Taslak
Bölüm ( 2. )
Çıkar için Öldürmek mi?
Millet için Ölmemişleri Savunmak mı?
Köle Gibi Yaşamak mı?
İnsan Gibi Davranmak mı?
Geçtiğimiz senelerde bazı notlar almıştım ve bu notlardan yararlanarak araştırmamı genişletmiştim….
Şimdileri bakıyorum da; yine “aynı tas, aynı hamam” misali katiler yine kendi çaplarında temizlenmeye çalışıyorlar ama hiçbir hamam bu pisliği temizleyemez…
İşte sayınlar hamama girdiler şimdi temizlenmeye uğraşıyorlar…
Ama nafile güneş çamurla sıvanmaz…
Şimdileri sekreter olanların ne olduklarını ne yaptıklarını ne zaman nerde kimler için çalıştıklarını bilen biliyor ama anlamak zor. Çünkü katil katilliğinin bilir…
Ölmek ya da öldürmek arasında kalan kimler…
Zehir tacirleri ile çalışan kesimleri kimler koruyor…
Gençlerimiz Narko-Terör odakları içinde zehirlenirken kimler niçin susuyor?
Bunları araştırıp Yazara verip Yazdıranlar veya isimsiz bilinmeyen meşhur olmayan kahramanlara ne olduklarını veya mezarları nerde olduğunu bilen var mı?
Bir milleti yok etmenin en kolay yolu gençlerini yok etmektir…
Bunun için kullanılan yöntemler;
( 1. ) Beyin yıkama…
( a ) Bilimi ve teknolojiyi amaç dışı kullanmalarını sağlamak…
( b ) Yabancı Ürünleri sevdirip onları kullanmaya özendirmek…
( c ) İlk öğretimden önce ve yüksek öğretime kadar Dini eğitim vererek düşünce ve felsefe ananında düşünmemeyi öğretmek Kısaca Tarikat ortamlarına girmelerini sağlamak, ve bu yöntemle tarikat liderlerinin dediklerine harfiyen uymalarını sağlamak…
( d ) Gençleri Seks aracı olarak kullanıp daha sonra bunları öldürmek veya terörist eylemlerde ölüme göndermek…
( 2. ) Yukarıdaki olguları yaparken Bol miktarda uyuşturucu vererek Evet, ölüme hazırlamak…
( a ) Ülkeyi bölmek için silah ve istihbarat gerekir ve de bunları yapmak için bolca para gerekir… Pek iyi bunları kimler organize etmişlerdir… Bu aşağıdaki bilgilerden yararlanarak çözüme ulaşabilirsiniz… Bunlar bilinenler ama daha ortaya çıkmayan gizli hücrelerde olduğunu bilmeniz gerekir. Bunlar bilinen adı ile PKK oluşumları ile sıkı bağlantıları da olduğu biliniyordu ama şimdileri PKK ve şerefsiz lideri göz önünde bulunarak sözde kendi kendini fes etmiş diye haberler veriliyor… Şimdiki soru aşağıda belirtilen adreslerdeki olanlar niye hala ortamda bulunuyor acaba dersiniz bunlarda kendi kendilerini fes ederler mi? Tabii olarak buna “Hayır” denilecektir… çünkü şimdiki yönetimin en güvendiği kesim ve topluluklar aşağıdaki görülen Adreslerdeki kişiler ve liderleridir… Onlar olmaz ise gençlerin beyinleri yıkanamaz ve iktidar iktidarda baş başta kalamaz… Düşünün… Ama siz siz olun düşüncenizi açıklamayın çünkü her an belli ölçülerde sanal yapısal hukuk sisteminde cezalandırılabilirsiniz…
1. Menzilciler
2. Nakşibendi
3. İskenderpaşa Cemaati
4. İsmailağa Cemaati
5. Süleymancılar
6. Hazneviler
7. Yahyalı Cemaati
8. Erenköy Cemaati
9. Tufancılar
10. Kıbrısiler
11. Zilan Cemaati
12. Reyhaniler
13. Hacegan Cemaati
14. Işıkçılar
15. Arvasiler
16. Akfırat Cemaati
17. Halidiye
18. Şeyh Muhammed Nayır Erzincani
19. Bilvanis Grubu
20. Kadiri Tarikatı
21. Galibiler
22. İcmalciler
23. Tillocular
24. Muhammediye
25. Halisiye
26. Üveysler
27. Şeyh Osman Cemaati
28. Zenbililer
29. Hüseyniler
30. Farukiler
31. Bilal-i Nadir
32. Kesnizani
33. Şettariye
34. Halveti Tarikatı
35. Cerrahiler
36. Uşşakiler
37. Şabaniye
38. Mısriyye
39. Ticaniler
40. Ruşeniye
41. İpek Yolu Gurubu
42. Sünbüliye
43. Nasuhiyye
44. İbrahimiye
45. Rifai Tarikatı
46. Kubbealtı Cemaati
47. Çorum Dergahı
48. Mehmet Efendi Cemaati
49. Maafiriler
50. Antakiler
51. Marufiler
52. Ayderussiyye
53. Sayyadiye
54. Zeyniyye
55. Sebsebiyye
56. Kantaniye
57. Bayramiler (Melami)
58. Maşukiler
59. Aksarayiler
60. Edirneviler
61. Yakubi
62. Kabayiler
63. Kemaliler
64. Sühverdiyye
65. Zeyniyye
66. Çeştiyye
67. Sabiriye
68. Nizamiyye
69. Fetullah Gülen Cemaati
70. İlim Yayma Cemiyeti
71. Kırkıncı Hocacılar Cemaati
72. Yeni Asyacılar Grubu
73. Yeni Nesilciler Grubu
74. Aczimendiler
75. Meşveretçiler
76. Medzehra Gurubu
77. Zehra Vakfı
78. Okuyucular (Kurtoğlu)
79. Yazıcılar
80. Sungurcular Grubu
81. Medrese Alimleri Vakfı
82. Şalvarlı Efe Cemaati
83. Hayrat Cemaati
84. Norşin Dergahı (Şeyh Nurettin Mutlu)
85. Arif Efendi Üfürükçü Tarikatı
86. Hiranur
87. Adnan Oktarcılar
Şimdide biraz daha açıklama yapalım geçmişte yayınlanan bir habere göre reklamın iyisi kötüsü olmaz diye yayınlanmış görünüşteki fakat maske altında yapılanları göstermeyen bir reklam haberine bakalım derler ya “reklamın iyisi kötüsü olmaz” reklam yerine ulaştığı zaman etkilidir…
İşte geçmişte bu reklam haberleri yapıldı ve bunlar görünüşte iyi niyetli Cemaat ve liderleri olarak lanse edildi madalyonun arka yüzünde ne vardı?
