NEDENLERİN İZİNDE(9)
Yazık Oluyor Evlatlarımıza!
Yıllardır söyledik, yazdık, feryat ettik, haykırdık: “Bir milletin bekası, o milletin çocuklarının birikimiyle, donanımıyla doğru orantılıdır. Eğitim; milli varlığımızın hamuru, kültürümüzün taşıyıcısı, kalkınmanın, refahın ve huzurun olmazsa olmazıdır. Türkiye’de uygulanan eğitim sistemi; evlatlarımızın aklını zincire vurmakta, becerilerini köreltmekte, yetenekleri hançerlemekte ve geleceklerini yok etmektedir. Türkiye’de uygulanan sınav odaklı ezberci sistemle ülkenin aydınlık yarınlara taşınması mümkün değildir. Eğitim Öğretim uygulamalarında yapılan yanlışlık ve hataların telafisi yoktur, geriye dönüş mümkün değildir! Yapılan her yanlış, geleceğimizin üzerine karabulut gibi çöker. Günlük siyasi hesaplarla, ideolojik saplantılarla, günü kurtarma telaşıyla yürütülen politikalar; millete de evlatlarına sadece kaybettirir.”
Dedik, yazdık, söyledik… Ancak her uyarımız daha büyük hatalarla karşılık gördü. Hatayı örtmek için yeni hatalar üretildi. Bir akıl tutulmasıyla yanlışlar silsilesi büyütüldü.
Türkiye’mizin son çeyrek yüzyılına bakın: 2000 yılından bu yana 11 Millî Eğitim Bakanı değişti. Yani ortalama her iki yılda bir bakan, her bakanla yeni bir sistem… Peki, neden? Eğitim, gelecektir, süreklilik ve istikrar isteyen bir alandır. O halde sürekli arayış ve kuralsızlık, geleceği görememe bu ülkeye, evlatlarımıza neler kaybettirmektedir. Bu, bilinerek mi yapılmaktadır?
Bir bakın Allah aşkına son çeyrek asırda her gelen bakan, “ben bilirim” demekle kalmadı eğitimi kendi ideolojik kalıbına göre şekillendirmeye çalıştı. Neler mi yapıldı? 4+4+4 sistemi dayatıldı, anaokulları görmezden gelindi, kılık kıyafet serbestisiyle okul disiplini zayıflatıldı, disiplin yönetmeliği fiilen ortadan kaldırıldı. Genel liselere masa başında “Anadolu” etiketi yapıştırıldı. Üç yıllık lise müfredatı 4 yıla yayıldı. Akıllı tahta, Fatih gibi gösterişli ama içi boş projelere milyarlar gömüldü. Sürekli sınav sistemleri ile oynandı. LGS, OKS, SBS, TEOG derken yeniden LGS’ye dönüldü. Tarikat ve cemaatlerle imzalanan protokollerle eğitim sistemi içten çökertildi… Soralım şimdi: Bu savrulmalar, bu müdahalelerle ne yapılmak istendi ve neden yapılmak istendi?
Bütün bu yapılanlarla evlatlarımız, zekâlarına yeteneklerine göre yönlendirildi mi? Hayır! Evlatlarımız, yabancı dil bilen, analitik düşünebilen, çağdaş bireyler olarak bize ve ülkemize kazandırıldı mı? Hayır! Bu milletin çocukları; milletine, kültürüne, tarihine, devletine dost bireyler olarak yetiştirildi mi? Hayır! Evlatlarımızın gönülleri sevgiyle yoğruldu mu, vicdanları merhametle şekillendirildi mi? Hayır! O halde neden, niçin ve neye hizmet edildi?
Ben, ömrünü eğitime vermiş bir emekli öğretmenim. Bu enkazın neresinden tutacağımı, hangi taşını yerine koyacağımı bilmiyorum.
8-9 Haziran 2024 YKS sonuçlarına göre, 2 milyon 819 bin 362 aday sınava girdi. 63 bin 798 öğrenci sıfır (0) puan aldı! TYT testinde başarı ortalamaları dramatik düzeyde düşük: Fen Bilimleri: 20 sorudan sadece 3.4’ü doğru. Matematik: 40 sorudan 7.9 doğru. Sosyal Bilimler: 20 sorudan 9’u doğru, Türkçe: 40 sorudan 21.4 doğru…
AYT ise tam bir hüsran: 12 yıl boyunca eğitime maruz bırakılan bir genç, üniversite kapısından “sıfır bilgiyle” dönüyorsa; orada sistem çökmüştür! Peki, sadece YKS mi? Hayır! İşte PISA sonuçları: 2022 verilerine göre 81 ülke arasında; Matematikte 39. sıradayız, Fen bilimlerinde 34. sırada, Okuma becerilerinde 36. sıradayız. Bu, çöküş değilse nedir? Bu noktaya nasıl geldik? Bunun adı gaflet mi, delalet mi yoksa…
Planlı, sistemli ve bilinçli bir tasfiyeye öğretmenden başlandı. Öğretmen yetiştiren köklü okullar kapatıldı. Öğretmenler kadrolu, sözleşmeli, ücretli diye bölündü. Öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırıldı. Andımız kaldırıldı, milli değerler dışlandı. Ara elaman yetiştiren Meslek liseleri köreltildi. Eğitim, ideolojik mühendisliğin laboratuvarına çevrildi. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller değil; ezberci, şekilci ve itaatkâr bireyler yetiştirildi. Çocuklarımız, neye niçin, neden heba edildi ve hâlâ da ediliyor? Böyle devam ederse, bu millet istikbalini; kendi eliyle karartılmış olmayacak mı? Neden çocuklarımız geleceklerini başka ülkelerde arama peşine düştü?
Milletlerin gelecekleri eğitimle şekillenir. Ancak olanlara bakıyorum, eyvah diyorum. Söyler misiniz bana bu; neyin hesabı, neyin planı, kimin projesi? Bir taraftan bu milletin varlıkları satılıyor, diğer taraftan en büyük varlığı olan evlatlarının gelecekleri karartılıyor. Neden, neden, neden?
Nedenlerin izini sürmeye devam edeceğim.
Hadi Önal/ 29 Haziran 2023/ Elazığ