Biz medya grubu olarak gözlemci olduğumuzu TÜRK toplumunu alışılmış yayım düzeni dışında başka boyutta yayın yaptığımızı deklare ettik (bildirdik) ve olması gereken olgunun bu olduğunu değişik zaman dilimlerinde yazmıştık. Komisyon bizleri Türk halkını belli ölçülere de birçok olgularda teste tabi tutuyorlar, bu testler bir araya geldiği zaman savaş oluyor. Evet , bu savaşta şu anda kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeden bilinmezlik ölçüsünde Ortadoğu kan gölüne çevrildi. Terörist olanlar ile yasal olarak lanse edilen terörist olguların senaryo gereği yaptığı olgu neticesinde; biz bu oluşumu Rogg & Nok olarak şöyle tanımlamıştık “Batı ve doğu komite , savaş komisyonunu ortak olarak hazırlayıp dünyaya sunduğu daha çok batı komisyonunu destek ve istihbarat verdiği senaryo setinde oynana bir canlı aksiyon ortamını sağladılar” demiştik ve elimize geçen duyumları sizlere sunmuştuk sitemizde bu konu yıl başından bu yana “Narko-terör ve bağlantıları” altında açık açık yazıyorduk, daha önce “Dünya” haberlerinde bu oluşumun Türkiye boyutlarını ve sonunda bölgesel bir kaossa yer açacağını da bildirdik. Bizleri takip eden siz saygın okurlarımız için “Türkiye” adı altında ve “Siyaset” başlıkları altında olguları açıklamaya çalıştık. Olacakları daha önceden görmemiz bizi inanın sevindirmiyor, bizim gibi olanların azlığı inanın bizi üzüyor. İşte dış siyasetin iç siyasete yönlendirmesi sonucu bu ortam biraz görünür ve bizleri destekleyici biçimde ilerliyor. “Özel haber” olarak sunduğumuz haberlerde önlemleri belirttik. Şimdiki kurulacak veya kurulması düşünülen siyasi ortamda ülkemizde de yasalaşan Narko-terör örgütünün yasal temsilcileri 90 kişi ile TBMM’ne girdi. Bizler bu ortamdan rahatsızlık duysak da yine de bu olgu oluştu. Bir olguyu kontrol etmek için o olguya yakın olmak gerekir, hatta içinize belli şartlarda belli düzeylerde kontrollü olarak almanız gerekir. Halkımız ve diğer üzülerek söylediğimiz ikinci bölücü partide bu Narko-terör partisinden aşağı kalan yeri yok. Bunun yanında 2. En fazla oy alan parti ise uygun siyasi yönden beğenseniz de beğenmeseniz de arada tampon olacak bir parti konumunda TBMM’ne gelmiştir. Eyer bu iki parti döneklik yapar da bu koalisyona girmez ise bu parti oluşuma uyarak bu oluşumu hazırlayan parti ile belli şartlarda koalisyon kurmaya kalkabilir. Zaten birinci istek bu ikinci istek en önemli olarak ve üzerinde durulan herkesin “Erken seçim” dediği ve seçimlerin sonunda bunu dile getiren parti bu oluşumun içinde olduğu bilinmelidir. Bunu bizler araştırmamız sonucu net olarak ortaya koyduk, asıl amaç şu; “erken seçim” yapılır ise “ 3 dönem” tartışması ortadan kalkacak ve eski yavşak ve yalaka tabir ettiğimiz ve adı yolsuzluklara karışmış Vekillerin tekrar başka parti adı veya oluşmuş parti içinde vekil olmaları sağlamak. Ve de bu günkü Gül olgusu bu tezimizi güçlendiriyor. Eski baş noter ve çakma hacı olan kişinin partinin başına gelmesi senarist tarafından onaylandı. Bu olgu oluşup istenirse yapılacak seçim şimdiki ortamı aratacak seçim olması olasılığını da artırıyor. Şu anda hesaplar yarı yarıya bozuldu bozulan şeyi yapmak kolay olmasa da olabilirlik olasılığı, yamalı bohça misali olabilir. Fakat yıkılan bir olgu bir daha yapılamaz. Bu yıkılan oluşum tekrar yapısal olarak benzetilse de aynısı gibi olmayacağı deneyimlerle, görünümler sonucu görülmüştür. İşte Türkiyeyi yıktırmamak için tüm %60 oy alan partilerin ortak olarak bir onarım olgusuna katılmaları gerek. Yoksa bu yıkıntının altında herkes ezilir. Bu gün gördüğümüz manzara ilerde bizim göreceğimiz manzara oluşum olabilir. Bu olguyu hazırlayan “Batı ve doğu komite , savaş komisyonunu” ortak beklentisi de budur… Bu gün 15-06-2015 günü itibarı ile seçimlerden en çok oyu almasını sağlayan psikolojik algılama yöntemi ile birinci olan partinin yakın silahlı dostları ve baş şerefsizin kadim dostları IŞİD ile yasal terörist olgusu içinde oluşum gösteren gurupların çatıştığı için Tel Abyad’dan kaçan binlerce Suriyeli, Akçakale Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye geçmenin mücadelesini bu gün veriyor. Şimdi dış medya grubunda görev yapan Hilal Köylü arkadaşımızın haberine yorumsuz olarak bir göz atalım...