Çok şeylere Türkiye bu iktidar sayesinde gebe olduğunu bilmeniz gerek…
Gebelik sonucu doğacak ucube oluşumlarda neler olacağınızda düşünmenizde fayda vardır…
Analitik düşünerek ve yapılan analizleri doğru okumanız bu aşamada gerekli olacaktır.
At gözlüğü takmadan fotoğrafa önce uzaktan daha sonra yakından bakın… Her iki bakış arasındaki Analizlerinizi bir daha analiz edin…
Her iki analiz arasındaki fark size doğruya yaklaştırır…
İşte o lanse edilen cemaatlerin lanse reklam haberinden ufak örnekler;
1. Menzilciler
Menzilciler, Türkiye’deki en tanınmış Nakşibendi kollarından biridir. Adıyaman ili, Menzil köyünde merkezlenmiş olan bu cemaat, dini eğitim ve sosyal hizmetlerle tanınır. Özellikle ziyaretçilerini manevi şifa ve rehberlik arayışında ağırlamalarıyla ünlüdürler.
2. Nakşibendi
Nakşibendi tarikatı, Türkiye’de geniş bir mürit kitlesine sahip olan en büyük ve en etkili tarikatlardan biridir. Bu tarikat, Hz. Muhammed’in sünnetine sıkı sıkıya bağlılık ve kalp temizliğine vurgu yapar. Türkiye’de ve dünya genelinde birçok kola ayrılmıştır.
3. İskenderpaşa Cemaati
İskenderpaşa Cemaati, İstanbul merkezli, Nakşibendi tarikatının önemli bir koludur. Dini eğitim, sosyal yardım faaliyetleri ve ahlaki değerlerin teşviki ile tanınır. Türkiye’nin yanı sıra, yurt dışında da birçok faaliyetleri bulunmaktadır.
4. İsmailağa Cemaati
İsmailağa Cemaati, İstanbul, Fatih’te bulunan İsmailağa Camii etrafında şekillenen, Nakşibendi tarikatına bağlı bir cemaattir. Dini eğitim, hafızlık okulları ve sosyal yardım projeleri ile tanınır.
5. Süleymancılar
Süleymancılar, Türkiye’de ve dünyada geniş bir ağa sahip olan başka bir Nakşibendi grubudur. Özellikle eğitim alanında faaliyet gösteren bu cemaat, Kur’an kursları ve dini eğitim merkezleri ile tanınır.
6. Hazneviler
Hazneviler, Şeyh Muhammed Nazım Kıbrısi liderliğindeki Kıbrısi koluyla bağlantılı bir Nakşibendi grubudur. Özellikle Güneydoğu Anadolu’da etkili olan bu cemaat, manevi eğitim ve zikir toplantılarıyla tanınır.
7. Yahyalı Cemaati
Yahyalı Cemaati, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren Nakşibendi bir koldur. Dini sohbetler, eğitim programları ve sosyal yardım faaliyetleri ile bilinir.
8. Erenköy Cemaati
Erenköy Cemaati, İstanbul’da Erenköy semtinde merkezlenmiş, Nakşibendi tarikatına bağlı bir gruptur. Dini eğitim ve manevi rehberlik faaliyetleri ile tanınır.
9. Tufancılar
Tufancılar, belirli bir lider etrafında toplanmış ve Nakşibendi tarikatının öğretilerini takip eden bir cemaattir. Türkiye genelinde dini toplantılar ve sohbetler düzenlerler.
10. Kıbrısiler
Kıbrısiler, Şeyh Nazım Kıbrısi liderliğindeki bir Nakşibendi grubudur. Bu cemaat, Kıbrıs ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede faaliyet göstermektedir. Manevi eğitim ve barışçıl İslam’ın yayılması üzerine odaklanırlar.
11. Zilan Cemaati
Zilan Cemaati, özellikle Doğu Anadolu bölgesinde etkili olan bir dini grup olup, yerel halk arasında manevi rehberlik ve dini eğitim faaliyetleri ile tanınır. Bu cemaat, bölgesel dini uygulamalar ve öğretiler üzerine odaklanır.
12. Reyhaniler
Reyhaniler, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde etkin olan ve Sufi geleneğine bağlı bir cemaattir. Zikir ve dini sohbetler ile üyelerine manevi rehberlik sunarlar.
13. Hacegan Cemaati
Hacegan Cemaati, Nakşibendi tarikatının bir kolu olarak bilinir ve özellikle manevi eğitim ve zikir toplantılarıyla tanınır. Bu cemaat, üyelerine manevi derinlik kazandırmayı amaçlar.
14. Işıkçılar
Işıkçılar, Türkiye’de dini eğitim ve sosyal hizmetler alanında aktif olan bir cemaattir. Pozitif bilimlerle dini bilgileri birleştirmeye yönelik yaklaşımlarıyla tanınırlar. Bu grup, gençlere yönelik eğitim programlarına büyük önem verir.
15. Arvasiler
Arvasiler, özellikle Doğu Anadolu’da etkili olan bir Sufi cemaatidir. Bu grup, dini öğretilerin yanı sıra sosyal yardım ve eğitim faaliyetleriyle de tanınır.
16. Akfırat Cemaati
Akfırat Cemaati, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren, dini öğretileri ve sosyal hizmetleri ön planda tutan bir gruptur. Bu cemaat, özellikle gençler arasında dini bilincin artırılmasına yönelik çalışmalar yapar.
17. Halidiye
Halidiye, Nakşibendi tarikatının önemli bir kolu olarak, özellikle Kürdistan bölgesinde etkilidir. Bu cemaat, dini eğitim ve manevi rehberlik faaliyetleriyle tanınır.
18. Şeyh Muhammed Nayır Erzincani
Şeyh Muhammed Nayır Erzincani, bireysel bir dini lider olarak, Erzincan ve çevresinde önemli bir manevi figürdür. Onun liderliğindeki cemaat, dini öğretileri ve manevi rehberliği takip eder.
