Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, 2026 yılı merkezi yönetim bütçesine ilişkin açıklama yaptı.
AKP iktidarının ekonomideki krizi siyasallaştırılmış yargı operasyonlarıyla örtmeye çalıştığını belirten Karabat, “Bu düzenin adı bütçe değil, halktan toplu servet transferidir” ifadelerini kullandı.
Karabat, şunları kaydetti:
"AKP'nin siyasi ömrü bitmiştir. Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilebilme şansı yoktur. O yüzden Ekrem İmamoğlu ve tüm muhalefetler üzerine siyasallaşmış yargı aracıyla operasyonlarına devam etmektedirler. Oysaki halkın gerçek gündemi bu değil. Halkın gerçek gündemi geçim sıkıntısı. Halkın gerçek gündemi mutfak. Halkın gerçek gündemi geleceği olan güvensizlik. Peki AKP'nin derdi ne? AKP'nin derdi ise mevcut rant düzenini sürdürebilmek.
Bunu 2026 bütçesinin teklifinde de çok açık bir şekilde görüyoruz. İki buçuk yıldır yüksek vergi politikasıyla yüksek faiz politikalarıyla ve sabit kurla Mehmet Şimşek bir yerde ekonomiyi tutmak istiyor. Peki yapısal bir değişiklik yaptı mı? Hayır. Geleceğe umut veren bir yapısal değişiklikten söz edebilir miyiz? Hayır. Sadece vergi topla, sadece kuru sabit tut işte ekonomi politikası dedikleri şey budur. 2026 bütçesinde en büyük yük ise vatandaşa düşüyor. En fazla yükü tüketici yükleniyor.
Önümüzdeki yıl vergi tahsilatları 13 trilyon 783 milyar TL olacak. Yani vergiler önceki yıla göre yüzde 24.8 artacak. Oysaki orta vadeli programda enflasyon artışı yüzde 16 gözüküyor. Garip bir çelişki var. Vergiler yüzde 28 artacak. Ama enflasyon yüzde 16 artacak. Yani maaşlar yüzde 16 artacak ama vatandaş her şeyi yüzde 28 yüzde 30 daha pahalıya almış olacak."
"VATANDAŞ HER ŞEYİ ÇOK DAHA PAHALIYA ALMIŞ OLACAK"
"Vergiler içerisinde ise en yüksek kalemler hemen hemen toplanan vergilerin yarısı kadar kalem ise Katma Değer Vergisi (KDV) ve ÖTV olacak. KDV nedir? ÖTV nedir? Belki de vatandaşlarımız bunu hiç bilmiyor. Ama şunu söylemek isterim ki yaptıkları her alışverişte peşinen ceplerinden giden para KDV ve ÖTV. Su alırken doğal gaz faturası öderken, ekmek alırken, kitap alırken, mama alırken, benzin alırken ödedikleri her parada ÖTV var, ödedikleri her parada KDV var. İşte toplanan vergilerin yüzde 30 arttığını söylemiştim.
Bu vergi artışlarında en yüksek pay yine yoksulun, yine vatandaşın cebinden olacak. Vergi gelirlerinin neredeyse yarısı dolaylı vergilerden, vatandaşın cebinden alınmış olacak. 2026 yılında hangi alanda ne kadar ÖTV alınacak sizlerle rakam rakam paylaşmak istiyorum. Motorlu taşıt alımlarında 960 milyar TL. Akaryakıt ve doğal gaz alımlarında 662 milyar TL. Sigara ve tütün mamüllerinde 563 milyar TL. Alkollü içeceklerde 191.6 milyar TL. Kola ve gazoz içeceklerinde 23,5 milyar TL. Dayanıklı tüketim malzemelerinde 129 milyar TL. İşte vatandaşın sırtından bu vergiler alınacak. Vergiler gelirlerinde yüzde 30 artış beklendiğine göre yine vatandaş her şeyi çok daha pahalıya almış olacak."
"BUNUN ADI BÜTÇE DEĞİL, BUNUN ADI OLSA OLSA VİCDANSIZLIKTIR"
"Akaryakıta yüz 30 zam olacak otomatik olarak. Otomatik olarak nakliye giderlerinde yüz 30 zam olacak. Ulaşım pahalanacak. Gıda fiyatları artacak. Başka bir örnek verecek olursak eğer bin liralık market harcamasını en a
z bin 300 liraya vatandaş gerçekleştirmiş olacak. Yani AKP vatandaşa gelecek yılda bu bütçe teklifiyle fiyat artışı vadediyor, yüzde 30 artan bu fiyat artışları peki vatandaşa yol, su elektrik olarak geri dönecek mi? Oysa öyle değil. Yüz 30 artan bu vergi gelirleri ne vatandaşın sofrasındaki ekmeği arttıracak ne geleceğe dair umudu arttıracak ne çocuklarımıza okulda yemek olarak geri dönecek ne hastane kuyruklarını azaltacak. Bu vergi artışları çok çok fazlasıyla yandaş müteahhitlere, saray müteahhitlerine aktarılmış olacak ve onların geleceği kurtarılmış olacak. Bunun adı bütçe değil, bunun adı olsa olsa vicdansızlıktır."
"BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ"
"Vergi adaleti çökmüş, gelir dağılımı adaleti bozulmuş, milyonlar asgari ücrete mahkum edilmiş ve yine milyonlar açısından asgari ücret esas ücret olmuş durumda. Erdoğan yönetimi artık ekonomiyi yönetemez halde olur. Ekonomiden tek anladıkları ve tek hedefledikleri şey kendi iktidarlarını hayatta tutacak rant düzeninin devam etmesidir. Bir ülkenin bütçesi, o ülkenin vicdanıdır. Oysa 2026 bütçesi daha çok yoksulluk, daha çok adaletsizlik ve daha çok umutsuzluğun belgesi haline gelmiş durumda.
Bu halk her gün biraz daha fazla verirken, her gün daha fazla yoksullukla tanışırken, sarayın ışıkları hiç sönmüyor ve makam araçları her gün daha fazla artıyor, koruma sayısı her gün daha fazla artıyorsa bu düzeni değiştirmek gerek. Bu düzeni değiştireceğiz. Bu düzen değişmedikçe bu yıl olduğu gibi her yılda en az yüzde 30 vergi artışı ve hayat pahalı olacak. Yoksullaşacağız. Dolayısıyla bu düzeni değiştirmeliyiz. Ve işte bu yüzden bu bütçe sadece bir rakamsal tablo değil, aynı zamanda bu halkın cebinden alınan son umut kırıntılarının da resmi bir belgesidir."



 
 
 
 
 
   
                                                     
                                                     
                                                    










 
 
                                             
                                           







 







 
                                                     
                                                     
                                                     
                                                     
                                                     
                                                    