BİR BÜYÜK DEVLET ADAMINI SAYGI VE SEVGİ İLE ANARKEN...
Gelin onu kuşkusuz onurlu yaşamının en mutlu, en heyecanlı ve de en coşkulu anlarını yaşarken kendi sözleriyle, kendi anılarıyla analım:
20 Temmuz 1974 - ŞAFAK SÖKERKEN KIBRIS SEMALARI;
Rauf Denktaş; "-Allah'ım Geldiler .. Geldiler.."
"-Gökten iniyorlar.. Yağmur gibi.."
*
Rauf Denktaş anlatıyor.;
Harekatın bir gün öncesi... Saat: 19.45
Büyükelçi Asaf İnhan Bey aradı, seni bekliyorum mesajı verdi.
Birkaç yüz metrelik mesafe sanki millerce uzun geldi bana.
Asaf Bey gülerek; "-Gel bakalım Denktaş Bey, beklediğin gün geldi...' dedi.
Elime küçük bir kâğıt uzattı... "-Evet, yarın sabah saat beşte geliyorlar..."
Başımın uğuldadığını hissettim. Sarılarak ağlaştık.
Geliyorlardı. Kurtulacaktık artık.
*
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, hayatını Kıbrıs davasına adadı.. 1963 yılında başlayan Türklere yönelik terör saldırılarına karşı da Dr. Fazıl Küçük önderliğinde Ada'da halkla birlikte mücadele etti ve Türk halkının haklarını uluslararası zeminde savundu. 15 Temmuz 1974 Nikos Sampson darbesinden sonra Ada'da yeni bir dönem başladı. Denktaş, Makarios'a karşı yapılan darbenin aslında Enosis (ilhak/birleşme) amaçlı olduğunu belirterek, Ada'ya 'müdahale' etmekten başka çare olmadığını Ankara'ya iletti. Zamanın Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan hükümeti de hemen harekete geçerek, yoğun diplomasi ve baskı politikası uyguladı. Bu şekilde çözülemeyeceği anlaşılınca da 20 Temmuz sabahı müdahale gerçekleşti.
***
Rauf Denktaş anlatmaya devam ediyor;
20 Temmuz: Sabah beş... Bayrak radyosu beyanatımı vermeye başladı. 'Bugün, bu anda kahraman Türk silahlı kuvvetleri Kıbrıs'ın her yanında havadan ve denizden çıkarma yapmaktadır.. Gazanız mutlu olsun. (...) Sabırlı olunuz, harekâtın zaferle bitmesini bekleyiniz...' ...Ve birdenbire derinden top sesleri... Hemen arkasından Gönyeli ovalarına yağan paraşütler... Etrafa baktım... Ağlayanlar çoktu... Yere kapanmış toprağı öpenler vardı... Ben de ağlamaktaydım... Avusturyalı irtibat subayı elimi iki avucunun içine alarak 'sizi kutlarım, artık kurtuldunuz' dedi. Her yerde, herkesin yürüyüşü bile değişmişti. Başlar dik. Gözlerde sevinç ve gurur vardı. Ölsek de gam yemeyiz artık diyordu herkes.. Geldiler ya... Her Türk'ün içinde Rum'un yıllarca, sınırlardan çalıp dinlettiği ve bizimle alay ettiği 'Bekledim de gelmedin' şarkısının uyandırdığı öfke ve acı vardı: Gelmişlerdi işte!..
11 yıldır çekilen çileler son buldu. Bağımsız KKTC'nin yolu açıldı. Ada'ya da gerçek manada barış geldi..."
Ve nihayet onu kaybettiğimizden 9 yıl sonra. anıt istirahatgahı bitirilebildi ve de açılabildi...
Daima ışıklar içinde olsun...
*Rauf Denktaş'ın anılarından alıntı...
Rogg & Nok Sanal Hafıza Bölümü Haber Servisi:
E-Posta ile gönderilen veya direk Web sitesine yayınlanması için gönderilen yazıların fotoğraf gibi tüm demokratik protesto, bilgi, haber, yorum ve sosyal/siyasal içerikli paylaşımlar TC Anayasasının;
MADDE 25: "Düşünce ve Kanaat Hürriyeti";
MADDE 26: "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti"
kapsamında Web sitemizde yapılmıştır.
Kişisel veya kurumsal Demokratik düşünce ve kanaatlerimiz engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle
"Yazar olan biz Hakkımızdaki veya kullanıcıların kullandıkları web sitesindeki yayınlanan haberler dolayısı ile olası her türlü anti-demokratik yasal girişimi",
TC Anayasası, AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarımız saklı kalmak üzere, peşinen reddederiz…