19. Bilvanis Grubu
Bilvanis Grubu, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da etkili olan bir Sufi cemaatidir. Bu grup, dini öğretileri ve zikir uygulamaları ile üyelerine manevi bir yol gösterir.
20. Kadiri Tarikatı
Kadiri Tarikatı, 12. yüzyılda Abdul-Kadir Geylani tarafından kurulmuş, İslam dünyasında geniş bir yayılıma sahip olan önemli bir tasavvuf yoludur. Türkiye’de de etkili olan bu tarikat, manevi gelişim ve tasavvufi öğretilere odaklanır.
21. Galibiler
Galibiler, Kadiri Tarikatı’nın bir kolu olarak bilinir. Bu grup, özellikle Abdul-Kadir Geylani’nin öğretilerine sıkı sıkıya bağlılık gösterir ve üyelerine manevi rehberlik sağlar.
22. İcmalciler
İcmalciler, genellikle bilimsel ve felsefi düşünceleri dini öğretilerle birleştirmeye çalışan bir cemaattir. Bu grup, dini anlayışı genişletmeye ve çağdaş sorunlara İslami çözümler sunmaya odaklanır.
23. Tillocular
Tillocular, Kadiri geleneği içinde yer alan ve kendine özgü dini uygulamaları ve törenleri olan bir gruptur. Bu cemaat, mistik İslam’ın derinliklerine dalmayı teşvik eder.
24. Muhammediye
Muhammediye, Hz. Muhammed’in yaşamını ve öğretilerini örnek almayı merkeze alan bir cemaattir. Bu grup, dini yaşamda sadece ve sadece Peygamber’in sünnetine uygun bir hayat sürmeyi amaçlar.
25. Halisiye
Halisiye, Kadiri Tarikatı’nın bir başka kolu olup, özellikle ihlas ve samimiyete büyük önem verir. Bu grup, dini yaşamda içtenlik ve saf niyetin önemini vurgular.
26. Üveysler
Üveysler, Üveys el-Karani’ye dayanan bir Sufi geleneğidir. Bu cemaat, görünmeyen bir şeyhin manevi rehberliğini kabul eder ve üyelerini kişisel manevi arayışa teşvik eder.
27. Şeyh Osman Cemaati
Şeyh Osman Cemaati, Şeyh Osman’ın öğretilerini takip eden ve onun manevi liderliğinde bir araya gelen bir grup olarak bilinir. Bu cemaat, dini eğitim ve sosyal yardım faaliyetleriyle tanınır.
28. Zenbililer
Zenbililer, tasavvufi uygulamalara ve zikre büyük önem veren bir grup olarak öne çıkar. Bu cemaat, dini törenlerde ve ibadetlerde özel bir ritüel ve simgeler kullanır.
29. Hüseyniler
Hüseyniler, Hz. Hüseyin’e olan derin sevgi ve bağlılıkları ile tanınan bir cemaattir. Bu grup, özellikle Kerbela olayını anma törenleri ve dini sohbetler düzenler.
30. Farukiler
Farukiler, özellikle adalet ve doğruluk değerlerini vurgulayan bir Sufi cemaatidir. Bu grup, Hz. Ömer’in (Faruk olarak da bilinir) örnek alınarak, dini ve sosyal yaşamda adaletin önemini öne çıkarır.
31. Bilal-i Nadir
Bilal-i Nadir, özellikle kendine özgü dini ritüelleri ve zikir pratiği ile tanınan bir tarikattır. Bu grup, adını, İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan Bilal-i Habeşi’den alır ve onun sadakatini ve ihlasını örnek alır.
32. Kesnizani
Kesnizani tarikatı, şiddetli zikir ritüelleri ve bedenlerine zarar verebilecek dini pratikleri ile bilinir. Bu tarikat, kendini fiziksel sınırların ötesine taşıyarak manevi deneyimler yaşama arayışındadır.
33. Şettariye
Şettariye tarikatı, İslam’ın tasavvufi yönünü vurgular ve özellikle zikir ve meditasyon üzerine yoğunlaşır. Bu tarikat, bireyin içsel dünyasını keşfetmeyi ve manevi aydınlanmaya ulaşmayı amaçlar.
34. Halveti Tarikatı
Halveti Tarikatı, İslam’ın Sufi geleneğinde önemli bir yere sahip olan bir tarikattır. Bu tarikat, içe dönük ibadet ve meditasyon pratikleri ile tanınır ve bireyin manevi dünyasını zenginleştirmeyi hedefler.
35. Cerrahiler
Cerrahiler, Halveti tarikatının bir kolu olarak İstanbul’da ortaya çıkmıştır. Bu grup, özellikle dervişlerin dönme (sema) ritüeli ve topluluk içindeki sıkı bağlar ile tanınır.
36. Uşşakiler
Uşşakiler, Halveti tarikatına bağlı bir başka grup olup, özellikle aşk ve sevgi üzerine kurulu dini anlayışlarıyla dikkat çeker. Bu cemaat, Allah’a olan derin sevgi ve bağlılığı vurgular.
37. Şabaniye
Şabaniye, Halveti tarikatının bir kolu olup, Şaban Ali Dede’nin öğretilerini takip eder. Bu grup, zikir ve dini törenlerle manevi birliği ve disiplini önemser.
38. Mısriyye
Mısriyye tarikatı, kökeni Mısır’a dayanan ve özellikle meditasyon ve içsel gözlem üzerine yoğunlaşan bir Sufi yoludur. Bu tarikat, bireyin kendini tanıması ve manevi gelişimine büyük önem verir.
39. Ticaniler
Ticaniler, Batı Afrika kökenli bir Sufi tarikatıdır ve zamanla Türkiye’de de etkili olmuştur. Bu grup, zikir ve topluluk içindeki kardeşlik bağlarını önemser.
40. Ruşeniye
Ruşeniye tarikatı, özellikle Doğu Anadolu’da etkin olan ve Ruşen Ali Dede’nin öğretilerini takip eden bir grup olup, manevi temizlik ve zikir pratikleri ile tanınır.
41. İpek Yolu Gurubu
İpek Yolu Gurubu, genellikle kültürel ve manevi mirası koruma amacı güden, aynı zamanda İslam’ın Sufi öğretilerini benimseyen bir topluluktur. Bu grup, farklı kültürler ve inanç sistemleri arasında diyalog ve anlayışı teşvik eder.
42. Sünbüliye
Sünbüliye tarikatı, Halveti tarikatının bir kolu olarak bilinir ve özellikle 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda etkili olmuştur. Bu tarikat, zikir ve dini törenlerle manevi gelişimi vurgular.
