NAZIM HİKMET’İN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ
Nazım Hikmet genelde şiirleri, aşkları ile tanıtılır. Vatansever, millîci, Türk Milleti’ne derin sevgisi pek öne çıkarılmaz. Hatta toplumuzun belli kesiminde, antikomünist propaganda nedeniyle kendisine olumsuz, soğuk bakış hakimdir. Oysaki emperyalizmle millet ve devlet olarak çelişkilerimizin arttığı bu dönemde vatansever aydınlarımızın tanıtılmasının Türk Milleti’nin birliğini sağlamada önemli etkisi var.
Nazım Hikmet’te karşılıksız Türk Milleti sevgisi vardır. “23 Sentlik Askere Dair” şiirinde Türk Milleti’ne
“Yani benim fakir, cesur, çalışkan milletim,
Her millet gibi büyük Türk milleti.”
diye seslenir.
Milletimizin bir kesiminde Komünist olması yönüyle soğuk bakılan Nazım Hikmet, 1954 yılında Budapeşte Radyosu’nda mürtecilik kavramını din ile değil emperyalizmle işbirliğiyle, ilericiliği vatanseverlikle açıklıyor:
“Türkiye’de kime mürteci derler? Kime vatan haini derler?...
Şimdi, benim kanaatime göre: Türkiye’deki en büyük mesele; yurt meselesidir, evimizin meselesidir. Evimizin bağımsızlığı meselesidir.
Bir defa, her şeyden evvel bizim kendi evimizde, o evin sahibi gibi yaşamamızdır. Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa mürteci olan odur. Kemalizmin prensiplerine düşman olan odur. Vatan haini olan odur.
Yani demek istiyorum ki, Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir, değil midir? Bu, bugünün meselesi değildir. Bugünün meselesi: Kim Türkiye’yi Amerikalılara satmış ve satmaya devam etmektedir?...
, Türkiye’deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar eğer Türkiye’nin gerçek millî bağımsızlığından yanaysalar, yani daha açık konuşalım eğer Türkiye’den Amerikan hakimiyetinin defolup gitmesinden yanaysalar, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye’de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye’nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar; yani Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa ileri insanlardır, hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.”
Nazım Hikmet bu sözleriyle Türkiye’deki saflaşmanın laik-antilaik değil millî-gayrimillî olduğunu anlatıyordu. Bu saflaşma günümüzde de geçerli. Yurtdışında sohbet ettiği Türk gazetecilerle arasına giren Rus görevli kadını azarlarken söylediği şu cümleler bizlerin arasına giren ayrılıkları bertaraf etmemize yönelik önemli bir uyarıdır:
“Sen her şeye burnunu sokma. Biz iki Türk birbirimizi bulmuşuz. Araya kimseyi sokmayız. Görüşlerimiz ayrı olsa bile, sonunda ne yapar yapar anlaşırız, sıkılmış bir yumruk gibi oluruz. Türklük için Türk vatanı için.”
Bugün Nazım Hikmet bir ayrıştırıcı değil,; tersine birleştirici bir aydınımızdır. Vatanseverler onun vatanseverliği, millî tavırlarını örnek almalı, uyarılarından faydalanmalı ve emperyalizme karşı birleşmelidir.
Mustafa SOLAK
Rogg & Nok Sanal Hafıza Bölümü Haber Servisi:- Rogg & Nok Bağımsı Özgür Fikir, Düşünce yazar Grubu
E-Posta ile gönderilen veya direk Web sitesine yayınlanması için gönderilen yazı, fotoğraf gibi tüm demokratik protesto, bilgi, haber, yorum ve sosyal/siyasal içerikli paylaşımlar TC Anayasasının;
MADDE 25: "Düşünce ve Kanaat Hürriyeti";
MADDE 26: "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti"
kapsamında Web sitemizde yapılmıştır.
Kişisel veya kurumsal Demokratik düşünce ve kanaatlerimiz engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle
"Yazar olan biz Hakkımızdaki veya kullanıcıların kullandıkları web sitesindeki yayınlanan haberler dolayısı ile olası her türlü anti-demokratik yasal girişimi",
TC Anayasası, AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarımız saklı kalmak üzere, peşinen reddederiz…