin bölgedeki tansiyonu daha da artırabileceği ve olası misilleme saldırılarının ön hazırlıkları anlamına gelebileceği değerlendirmeleri de yapılmakta. Hamas’ın ilerleyen günlerde yapacağı bir açıklama, bu olayın uluslararası yankılarını ve bölgedeki gelişmeleri şekillendirebilir.
İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, yaptığı açıklamada, tüm bulguların Hamas lideri Muhammed Sinvar'ın Han Yunus'taki saldırıda etkisiz hale getirildiğini gösterdiğini ifade etti. Katz'ın bu sözleri, İsrail'in güvenlik stratejisi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Ancak, İsrail ordusu tarafından henüz resmi bir teyit gelmemesi, uluslararası kamuoyunda belirsizliği artırdı. Öte yandan, Hamas'ın konuyla ilgili sessizliği sürerken, bazı uzmanlar, bu durumun örgütün stratejik bir hamlesi olabileceğini öne sürüyor. Böyle bir açıklama yapılmaması, olası misilleme saldırıları ve örgütün taktiksel yaklaşımı hakkında daha fazla spekülasyona yol açtı. Önümüzdeki günlerde hem İsrail'den hem de Hamas'tan gelecek açıklamalar, olayın uluslararası yankılarının şekillenmesinde kilit rol oynayabilir.
Muhammed Sinvar'ın liderliği, Hamas'ın askeri ve stratejik açıdan yeniden yapılanmasında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed Deif'in geçen yıl İsrail ordusu tarafından öldürülmesinin ardından, Sinvar, örgütün askeri kanadının yeni lideri olarak öne çıktı. Sinvar'ın son dönemde İsrail ile dolaylı yoldan yürütülen müzakerelerde özellikle İsrailli rehinelerle ilgili süreçte karar verici bir rol üstlendiği bildiriliyor. Bu durum, Hamas'ın liderlik yapısındaki değişimler ve stratejik öncelikleri hakkında uluslararası kamuoyunda çeşitli analizlere yol açtı.
Sinvar'ın etkisi, yalnızca askeri operasyonlarla sınırlı kalmayıp, diplomatik ve müzakere süreçlerinde de hissedilir hale geldi. Bu, bölgedeki dengelerin yeniden şekillenmesinde ve örgütün uluslararası arenadaki görünümü üzerinde belirleyici bir etki yaratabilir. Önümüzdeki günlerde bu liderlik değişiminin sonuçlarının, bölgedeki çatışma dinamiklerini nasıl etkileyeceği dikkatle takip edilecektir.