43. Nasuhiyye
Nasuhiyye, Halveti tarikatına bağlı bir başka koldur. Bu grup, Nasuh Efendi’nin öğretilerini takip eder ve özellikle ihlas ve samimiyet üzerine odaklanır.
44. İbrahimiye
İbrahimiye tarikatı, dini öğretileri ve pratikleri ile bireyin manevi arınmasına odaklanan bir grup olup, özellikle İbrahim Efendi’nin yolundan gitmeyi amaçlar.
45. Rifai Tarikatı
Rifai Tarikatı, 12. yüzyılda Ahmet er-Rifai tarafından kurulmuş ve özellikle şiddetli zikir ritüelleriyle tanınan bir Sufi yoludur. Bu tarikat, müritlerinin fiziksel sınırları aşarak manevi deneyimler yaşamasını teşvik eder.
46. Kubbealtı Cemaati
Kubbealtı Cemaati, özellikle İstanbul’da etkili olan ve dini ilimlerin yanı sıra edebiyat ve sanatı da içeren bir topluluktur. Bu grup, kültürel ve manevi mirası koruma amacı güder.
47. Çorum Dergahı
Çorum Dergahı, özellikle Çorum ve çevresinde etkili olan, Rifai tarikatına bağlı bir dergahtır. Bu grup, zikir ve dini törenlerle bölgesel bir manevi merkez işlevi görür.
48. Mehmet Efendi Cemaati
Mehmet Efendi Cemaati, belirli bir dini liderin etrafında toplanan ve onun öğretilerini takip eden bir topluluktur. Bu cemaat, dini eğitim ve sosyal hizmetlerle tanınır.
49. Maafiriler
Maafiriler, genellikle Rifai Tarikatı’na bağlı olarak bilinen ve kendine özgü dini uygulamaları olan bir gruptur. Bu topluluk, özellikle manevi şifa ve arınma ritüelleriyle dikkat çeker.
50. Antakiler
Antakiler, özellikle Antakya ve çevresinde etkili olan bir Sufi cemaatidir. Bu grup, dini öğretileri ve topluluğun manevi gelişimine katkıda bulunacak faaliyetler üzerine odaklanır.
51. Marufiler
Marufiler, Şeyh Maruf Kerhi’nin öğretilerine dayanan bir Sufi yolu olup, özellikle manevi disiplin ve zikre vurgu yapar. Bu cemaat, bireyin içsel gelişimine ve manevi olgunlaşmasına büyük önem verir.
52. Ayderussiyye
Ayderussiyye, özellikle Anadolu’da etkili olan ve Ayderus adında bir Sufi şeyhinin öğretilerini takip eden bir tarikattır. Bu grup, dini ibadetler ve topluluk içindeki dayanışmayı ön plana çıkarır.
53. Sayyadiye
Sayyadiye, Sayyad Hamza’nın öğretileri etrafında toplanan bir Sufi cemaatidir. Bu tarikat, zikir ve manevi eğitimle üyelerinin ruhsal gelişimini destekler.
54. Zeyniyye
Zeyniyye tarikatı, Zeynuddin Hafi’nin yolunu izleyen bir Sufi yoludur. Bu cemaat, zikir ve manevi sohbetlerle müritlerinin manevi derinliğini artırmayı amaçlar.
55. Sebsebiyye
Sebsebiyye, özellikle belirli bir zikir ve ibadet düzenine odaklanan bir Sufi grubudur. Bu cemaat, düzenli zikir toplantıları ve manevi rehberlikle üyelerini manevi yolculuklarında destekler.
56. Kantaniye
Kantaniye tarikatı, Kântânî Şeyh Muhammed el-Kântânî’nin öğretilerini takip eder. Bu cemaat, özellikle Kuzey Afrika’da etkili olup, manevi disiplin ve topluluk içindeki kardeşliği vurgular.
57. Bayramiler (Melami)
Bayramiler, ya da daha geniş anlamıyla Melami tarikatı, Hacı Bayram Veli’nin öğretilerine dayanır. Bu cemaat, toplum içinde gizli bir şekilde yaşayan ve içsel maneviyata odaklanan bir Sufi anlayışını benimser.
58. Maşukiler
Maşukiler, aşk ve sevgi üzerine kurulu mistik bir anlayışı takip eden bir Sufi grubudur. Bu cemaat, Allah’a olan derin sevgiyi ve aşkı vurgular.
59. Aksarayiler
Aksarayiler, Türkiye’nin Aksaray bölgesinde etkili olan bir Sufi cemaatidir. Bu grup, dini öğretiler ve topluluğun manevi gelişimi üzerine çalışmalar yapar.
60. Edirneviler
Edirneviler, özellikle Edirne ve çevresinde etkili olan ve Sufi öğretilere dayanan bir cemaattir. Bu tarikat, zikir ve dini törenlerle manevi birliği ve disiplini önemser.
61. Yakubi
Yakubi tarikatı, Yakub Charkhi’ye dayanan bir Sufi yoludur. Bu cemaat, özellikle Orta Asya’da etkili olmuş olup, zikir ve manevi sohbetlerle üyelerinin ruhsal gelişimini destekler.
62. Kabayiler
Kabayiler, özellikle Kab bin Malik’e nispet edilen bir Sufi geleneğidir. Bu cemaat, dini öğretileri ve topluluğun manevi gelişimi üzerine odaklanır ve zikir pratiklerine büyük önem verir.
63. Kemaliler
Kemaliler, Kemaleddin-i Kâşi’nin öğretilerini takip eden bir Sufi cemaatidir. Bu grup, içsel maneviyatı ve bireyin kendini tanımasını vurgular.
64. Sühverdiyye
Sühverdiyye tarikatı, Şihabüddin Sühreverdi tarafından kurulmuş, felsefi ve mistik öğretileri birleştiren bir Sufi yoludur. Bu cemaat, hem zikir pratikleri hem de felsefi tartışmalarla üyelerinin manevi derinliğini artırmayı amaçlar.
65. Zeyniyye
Zeyniyye, daha önce de bahsedildiği gibi, Zeynuddin Hafi’ye dayanan ve zikir ve manevi sohbetlerle müritlerinin ruhsal gelişimini destekleyen bir Sufi yoludur.
66. Çeştiyye
Çeştiyye tarikatı, Hindistan kökenli bir Sufi yolu olup, Moinuddin Chishti’ye dayanır. Bu cemaat, sevgi, hizmet ve misafirperverlik üzerine kurulu öğretileriyle bilinir.
67. Sabiriye
Sabiriye, Sabir Kalyari’nin öğretilerini takip eden bir Çeştiyye kolu olarak, zikir ve dini sohbetlerle manevi arayışı teşvik eder.
68. Nizamiyye
Nizamiyye, Nizamuddin Auliya’ya dayanan bir başka Çeştiyye kolu olup, sevgi ve şefkatin önemini vurgular. Bu cemaat, dini öğretileri günlük yaşama entegre etmeye büyük önem verir.
69. Fetullah Gülen Cemaati
Liderleri hiçbir eğitim görmeden İngiliz istihbarat servisince kullanıldıktan sonra Amerikan istihbarat servisine devredilen Fetullah Gülen Cemaati, Fetullah Gülen’in öğretilerine dayanan ve özellikle eğitim ve sosyal hizmetler üzerine yoğunlaşan Görünüşte bir modern dini harekettir. Ancak bu cemaat, son yıllarda Türkiye’de ve uluslararası alanda tartışmalı politik olaylara karışmıştır. Bilhassa şimdiki hükümet ile bağlantıları olan ve FETÖ terör örgütünü kuran dış istihbaratlar bağlı bir cemaatti liderleri CIA bağlantılı olarak iktidarı ele geçiren ve şimdileri Liderlerini ölümü ile karışıklıklar yaşan bir istihbarat cemaati olarak bilinir. Liderlerinin ölümü ardından maddi manevi yönden diğer tarikatlar ile bağlantı kurdukları biliniyor ve şimdiki yönetim içinde güçlü bağlantılarını kullanarak yediden güçlenmeye çalışıyorlar…
70. İlim Yayma Cemiyeti
İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye’de dini bilginin yayılmasını amaçlayan ve özellikle gençlere yönelik eğitim faaliyetleri düzenleyen bir organizasyondur. Bu cemiyet, dini eğitimin yanı sıra sosyal ve kültürel projeleri de destekler.
71. Kırkıncı Hocacılar Cemaati
Kırkıncı Hocacılar Cemaati, belirli bir dini lider etrafında toplanan ve onun öğretilerini takip eden bir grup olup, özellikle dini bilginin derinlemesine incelenmesi ve paylaşılması üzerine odaklanır.
72. Yeni Asyacılar Grubu
Yeni Asyacılar Grubu, Said Nursi’nin eserlerinden etkilenen ve “Risale-i Nur” koleksiyonunun öğretilerini yaymaya çalışan bir cemaattir. Bu grup, bilim ve iman arasındaki uyumu vurgular ve modern çağda Müslümanların karşılaştığı sorunlara dini çözümler sunar.
73. Yeni Nesilciler Grubu
Yeni Nesilciler Grubu, özellikle gençler arasında dini bilincin artırılmasına yönelik faaliyetler düzenleyen ve modern dini anlayışı teşvik eden bir topluluktur.
74. Aczimendiler
Aczimendiler, Müslüm Gündüz liderliğindeki bir grup olup, özellikle 1990’ların sonunda Türkiye’de dikkat çeken dini ve sosyal faaliyetleriyle tanınırlar. Bu cemaat, dini eğitim ve sosyal adalet konularına odaklanır.
75. Meşveretçiler
Meşveretçiler, dini konularda danışma ve müzakereyi önemseyen bir cemaattir. Bu grup, üyeleri arasında dini bilgi ve tecrübe paylaşımını teşvik eder.
76. Medzehra Gurubu
Medzehra Gurubu, Said Nursi’nin öğretilerine dayanan ve “Risale-i Nur” çalışmalarını merkeze alan bir topluluktur. Bu grup, dini eğitimi ve manevi gelişimi önceliklendirir.
77. Zehra Vakfı
Zehra Vakfı, özellikle kadınların dini eğitimi ve sosyal gelişimi üzerine çalışmalar yapan bir organizasyondur. Bu vakıf, kadınların toplumdaki rolünü güçlendirme amacını taşır.
78. Okuyucular (Kurtoğlu)
Okuyucular ya da Kurtoğlu olarak bilinen grup, özellikle dini metinlerin okunması ve anlaşılması üzerine yoğunlaşan bir cemaattir. Bu grup, dini bilginin yayılmasını ve derinlemesine incelenmesini teşvik eder.
79. Yazıcılar
Yazıcılar, dini metinlerin yazılması, korunması ve yayılmasına odaklanan bir grup olup, özellikle klasik İslami ilimlerin ve metinlerin günümüzde de yaşatılmasını amaçlar.
80. Sungurcular Grubu
Sungurcular Grubu, Sami Efendi ve ardından gelen Hüsnü Sungur’un öğretilerini takip eden bir cemaattir. Bu grup, dini eğitim ve manevi rehberliğe büyük önem verir ve özellikle “Risale-i Nur” çalışmalarıyla ilgilenir.
81. Medrese Alimleri Vakfı
Medrese Alimleri Vakfı, geleneksel İslami ilimlerin öğretimini ve yayılmasını destekleyen bir kuruluştur. Bu vakıf, alimlerin yetiştirilmesi, dini bilginin korunması ve geliştirilmesi üzerine odaklanır.
82. Şalvarlı Efe Cemaati
Şalvarlı Efe Cemaati, belirli bir bölgede veya toplulukta etkili olan ve özellikle geleneksel Türk kültürü ile İslami öğretileri birleştiren bir gruptur. Bu cemaat, dini ve kültürel mirası yaşatmayı amaçlar.
83. Hayrat Cemaati
Hayrat Cemaati, Said Nursi’nin “Risale-i Nur” eserlerini temel alan ve bu çalışmaların okunması, anlaşılması ve yayılması üzerine yoğunlaşan bir gruptur. Dini eğitim ve manevi gelişimi teşvik eder.
84. Norşin Dergahı (Şeyh Nurettin Mutlu)
Norşin Dergahı, Şeyh Nurettin Mutlu’nun liderliğinde, özellikle Doğu Anadolu bölgesinde etkili olan bir Sufi merkezidir. Bu dergah, manevi eğitim ve zikir toplantıları ile bilinir.
