YUKLENIYOR
20 Mayıs 2024
Üye Girişi
Üye Girişi
×
Türk Vatandaşları Üye Olabilir
[Turkish CitizensCan Be Members Of]
Güvenlik Kodu:
Guvenlik
https://ikinciadamdukkan.com/product/cessur-demirali-gursu-adini-sen-koy-1/
https://ikinciadamdukkan.com/product/cessur-demirali-gursu-adini-sen-koy-1/
1 2 3
ANKET
Bu kullandığınız site kapatılsın mı?
CIP 0 - CRZ 0
Evet
113
Hayır
1083
Çekimser
10
Fikrim yok
12

Toplam Oy:1218

» ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK

ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK - Habip Hamza ERDEM

Paylas
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK
08 Mayıs 2024, Çarşamba 14:51:46
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

 

ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK

          Şimdilerde bir ‘özgürlükçü anayasa’ vaveylası koparılmaktadır ki, tıpkı iktidara gelmeden önce koparılan ‘türbana özgürlük’ kampanyasından farkı yok.

          Daha sonraki yıllarda, kimi ‘liberal solcu’ların da canhıraş bir biçimde savundukları ‘sivil anayasa’, genel olarak, işte bu ‘özgürlükçülük’ anlayışının bir gereği olarak savunulmaktadır.

          Kaldı ki, bu ‘özgürlükçülük’ anlayışını Türkiye’de Namık Kemal’lere, Tevfik Fikret’lere kadar geri götürmek de mümkündür.

          Hatta ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ sözündeki ‘bağımsızlık’ sözcüğü de ‘özgürlük’ten başkası değildir.

          Ve yine, ‘Tam bağımsız’ olmak da aynı bağlamda dillendirilmektedir.

          Ancak ne var ki, bu ‘özgürlük’ sözcüğünün, her önüne gelen ‘kendisine göre’ anlayıp yorumladığı da bir başka gerçekliktir.

          ‘Türbana özgürlük’, ‘tarikatlara özgürlük’, ‘Kürtlere özgürlük’, ‘alevilere özgürlük’ gibi onlarca kesim, kurum ya da ideolojiye özgürlük istenirken, aslında ‘özgürlük’ kavramının içi boşaltılmış olmaktadır.

          Tevfik Fikret’in “kanun diye kanun diye kanun tepelendi” dizesinde olduğu gibi, özgürlük diye özgürlük diye özgürlük tepelenmiş bulunmaktadır.

          Bir önceki yazıda, Batı dillerindeki ‘libération’ teriminin Türkçe’deki karşılığının ‘özgürlük’ veya ‘özgürleşme’ olarak kullanılmasına karşın, sözcüğün ‘derin anlamı’na inilemediğinden söz etmiştik.

          Nitekim Batı’da bir de ‘Emancipation’ sözcüğü var ki, özellikle Hegel ve Marx’la birlikte ‘özgürlük’ kavramına ‘felsefî bir derinlik’ kazandırılmıştır denilebilir.

          Böylece, örneğin çift süren ya da araba çeken öküzü ‘boyunduruk’tan kurtarmak ya da bağlı köpeği zincirinden ayırmakla, bir insanı, bir halkı, bir toplumu, bir Devleti özgürlüğüne kavuşturmanın bir ve aynı şeyler olmadığı anlatılmaya çalışılmıştır.

          Oysa ‘liberal’lerin ‘türbana özgürlük’ istemeleri, kadına özgürlük gibi gösterilmek istense de, özde ‘kadına boyunduruk takmak’ anlamına gelebilmektedir.

          Şöyle de söylenebilir; ‘türbana özgürlük’ istemeyi ‘liberal’ olmanın bir gereği olarak görmek, bilerek ya da bilmeyerek, nasıl kadına boyunduruk takmak demekse, bu kesimin ‘özgürlükçü anayasa’ isteği de, hem ‘birey’ ve hem de halk, ulus ve toplumun ‘özgürleşmesi’nin (émanciption) önüne yeni engeller koymak demek olmaktadır.

          Öte yandan ‘Sivil Anayasa’ deyimi de, zaten o ‘liberal özgürlükçülük’ anlayışının bir başka biçimde dillendirilmesinden başka bir şey değildir.

