AKP Sözcüsü Ömer Çelik, IKBY'nin eski Başkanı ve KDP lideri Mesud Barzani’nin Cizre’deki görüntülerine ve Barzani’nin ofisinden MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına ilişkin yapılan açıklamaya dair değerlendirmelerde bulundu.
Çelik, Cizre’deki görüntülere ilişkin soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Habertürk’e açıklamalar yapan Çelik’in konuşmasının ilgili kısmı şu şekilde:
“Türkiye'de kendisini hangi etnik olarak zikrederse zikretsin herkes birinci sınıf vatandaştır. Aynı vatanı, aynı geleceğimiz vatandaşlarımızdır Kürtler. Bu süreçler yürürken bir sürü kişiyle muhatap oluyorsunuz. Bahsettiğiniz konuyu üç bölüme ayırmak lazım. Birincisi oraya geçmiş zamanlarda da gittik. 23 yıldır iktidardayız. Daha öncesini hatırlayanlar da var. Orada terör örgütünün faaliyetlerini yoğun şekilde yaptığı zamanlarda sokaklarda canlılık yoktu. Bakın orada festivaller yapılıyor, kültürel toplantılar da yapılıyor. Şehitlerimiz Allah gani gani rahmet eylesin. Bize mesaj verdiler. Canımızı feda ediyoruz bizim çocuklarımız özgür yaşasın diye. Ege'de nasıl festival havası varsa şimdi orada da aynı şey var. Biz söz vermiştik 'Fırat'ın Dicle'nin, Zap suyunun kuzularını emperyalizmin çakallarına feda etmeyeceğiz'. Bu sözün tutulduğu yerdir.
Sayın Barzani'nin terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecine destek vermesi önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla da bir görüşme yapmıştı. Fiilen başkan olduğu dönemde de bir konu hariç bütün konularda Türkiye ile gayet iyi dostluk ilişkisi içinde oldu. O konu da referandum meselesiydi. İyi ilişkilerimiz oldu. Ben KDP'nin kongresine katıldım. Türkiye ile ilgili doğrudan pozitif mesajlar verdi. Orada sadece Türk heyetiyle görüştü. DEAŞ'a karşı oranın korunmasında Türkiye aktif rol üstlendi.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜYOR”
Görüntü tabii ki nahoş ve olumsuz yorumlara zemin teşkil etti. Bununla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı bir soruşturma yürütüyor. Sonuç olarak sayın Barzani'nin aktif görevi yok. Tabii ki güvenliğini sağlanması gerekir Türkiye Cumhuriyeti bu kudrete sahiptir. Biz yayına girmeden onun ofisi adına sayın Bahçeli ile ilgili saygısız mesaj yayınlandı. Sayın Bahçeli'nin önemli bir röportajı yayınlandı Türkgün Gazetesi'nde. Barzani'nin ofisinde bir sözcü yapmış bu açıklamayı. Kaleme alınan metin saygısız metin. Irkçı faşist gibi ifadeler kullanılıyor. Sayın Bahçeli'nin bu değerlendirmeyi yaparken sayın Barzani'yi koruyan güvenlikçilerle ilgili değerlendirmesi var ama sayın Barzani'nin şahsına ilişkin bir olumsuz değerlendirmesi yoktur.
“ONUN KULLANDIĞI DİL IRKÇI VE ŞOVENİST”
Barzani'nin şahsıyla, ziyaretiyle olumsuz ifade yok, görüntülerle olumsuz ifadeleri var. Ofis sözcüsü ırkçı ve şovenist gibi ifadeler kullanmış. Sayın Bahçeli'nin terörsüz bölge çerçevesinde etrafımızda kurulan saygı sevgi ilişkisi diyor. Orada asıl açıklamayı yapan kişi kimse onun kullandığı dil ırkçı ve şovenist. O açıklama doğrudan sayın Bahçeli'ye karşı saygısız ifadelerdir. Bu kabul edilemez ve mutlaka düzeltilmesi gerekir. Terörsüz bölge için emek veren bütün bir siyasi hayatın gücünü bu işe seferber etmiş, bu uslubun kullanılması akılsızlık, idraksizlik. Bunu kim kaleme almışsa düzeltilmesi gerekir. Sayın Barzani'nin ülkemize ziyareti milletimizin alicenaplığının göstergesidir diyor sayın Bahçeli.
Orada sayın Bahçeli'nin verdiği mesaj nahoş görüntülerle ilgilidir. Barzani'yle, gelişiyle ilgili bir cümle yok. Ofisin ifadeleri sayın Bahçeli'ye karşı kullanılması asla kabul edilemez. Bu dil terörsüz bölge sürecine zarar verecek bir dil olmuş.”
“SARKOZY BÖYLE BİR TALEPTE BULUNDU MU FRANSA'DA?”
Çelik, tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun duruşmalarının TRT'de canlı yayınlanması teklifi TBMM’de AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesine ilişkin ise şunları söyledi:
“Hukukla ilgili mesele. Bir yandan 'hükümet müdahale ediyor' deniliyor. Bir taraftan 'müdahale et' diye çağrıda bulunuluyor. Bu da garip durum.
Hodri meydansa hodri meydan. Bir yandan da hukuk sistemi var. Benzer şekilde yargılanan faraza 1500 kişi var. 1500 kişi eşitlik ilkesi gereği canlı yayın talep etti. Hangisini yayınlayacaksınız? Sarkozy böyle bir talepte bulundu mu Fransa'da. Devlet başkanlığı yapmış, hapse girdi. 10 kişi AB fonlarını yanlış kullanmaktan tutuklandı. Birisi aktif görevde. Tutuklandılar. Neye göre bu ayrıcalık? CHP'nin çok kötü alışkanlığı var, kendi iç gündemini Türkiye'nin asli gündemi zannediyor. Kendi kurultayını demokrasinin sandık kurması zannediyor. Avukatlar o mahkemeyi izleyecek, basın mensupları izleyecek. Anayasanın eşitlik ilkesi var, kanunlar var. 10 kişinin benzer şekilde yargılandığını düşünün, hangi televizyon verecek? Yargı sistemi, yürütme, yasama çelik çomak oyunu değil ki. Komisyon toplantıları yapıyorsunuz. TBMM'de kapalı oturum yaptınız. 10 yıl boyunca tutanaklar açıklanmayacak. Görevliler değişiyor. Bu milletten bir şey mi kaçırmak oluyor?”