85. Arif Efendi Üfürükçü Tarikatı
Arif Efendi Üfürükçü Tarikatı, alternatif tedavi yöntemleri ve geleneksel İslami inançlarla ilişkilendirilen özel bir gruptur. Bu tarikat, manevi şifa yöntemlerine odaklanır.
86. Hiranur
Hiranur, dini eğitim ve manevi rehberlik sunmayı amaçlayan bir cemaattir. Bu grup, özellikle bireysel maneviyatın geliştirilmesi ve dini bilginin derinleştirilmesi üzerine çalışır.
87. Adnan Oktarcılar
Adnan Oktarcılar, Adnan Oktar (Harun Yahya) etrafında toplanan ve özellikle yaratılışçılığı savunan dini yayınlarıyla tanınan bir gruptur. Bu topluluk, televizyon ve yayın faaliyetleriyle dikkat çeker ancak Türkiye’de tartışmalı figürler ve hareketler arasında yer alır.
Sonuç Olarak;
Türkiye’deki tarikat ve cemaatler, Mustafa Kemal Atatürk’ün Liderliğinde kurtuluş savaşı sonrasında kurulan bu cennet vatını üzerinde oynanan oyunlar sonucu o Kan ve göz yaşı üzerine kurduğu zamanlarda bu ülke cemaat ve şeylerin ülkesi olamaz demesine rağmen şimdiki yönetim etrafında kurgu halinde yapılan oluşumlarda, ülkenin sosyal ve dini yaşamında önemli bir yer tuttuğu ve yukarıdaki reklamları yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Bu gruplar, sadece dini öğretiler sunmakla kalmaz, Narko-terör kısaca uyuşturucu transferi alanında gizli olarak çalışan ve gençlerin bu yönden zehirleyen kesimleri çıkar için çalıştığı ve gizli faaliyet gösterdiği hücre evlerinde toplandığı gruplardır…
Bazı gruplar gizli çalışmaları ve hükümet ile bağlantıları olması sebebi ile Yukarıda da belirtilen Etnik bağlantılı olan ve ülkeyi bölmeye uğraşan bir sürü Silahlı terör örgütü ile ve de dış istihbarat bağlantıları vardır. Görünüşte aynı zamanda beyin yıkama eğitimi veren oluşumları da görebiliriz, Görmek için bakmak gerekmez görülen hiçbir şey şimdiki Türkiye’de gerçek sayılmaz madalyonun arka tarafına bakmanız gerekir.
Bunu yanında sağlık üzerine çalışmalarda olduğu bilinen bu gruplar sayesinde bilimsel araştırma yapan hastanelerimiz dahil şimdiki zamanda askeri hastanelerimiz deki oluşumlarda bilimsel yönden bozulmasına sebep oldukları biliniyor… Hatta askeri eğitimi olmayan doktor ve doktor adaylarını sahada görevlendirildiği de bilinen gerçekler arasındadır… Bu sağlık olguları olurken Türk doktorları ve sağlık personeli yurt dışına transfer oluyor ve %80 dolayında yabancı doktorlar Türk insanına bakıyorlar… İşte bazı ufak örnekler sağlık sektöründe bunlar…
Bunu yanı sıra sosyal hizmetler gibi alanlarda halkın beynini yıkama operasyonları ve uyuşturucu dağıtımı yapılan projelerde de bu gurupların oldukları biliniyor…
Evet,
Göstermelik reklam amaçlı anlatılan faaliyetleri arkasında gösterilmeyen gerçekler vardır.
Ancak, bazı tarikat ve cemaatlerin siyasi etkileşimleri ve toplum üzerindeki etkileri tartışmalı olabilir.
Türkiye’nin dini ve sosyal yapısını anlamak için bu tarikat ve cemaatlerin tarihçesini, öğretilerini ve toplumdaki rollerini kapsamlı bir şekilde incelemek gerekmektedir. Bu çeşitlilik, şimdiki reklamlarda “Türkiye’nin kültürel zenginliğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir” algıları da veriliyor…
Kültürel zenginlik uyuşturucu ve illegal yolardan sağlandığı kadın ve çocuk istismarı ve seks ticareti ve de silah ticaretinden kazanılan zenginlik kültürel zenginlik olarak lanse edildiğinde bilmeniz gerekir… Söylenmeyen gerçekler arasında bu tür lanse edilen haberleri de geçmişte gördük…
Ancak şu da vardır ki aynı zamanda görmez ve duymaz konuşmaz isek yani üç maymunları oynarsak bu oluşumlar dini ve sosyal alanlarda kaos ortamı yaratmaya sebep olacak bir dizi olguları da beraberimde getirir…
Bu oluşumlarda nemalanan parti ise AKP olduğu bilinmelidir.
Ve başındaki ayakçı başında ve ailesinin de bu olgulardan yararlandığı bilinmelidir…
Bunlar araştırılmadan sonuca ulaşılmaz.
AKP kökenli cemaat mensuplarını oluşturduğu savcı ve hakimlerinin de engelleyici hukuksal maddi manevi oluşumlarda bu araştırma yapanları üzerinde bir kılıç olarak sallandığında bilinmelidir…
Geçtiğimiz 30 yıl zarfında bu Cemaatler palazlanırken bir yandan da herkesin bildiği beşli çete denilen oluşumlarda ortaya çıkmıştı para aklamak için kurgulana bu tür oluşumlar ve sahipleri AKP ve ayakçı başa sosuz kredi çıkarmış ve aile servetine servet katmışlardır…
Bunu yanında ayakçı baş talimatı ile bir sürü ihaleyi kazana bu beşli çete kendilerine korumak için yaptıkları ihalelerde Türk Hukuk sistemine güvenmeden FETÖ Cemaatini kuran İngiliz hukuk sistemini kabul etmiş ve anlaşmazlık sonucu oluşacak hukuksal olgularda İngiliz mahkemelerini tanıtan sözleşme imzalamıştı…
İşte yapılan oto yol ve havaalanları ihalesinde geçmediğimiz paralı yolları dolar üzerinden Türkiye devleti ödeyecek ibaresi konmuştu…
Bunu sağır sultan bile biliyor ondan fazla yazmayacağım…
Şunu bilmenize yarar var 30 yılda nasıl bu kadar zengin oldukları Narko-Terör ile bağlantılarını araştırmanız gerekir…
Evet,
Görülen şu ki; Katil olmak, silahı çekip adam öldürmek değildir..
O katli savunmak veya o katil ile iş birliği yapmak katil olmakla eş anlamlıdır.