          Dahası, ‘sivil toplum’ kavramı da yine önce Hegel tarafından formüle edilmeye çalışılmış ve Marx tarafından, bilinen deyimle, ayakları üzerine oturtulmuş ama hep olduğu gibi, ‘liberal’ler tarafından sonradan yozlaştırılmıştır.

          Bu savlar, ilk bakışta sert ve yanlı bir tutum olarak görülebilir.

          Oysa, her konuda olduğu gibi, bu konuda da, sözcüğün tam anlamıyla çözümleme yapmak ve mümkünse insanları ‘yeniden-düşünmeye’ yöneltmek isteğinden başka bir amacımızın olmadığını yineleyelim.

          Marx’a göre, ‘insanın özgürleşmesi’ yani (émancipation humaine), özgürleşme sürecinde en son kerte olarak, “diğer tüm özgürleşme girişimlerinin tamamlanması” demektir (1).

          Ama, kesinlikle tüm liberalleşme girişimlerinin tamamlanması demek değildir.

          Çünkü bu sonuncusu, insanın ‘başı boşluk özgürlüğü’nden başka bir şey değildir.

          Marx’ın ‘özgürlük anlayışı’, yine Hegel’in ‘hukuk felsefesi’ ya da ‘Alman İdeolojisi’ni eleştirmeye yönelik çalışmalarını yaptığı dönemde oluşturulmaya başlamıştır.

          Ve ‘insanın özgürleşmesi’, her türlü yabancılaşmasından kurtulması olarak tanımlandığı için, ister istemez ‘yabancılaşma’ kavramına gönderme yapmaktadır.

          En önemli ‘yabancılaşma’ da, birey ve toplumla ‘Devlet’ arasındaki ‘ilişki’de (rapports-Verhältnisse) ortaya çıkmaktadır.

          İşte ‘sivil toplum’ kavramı tam da burada söz konusu olacaktır.

          Demek ki, ‘özgürlük’, ‘bağımsızlık’, ‘tam özgürlük’, ‘tam bağımsızlık’, ‘sivil toplum’, ‘sivil anayasa’ gibi terim ve deyimler, öyle her önüne gelenin, ‘bana göre’ diyebileceği sözcük, terim, deyim ve kavram olmalarının ötesinde, sadece ‘üzerine’ konuşulacak konular değil ama ‘hakkında’ derin çözümlemeler yapılacak şeylermiş.

          Ancak ne var ki, örneğin ‘liberal’ bir okuyucu, anlamaya çalışmak şöyle dursun, bu tür bir girişimin ‘ideolojik’ olduğunu söyleyecek ve hatta karalamaya çalışacaktır.

          Bunu yaparken, ‘özgürlük’ kavramının kendi içinde nasıl bir ‘çelişki’ ve bir ‘yabancılaşma’ taşıdığını da bizzat kendisi kanıtlamış olacaktır.

          Yine de biz, elimizden geldiğince açıklamayı deneyeceğiz.

          (Sürecek)

(1) Pierre Dardot, « Marx 1843. L'émancipation humaine et la question de la démocratie », Dans Cités 2014/3 (n° 59), pages 19 à 32

 


Habip Hamza ERDEM
E-Posta ile gönderilen veya direk Web sitesine yayınlanması için gönderilen yazıların fotoğraf gibi tüm demokratik protesto, bilgi, haber, yorum ve sosyal/siyasal içerikli paylaşımlar TC Anayasasının;
MADDE 25: "Düşünce ve Kanaat Hürriyeti";
MADDE 26: "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti"
kapsamında Web sitemizde yapılmıştır.
Kişisel veya kurumsal Demokratik düşünce ve kanaatlerimiz engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle
"Yazar olan biz Hakkımızdaki veya kullanıcıların kullandıkları web sitesindeki yayınlanan haberler dolayısı ile olası her türlü anti-demokratik yasal girişimi",
TC Anayasası, AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarımız saklı kalmak üzere, peşinen reddederiz…

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum
Foto GaleriTÜMÜ
Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Rogg&Nok Haber- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Rogg&Nok Haber Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin roggnok@gmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir.