Her yaptırımın her oluşumun bir sonu vardır, sonu olmayan bilim ve tekniktir, din olgusu ile kurulan her sömürü oluşumu dünyada hüsrana uğramıştır, din ile bilim aynı kefeye konmaz yargı terazisi aynı ölçüde davranamaz, o terazi ki insan hayatı ve oluşumu için dinsel yönden kurallar koyarak yönetilemez. Ne mezhep ne başka uygulamalarla insan hayatı yönlendirilemez. Bazen insan manevi olarak tatmin duymak ister yapamadığı şeyleri güçlü olan birinden ister fakat onu kendisinin yaptığının farkında bile olmaz, evet Allah dediğimiz olgu budur, bir güç biz yarattı ise bize de aynı ölçüde düşüme kapasitesi verdiğini de düşünmemiz gerekir çünkü bizler canlı olarak düşünen birer hayvanız, ve adımıza insan deniyor, bu olgu çerçevesinde geniş açı ile olgulara bakmamızda uygun olur, şimdiki zaman diliminde çevremizdeki dinsel olguları ve hızla gelişen son 17 yıldaki hukuksal işlevlere bu açıdan bakmak doğru olur, şimdiki ortamda, Anayasa Mahkemesi, Balyoz Davası'nda sanıkların, dijital veriler ve sanık dinlenilmesiyle ilgili konularda haklarının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. İhlal kararının giderilmesi için sanıkların yeniden yargılanması gerekecek..