Çünkü bu konuyu yandaş müteahhitler için savunmak bu olguya azmettirmek ve bunu korumak, gözetmek aynı ortamda bulunmak düşüncesi, sürünün düşünmemesini gerektirir. Bu gereksim olguya bakanlar için görülürse bir kişi olay anında orada olmasa da onu katil yapar…
Şimdiki teknoloji çağında Sanal ortamda bir mesaj bir resim tetikçileri devreye sokar…
Bu ortamda “Uyuyan katil hücreleri uyandırılır ve orman kanunu çerçevesinde olaylar ve kaos başlar….
Bizde de işte böyle katiller çokça bulunuyor ve adlarını başların “sayın” ibaresi konularak anılan bu kişiler şimdi ve hikayenin geçtiği o zamanlarda da mevcuttu…
Ve de bu görünen, su üzerinde kalan görüntü altındaki derin sularda olanları görmemiz gerekir imajı o yıllarda veriliyordu.
Siyasi ortamda, o zaman diliminde ve şimdiki zamanda ortada bulunan kişi ve kurumlar, acı ama katil statüsüne girmişlerdi. Uyuyan hücreleri koruyor ve “sayın” denilen kişilerce bunlar korunuyor ve kollanıyordu….
Bu statüde olan bir kişi vardı ülkemizde, işte o kişilik "Hakan Fidan'ın millet, milletin tam egemenliği, vatan, devlet, bayrak ve bağımsızlığımıza sadakati tamdır, tartışılmaz" denmişti…
Bu ortamda tersin söyleyeni, o zaman diliminde susmak susturmak gerekir. Mesajları verildi….
Çünkü yıllardır görüp sustuğumuz için istihbarat olanaklarını kullanarak ne olursa olsun devletin içine kadar uzanan kolları ve ayakçı başın gizli kasası olduğu biliniyordu o yüzden dokunulmazlığı mevcuttu…
Buna nazaran diğer Fidanların genetiği bozulmak üzere projeler o zamanlarda yapılıyordu…
Bu kökle ve ucube sarmalı olan kollar ucube fidanların kökleri ile aynı yerde ise konuşmak ve konuşmamak arasında kalabilirsiniz…
Şimdi düşünüyorum da; ah keşke bu konular o zamanlar tartışılmış olsaydı.
Ama tartışma kültürü olmadığı için her gün başka başka olaylar ile bu olgular kapatıldı…
Atatürk: Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz” demiştir… işte tartışılmayan konular şimdi ucube genetiği bozuk meyveleri verdi, ve bu meyveleri yiyen yine orman kanunlarında yaşayan Türk halkı oldu.
İşte buda acı ama gerçek bir hikayenin ana temasını oluşturuyor…
O zamanki ve şu zamanki diliminde evlat babasına, baba evladına aile içinde olan aile fertlerine bile güven duymuyor.
İşte güvensizlik duygusu ucube fidanlar tarafından ülkeye yayıldı…
Kimse kimseye güven duymadan yaşamaya toplum başladı…
Çıkarı için güven sağlar gibi veya öyle görünen bir sürü politikacı ortaya o zamanlardan bu zamana uzanan yolda ucube olarak çıktı…
Kimi dini, kimi din ve etnik olgu üzerinden konuşarak halkı bölmeye ve kendi ortamına çekmeye çalıştı...
İşte bu ucube fidanların genetiği bozuk olanları politikacı diye o zamanlarda ve bu zamanlarda anıldı ve anılıyor…
Ortalık karıştı ve karışıyor. Her yede ucube otlar tarlaları sardı mücadele edecek ilaç ve doktor ortadan kaldırıldı…
Ama umut veren kişiler ve bazı kurumlar hâlâ var.
Yine de o zamanlar ve şimdi ki zamanda halk devletine güvenmeden yaşadığı devletinden şimdiki gibi o not aldığım zamanlarda korkuyordu.
Zamansız Ölüm ve ölümler ortamı olacağı yayılıyordu ve de güvensizlik diz boyu devam ediyordu ve bu gidişle devam edecek gibi görülüyor…
Devlet yapıları halka güven verdiği kadar düşmanını da korkutan bir olgu olarak bir kurum olmalıdır…
Bu kurumlardan biri ve her biri halkı kabul etmeden uyuyan hücreler dahil diğerleri bir kişini sözü ile ona bağlanırsa şimdiki olaylar gibi olaylar ve halkı korkutan oluşumlar bağlı olaylar ile devlet anılır.
Fakat devleti devlet yapan halktır.
Adı Devlet olan kurmuş bahçe de ürüyen ot gibi ülkeyi saran kişileri yetiştiren bazı kişiler de o zamanda olmuştu ve olacaktır. Otlar ve boklar tarlalardan bahçelerden devlet adına çalışan kişiler bile olsa temizlenmez ise her devirde böyle genetiği bozuk fidanlar ve otlar ülkeyi sarar…
Fakat bunlar göstermelik olduğundan, çıkarcı etnik ve dinsel olgular üzerinden faşizan duyguları olan kişilerdir. Bunlara son derece dikkat edilmezse yani kökleri kazınmazsa her ülkenin başına bela olabilirler…
Bunlar çıkarları için her zaman devleti kullanır ve halkı sömürerek sefalete götüren kişi ve kurumlar olur…
Ucube fidanlar ülkeyi sardıkları zaman:
İşte o zaman ve bu zaman diliminde her an kapıda polis…
Her an savcılığın talimat ile yapay sanal hukuk sisteminde soyut kavramlar ile hakim tarafından cezalandırma korkusu…
Halkta devletin değil dış ülkelerin teröristler ve adamları kapımızı çalacak korkusu…
Seçimlerde bile söylenecekti ve söylendi o zaman dilimlerinde, yani değişen hiçbir olgu olmayacaktı ama olan oldu yerel seçimler muhalefet yönünden büyük bir başarı ile oluştu…
“AKP Diktiği Fidan'ı sökmez, söktürmez" demiştir, işte ucube fidanların nasıl sözde savunmak için aslan kesilen bu kişilik sahibi olmayan kişilik tarafından korunduğu ve kollandığı o zamanlarda görülmekteydi…
Sanal darbe ve sonrasındaki sivil darbe sonucunda T. B. M. M’ de gelip ifade vermeği bile beceremeyen emir ile yaptıkları işlevleri altında ezilerek, alına emirle ifade vermeyen bu zatı muhteremi koruyan ve kollayan kimdi?
