Bugün canım kimseye bulaşmak istemiyor.
Daha doğrusu bulaşıkhaneye girmek istemiyor.
Gözlerimi kapatıp, kendimi dinleyeceğim bugün.
Bugün bana ait bir gün olacak ve sadece ve sadece, kendimi anıp; kendimi özleyeceğim.
Çocukluğumu yeniden yaşamak istiyorum.
Zilini çalıp kaçtığım teyzelerimden gidip bu defa şeker toplamak istiyorum. Merdiven başlarında içtiğim sigaraların izmaritlerini toplayıp çöpe atmak istiyorum. Fırından aldığım ekmeğin ucundan azıcık koparıp ilk önce ben yemek istiyorum. İçinden geçtiğim bahçedeki çiçeklerin şarkılarına eşlik edip huzurun notalarında raks etmek istiyorum.
Hiç kimse bugün bana bulaşmaya kalkmasın sakın!
Muhatap dahi almam, yüzüne bakmam yeminle.
Bugün ben, bende kalmak istiyorum.
Ders çalışmadığım zamanlarda ki suçluluk duygusunun, alışkanlık haline getirmiş olduğu; bağımlılık duygusunun verdiği huzura hasret kaldım. Öğretmenlerimin adımı zikrettiğinde yüzlerine yansıyan yarı gülümseme mimiklerini özledim ben bugün. Ki, o özlemimin içerisine teneffüslerde saçını çektiğim kim var ise muhabbetle selam bıraktığım. Kopyalarım hiç olmadı benim, çünkü sıkıntı çekmezdim sınıf geçmek için. Aldığım her zayıf notun içerisine bolca boca ettiğim katı açılmamış küfürlerimin hesabı sorulmazdı zaten.
Bırakın beni, ben bugün küfür bile söylemek istemiyorum.
Dünü özledim, daha dünü…
Yarını kim bilebilir ki? Üstelik anın keyfini yaşayarak, huzurun girdabında vurgun yemek varken; bu saçma dalaşmalar da neyin nesi?
O kadar uzağa gitmeye gerek yok ki.
Gelsinler benim yanıma, bir kat aşağıda morgun önüne gidelim ve henüz dolaba konulmuş garibime soralım; nedir bu halin? Ne oldu sana diye…
Hani kavgaların, birikimlerin, biriktirdiklerin!
Tenin soğumadan oturmuş ya birisi koltuğuna, farkına varamadın mı kim diye?
Ben sana söyleyeyim, yanında gezdirdiğin dostun diye…
Bırakın bugün beni, canım kimseye ama hiç kimseye bulaşmak istemiyor…
Bulutlardan muhabbet ısmarladım gelir şimdi.
Merdivenlerin başındadır huzur şimdi; ha geldi, ha gelecek.
Belki de zili çalmak üzeredir keyfimin muhabbet tellalı…
Kapadım gözlerimi ve kendimi dinliyorum; ben, bana ne anlatacağım merakıyla.
Dedim ya, bugün kimseye bulaşmak istemiyorum.
Sırf
Bugün ben, bende misafirim diye…
Yarın kendime gelince hangi sayfayı çevirir, kimin defterine imza atarım bilmem ama bugün ben söz verdim keyfimin kâhyasına; kimselerin tasmalı lavuğuna, pardon tavuğuna karışmayacağıma…
Hakan Dikmen Gazeteci Yazar


