Sözlüğümüze göre, Objektif , obje kelimesinden türetilmiştir. Kökeni Latince ’ye dayanan bu sözcük , “obje ilgili olan nesnel” anlamındadır. Türkçe’ de ilk kez 1900’lü yılların başında kullanıldı. Fikir olaraktan Aristo’ ya uzanır.
Genel geçerlilik taşıyan düşüncelerin tanımıdır. Bir konuya tarafsız bakmadır. Duygulara yer vermemektir. Beklenti ve tercihlerden uzak olmaktır. Yorumsuz anlatabilmektir. Kişisel görüşlerin bildirilmemesidir.
Görünen neyse onu söylemektir. Tarafsız, yansız olmadır. Gerçekliği, doğruluğu da kapsar. Somut verilere dayanan ön yargıların etkisinde kalmamadır, olguların olduğu gibi saplanmasıdır.
Farklı görüşlere eşit mesafede olmadır. Kimsenin etkisinde kalmamaktır. Kişinin karakterine ve yaşantısına göre şekillenmemektir. Deneye , gözleme verilere dayanmadır. Akıl ve kanıtsal olanın etkili olmasıdır.
Kişiden kişiye göre değişmeyendir. Bağımsız olmadır. Alınan ya da verilen kararın, tepkinin, yargının, tartışmanın güvenilir olmasını kapsar. Olması gerekenlere yönelmektir. Tutarlı olmaktır. Her açıdan incelemeyi getirir.
Dengeli bir perspektif sağlar. Doğrunun doğru! Yanlışın yanlış! Olarak kabul edilmesidir. Yaşanılanlar ve meydana gelen olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak ve mantık çerçevesinde değerlendirmedir.
Zor durumlarda farklı çözüm yollarını düşünmeye iter. Geliştirilebilir ve öğrenilebilir bir özelliktir. Empati yapabilmekte gereklidir. Karar verme süreçlerinde daha sağlıklı sonuçlar alınmasına yardımcı olur.
Etkili iletişim kurmanın yoludur. Kötü de , iyi de doğru da yol gösterendir. Gerçek haklıyı bulma, adil olma ve sorunları çözüp ilerleme adına da önemlidir… Bununla beraber, başarısızlığı kabul etme ve ondan ders çıkarmayı da getirir.
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com