Bir zamanlar göbek bağı olan baş kişiliksiz kişilik sosyal medyadan şikâyetçi olup bu ortamı kapattırmak istediği günler uzak değildir, demiştim ve beklene oldu kapatıldı…
Fakat Gezi Direnişi sonrası artık bu kişiliksiz kişiliklerde bilgisayarın başına geçip demeç verdikleri trajikomik olarak görülüyordu. Bu da kötünün iyisi olarak o zamanlarda görebilirdik… Bilimi ve teknolojiyi kendi amaçları için bile olsa kullanmayı öğreniyorlardı. Buda bir gelişmedir diyerek hikayenin geçtiği zamanlarda kendimizi biraz avuta bilirdik…
Evet,
Savunmak; savunmanında alt yapısı olmalı.
Savunmamak için savunulmak yapılmamalıdır…
Eyer savunma yapacak alanın at yapısı olmaz ise savunmak savunma hattının gerisinde kalmaktır.
Savunma hattını korumak için savunulacak hattın iyi tanınması gerekir…
Ve savunulan her ne olursa olsun ona zarar verecek bir duruma düşürülmemelidir…
Savunma hattı için önce bir araştırma yapılmalıdır. Bu araştırmanın sonucuna göre hatlar ve savunulacak bölge ve her ne olursa olsun bunu iyi belirlenmesi gerekir…
Savunulacak hat ve bölge her ne olursa olsun bilinçli savuma hattı oluşturulmalıdır bu devlet kurumları ve devletin ana damarları içinde geçerlidir. Hata yapılan savunma savunmamak ile aynı anlama gelir…
Kısaca savunma hattı ve bölgesi ne olursa olsun araştırılmalı ve savunma hattı oluşturulmalıdır…
En iyi savunma olanak dahilinde ise arka cepheniz de sağlam ise saldırmak olmalıdır. Fakat arka cepheniz sağlam değil ve gerekli analiz ve araştırma yapmadan saldırırsanız savunduğunuz cephe savunulmaz ve kaybetmiş sayılacak bir savaşın başlangıcını yaratırsınız. Bu da kaybettiğiniz devlet olursa ve onu kurumları olursa daha vahim bir durum olabilir…
İşte bunu bilmeden savuma yapıyorum diye ortaya çıkmak anlamsız bir polemiği yaratmanıza sebep olur işte hikayemiz böyle devam ediyor…
Öyle dini kullanarak bilimi ve araştırmayı önemsemeden siyaset yapmak içi siyaset yapanlar için bile hiç olmazsa biraz bunu öğrendiler; işte, fikir ve düşüncelerin nasıl teknoloji yolu ile medyatik olunur, nasıl sosyal medya yolu ile gündem değiştirilir, bunları sosyal medyada nasıl yapılır. Bunlar o zamanlar biraz yanlışta olsa kendi çaplarında öğrendiler…
İşte bu bizim siyasi kişiliksiz kişilik o günlerde öğle saatlerinde, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden bu genetiği oynanmış Fidan ile ilgili tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
( Genetik yapısı daha önceden değiştirilip piyasaya sürülen ) Hakan Fidan'ın millete, vatana, bayrak ve bağımsızlığa sadakatinin tam ve tartışılmaz olduğunu belirten kişiliksiz kişilik , ( Genetik yapısı daha önceden değiştirilip piyasaya sürülen ) Fidan'a karşı duruşun, O'nun sadakati nedeniyle yapıldığını bildirdi.
Evet,
Dört ayaklı köpekler kızacaklar ama kızmasınlar benimki bir benzetme, Köpeklerde son derece sadıktır ve yediği kaba sıçmazlar. Bir insana aslan dendiği zaman nasıl gururlanır ama eşek dediği zaman nasıl kızar, halbuki deveyi eşek götürü…
İşte bu ( Genetik yapısı daha önceden değiştirilip piyasaya sürülen ) Fidan'da öyle biri olarak o zaman diliminde görünüyordu…
Fakat bu görüntün altında yatan neydi?
Önümüzde olan sanal yapay darbe sonucundaki sivil darbedeki rolü ne olacaktı?
Zamanla bu da anlaşılacaktı…
Çünkü hiçbir ülkenin istihbarat olgularını başındaki kişi bu kadar ortaya çıkmaz ve medyatik olmazdı…
İlerde bunu da göreceğiz. Diyerek şu anda daha derinlere inmeyelim. Yukarıda da belirtiğimiz üzere devlet kurumlarına zarar vermek pahasına bazı olgular bilinse de açıklanmaz zaman içinde devlet eğer devlet ise kendini düzeltir zaten kendin düzetmez ise devlet kalmamış demektir…
Şimdi konumuza dönelim.
Ve de bizim kişiliksiz kişilik sahibi olan siyasetçimiz, açıklamasında şunları utanmadan kaydetmişti:
"Hakan Fidan'ın millet, milletin tam egemenliği, vatan, devlet, bayrak ve bağımsızlığımıza sadakati tamdır, tartışılmaz. Sayın Fidan hakkında yazılan haber ve yorumlar ile bazı güçlerin ona karşı duruşlarının ana nedeni, O'nun bu değerlere tartışmasız sadakatidir. Sayın Başbakanımızın Fidan'ı atamasının ne kadar doğru/stratejik bir tercih olduğunu, yazılan haber ve yorumlar bir kez daha göstermiştir. Herkes şunu iyi bilmeli ki Türkiye ve Türkiye'yi yöneten AK Parti Hükümeti, diktiği Fidan'ı sökmez, söktürmez. Herkes bu gerçeği görmelidir."
O zamanlar bu konuya önem vermeden ve de fazla ileri gitmeden o yorum yapan kişiyi yakından bilerek şöyle bir uyarıda bulunmuştum “Bay kişiliksiz kişilik, senin senarist partin senaryolar üreterek başka çınarları kestiğini ve yerine genetik yapıları değiştirilen fidanları diktiğini biliyoruz, sen ve senin gibi kişiliksiz kişiler şunu bilmeli; istihbaratta bir kişinin bildiği sır iki kişini bildiği medya malzemesi olur…
Ve buda istihbaratta psikolojik savaş demektir bunu bilmeyen sen ve seni gibi kişiliksiz kişiler böyle ortaya çıkarak kedilerini ele verirler…”
Saygılar…
Cessur Demirali Gürsu