Nedenlerin izinde (24)
TORPİL: GİZLİ HARAM, AÇIK GÜNAHTIR
Torpil; bir hakkın gaspı, kul hakkının vücut bulmuş halidir. Gizli bir haram açık bir günahtır. Bugün Türkiye'de iş bulmak için diploma yetmiyor. Emek, alın teri, sabır, liyakat, ehliyet ve beceri yetmiyor… Bir telefon, bir referans, bir “dayı”, bir “tanıdık”, “yukarıdan biri” varsa tamamdır. Takma kafana. Kimin hakkı olduğu değil, kimin adamı olduğuna bakılıyor.
Torpil bir adaletsizlik değil yalnızca, bir karakter testidir. Bu testten geçen değil, kayırılan başarısız, dışlanan başarılı oluyor. Mülakat salonlarında alın teri değil, “Referans mektubu” konuşuyor. Sınavda birinci olan değil, Listede “yakını” olan kazanıyor. Çünkü sistem böyle işliyor. Mülakat, torpile giydirilmiş resmi kılıftır.
Düşünün… Bir baba, bir anne yıllarca çalışmış, çocuğunu okutmuş; çocuk dirsek çürütmüş, sınavlara hazırlanmış, sınav kazanmış… Ama “torpili” yok! Öte yanda, dayısı müsteşar olan biri için tüm kapıları ardına kadar açık. Bu adil mi? Bu helal mi? Bu insanî mi, bu İslam’a uygun mu? Kur’an ne der? “Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin.” Bizde ne oluyor? Bir gruba olan yakınlığımız, bizi hakkaniyetsizliğe sürüklüyor ve kimse sormuyor: Torpille bir yere gelen, orada neyi, kimi temsil eder? Devleti mi? İşini mi? Yoksa torpilini mi?
Torpil, sistemi çökerten bir virüstür: Eğitimi değersizleştirir, gençliği umutsuz eder, devleti keyfileştirir, toplumu zehirler. Bugün gençler neden yurtdışına kaçmak istiyor? Çünkü bu topraklarda adil bir yarışa inançları kalmadı. “İyi olursan kazanırsın” cümlesi, Onlar için sadece bir masal da gençler çocuk değil. Gençlerin kaderlerini inandıkları değerler değil, imtiyazlar belirliyorsa ortada çok büyük bir vebal vardır. Torpil, bireysel bir suç değil, toplumsal bir çürümedir. Bu çürüme: toplumda infiale sebep olur. Haksızlık meşrulaştırdığı için bu soruna çözüm bulamayan devlete karşı güven yok olur. Kul hakkı olan bu günah, meşrulaşır, alışkanlık haline gelir veya getirilirse adalet, sadece tabelalarda kalır. Torpille gelenin de vicdanı törpülendiği için kendisini o makama taşıyan otoriteye kul olur. Böylece kişi işinin ehli de olsa sadakate yenik düşer ve koltuğuna değil, kendisini oraya oturtana hizmet eder. İşte bu yüzden torpil sadece bir kişiye değil, bütün millete ihanettir!
İslam dini, torpili kesin bir şekilde reddeder ve adalet ilkesini esas alır. Torpil, İslam’ın özünde yer alan: Adalet, hakkaniyet, ehliyet ve emanet kavramlarına aykırıdır. İslam’ın torpile karşı duruşunu hem Kur’an ayetleri hem de Hz. Muhammed’in sözleri ve uygulamaları açıkça ortaya koyar: Nisa suresi 58. Ayet: “Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder...”, buyurur.Hz. Muhammed: “Bir topluluk, aralarındaki emanetleri ehil olmayanlara verdiğinde kıyameti beklesin.”, demiştir. Ayet ve hadiste de görüldüğü üzere torpil ve onun doğuracağı liyakatsizlik toplumun çöküş sebebidir. Devlet görevinde hatır-gönül ilişkisinin yeri yoktur. İslam: adalet, liyakat, emanet üzerine bina edilmiştir. Torpil adaletin, liyakatin ve emanetin inkârıdır. Torpille hak edilmeyen bir mevkie gelen kişi, hakkı yenilen herkesin kul hakkına girmiş olur. İslam dini, torpili bir çeşit zulüm ve emanete hıyanet olarak görür.
Eğer biz, bu ülkenin kalkınmasını, ilerlemesini istiyorsak işe torpil zincirini kırmakla başlamalıyız. Liyakat kapısının yeniden açılması ülkenin varlığı için şarttır, elzemdir. Torpille alınan her görev, hakkı yenilenin bedduasını da beraberinde taşır. O nedenle torpile göz yuman ülkenin başı beladan kurtulmaz. Torpil yapana gelince gün gelir, koltuk devrilir, torpil yapan da yaptıran da yargılanır. Ama bu dünyada ama mahşerde…
Hadi Önal/ 04 Ağustos 2025/ Elazığ