İki aşamalı bir düzen oluşturduklarını ifade eden Başkan Güç, “Birincisi il başkan yardımcıları ikincide ise komisyonlar oluşturduk. Bu komisyonları oluştururken ülkenin ve halkımızın genel sorunlarından, uluslararası sorunlardan genel bir çerçeve çizdik. Yani aslında bilinen komisyonları detaylandırdık.
Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Bu tablo bizi umutsuzluğa sevk etmiyor. Aksine bize tarihi sorumluluk yüklediğinin farkındayız. İzmir örgütünde yeni bir dönem başlıyor. Göreve geldiğimizden itibaren bir hedef koyduk. Halktan gelen güçle İzmir’den Türkiye’ye umudu büyüteceğiz. Bu doğrultuda güçlü bir yapılanma gerçekleştirdik. İl yönetimimizin tamamı liyakati önceleyen, sorumluluk almaktan kaçmayan, görevin ağırlığını taşıyabilen arkadaşlarımız” dedi.
“KÖRFEZİN ÇÖZÜMÜ VE YETKİSİ HÜKÜMETTE”
"İzmir’in sorunlarını yerelden değil merkezden kaynaklandığını konuşmalıyız" diyen Güç, "İzmir’in yaşadığı sorunlardan bahsederken acı bir gerçekten bahsedeceğiz. Bu sorunların çözüm yetkisi, kaynağı merkezi hükümet. İzmir’i cezalandıran, yatırım yapmayan bir siyasi yaklaşım ile karşı karşıyayız. Bu yaklaşım özellikle Körfez’de, çöp krizinde, ulaşım ve sosyal yoksulluk ile çıplak bir şekilde ortadadır. Körfez sorununun yetkisi ve çözümü merkezi hükümette. Bu sorun bugün ortaya çıkmış bir sorun değil. Altını çiziyoruz, bu sorun yerel yönetimlerin isteği ile çözülemez. Körfez ile ilgili her türlü yetki bakanlıkta. Hiçbir çalışmayı İzBB kendi kendisine yapamaz. Halkımız bilsin; belediyenin izin almadan adım atma şansı yok. Körfez’i kirleten unsurların denetimi de bakanlıktadır. Yani belediyenin müdahale edemeyeceği, ceza kesemediği ve denetim yapamadığı alanlardır. Devlet yapamıyorsa kurumun suçu değil iktidarın tercihidir." diye konuştu.
“SİYASİ AYRIMCILIK VAR”
Hükümetin İzmir körfezini temzilememesini eleştiren Güç, "Körfez temizliğinin maliyeti 100 milyar TL’ye yaklaşıyor. Yerel yönetim bu yükün altında fiziki, mali ve hukuki olarak giremez. Bu ölçekte yatırım merkezi bütçe, devlet kaynağı, ulusal bütçe programı ister. İstanbul’a Bursa’ya Ankara’ya nasıl yatırım yapıyorsa ve İzmit Körfez’i nasıl temizlendiyse gelecekler İzmir Körfezi’ni de temizleyecekler. Devlet İzmit Körfezi’ne temizlerken neden İzmir Körfezi’ne temizlemiyor? Cevap net, bu iktidarın İzmir’e karşı yıllardır uyguladığı siyasi ayrımcılık var. Yani İzmir halkına olan sorumluluğunu yerine getirmiyorlar." dedi.
“İKTİDAR İZMİR’İN ÇÖP SORUNUNU ÇÖZMEK İSTEMİYOR”
Çöp sorununun çözümünü hazır olduğunu belirten Güç, "İzmir’in çöp sorununu bitirecek atık yakma tesisi teknik olarak hazır. Ancak 2016 yılında izni alınan süreçler merkezi hükümetin ağır ve siyasallaşmış bürokrasisi tarafından ilerlememektedir. Ne eksik? ÇED izni. Bu süreç nasıl ilerliyor? Devlete bağlı kurumlarla ilerliyor. Yıllardır bu şekilde sürüncemede bırakılıyor. Bu iktidar İzmir’in çöp sorununu çözmek için gerekli adımı atmak istemiyor. Sonra dönüp belediyeleri suçluyor. Kolaycılık yapıyor. Bu yaklaşım İzmir’e haksızlıktır. Bu şehri sevmemektir.” dedi.
"İzmir’in trafik yükünü azaltacak en önemli yatırımı bellidir. İkinci karayoludur" diyen Güç, "Karayollarının yapması gereken bu yatırım 15 yıldır raflarda bekliyor. Yol olmayınca Kuzeyden güneye gelen araçlar şehir içine giriyor, ana arterler kilitleniyor. İzmir’in trafik yükü belediyenin değil devletin sorumluluğunu yapmadığı için oluşuyor. Bakanlık yapmıyor ve çıkıp İzmir’in trafiği kötü diyor. Trafiği kötü yapan belediyeler değil yatırımı yapmayan hükümettir." ifadelerini kullandı.
“KÖRFEZ YERELİN ÇÖZECEĞİ KONU DEĞİL”
Güç, Körfez sorununun yerelin çözeceği bir konu olmadığını belirtti. Güç, "Çöp sorunu izinsiz yürütülecek bir süreç değildir. Trafik sorunu devlet yatırımı olmadan düzelmez. Bu iktidar İzmir’e dair hiçbir sorumluluğunu yerine getirmiyor. Ama İzmir üretiyor, çalışıyor ve çözmek istiyor ama merkezi hükümet engelliyor. İzmir’in kaderi AK Parti’nin siyasi keyfine bırakılamaz. Bu şehrin hakkını hep birlikte savunacağız." dedi.
“PANDEMİ DÖNEMİNDEKİ BORÇLAR SİLİNEBİLİR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddianameye ilişkin açıklamalarda bulunan Güç, “Bu ağır tabloyu uzun zamandır yapıyoruz. Zor zamanlar, Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu siyasi baskı altında. Bize ağır bir sorumluluk yüklüyor. Ancak bunlar bizi korkutacak ve sindirecek yaklaşımlar değil. Bunlar siyasi İmamoğlu bizim Cumhurbaşkanı adayımızdır. Bize yapılan adaletsizlikleri kimseye yapmayacağız. Detaylı iddianame için arkadaşlarımız çalışacak ayrıca açıklama yapacağız” dedi.
Bu ülkede sanki ekonomik kriz yokmuş ve belediyelere baskı yokmuş gibi davranmak ve belediyelere yüklenmek adaletsizlik. İzmir ağır bir deprem geçirdi, pandemi dönemi geçirdi. O dönemde belediyeler halkı için mücadeleler verdi. 6 Şubat depreminde tüm belediyelerimiz oraya yardımlar yaptı. SGK ve vergi borcuyla ilgili devlet politikası olan yerel yönetimlerden faizle borç alıyor. Bu kabul edilemez. Pandemi dönemindeki borçlar silinebilir. Pandemi döneminde otobüsler çalışmadı. Gider var ancak gelir yoktu. Bu sürdürülemez. Bunu devletin üstlenmesi lazım. Devlet hiçbir şey yapamıyorsa pandemi döneminde SGK ve vergi borçları silebilir ya da yapılandırabilir. Onu da yapamıyorsa faiz almayabilirdi. Özel sektöre nasıl teşvik varsa devlet kendi kurumlarına sahip çıkmalı” dedi.
Kaynak : cumhuriyet.com
















