30 Ağustos 2024’te gerçekleştirilen Kara Harp Okulları mezuniyet töreninin ardından dönem birincisi olan Teğmen Ebru Eroğlu ile birlikte yüzlerce subay “Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedikten sonra “geleneksel subaylık” andını içmiş, bu görüntüler basına ve sosyal medyaya servis edilmişti. Bu görüntüler üzerinden ise teğmenlerin bu andı özellikle iktidar yanlısı medya tarafından “darbecilik”, “vesayetçilik” gibi söylemlerle hedef alınmıştı.
ABD DÖNÜŞÜ TEĞMENLERİ HEDEFE KOYMUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 5 Eylül 2024’te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu için bulunduğu ABD dönüşü yaptığı basın toplantısında; “Kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak da gerekli bütün araştırmalar yapılıyor. Oradaki birkaç tane kendini bilmez de temizlenecek...” demişti. Bu tartışmaların sonucunda ise dönem birinci Teğmen Ebru Eroğlu ile teğmenler İzzet Talip Akarsu, Serhat Gündar, Deniz Demirtaş ve Batuhan Gazi Kılıç; 18 Kasım 2024’te “ayrılma cezası verilmesi” amacıyla Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edilmişti. 30 Ocak’taki 9 üyelik YDK toplantısının sonucunda ise teğmenler 4’e karşı 5 oy ile TSK’den ihraç edilmişti.
YAŞAR GÜLER "BÜYÜK SUÇU" AÇIKLADI!
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gerçekleşen Millî Savunma Bakanlığı’nın 2026 bütçesi görüşmelerinde teğmenlerin ihracı da gündeme geldi. Ortam gerildi. CHP’li milletvekilleri 5 teğmenin ihracını eleştirirken, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler söz aldı. Güler, “Geçen sene atılan teğmenlerimizin hiçbirine, ‘Biz Atatürk'ün temsilcileriyiz, Atatürk’ün askerleriyiz’ dediği için tek bir soru sorulmadı. ‘Neden kılıç çektiniz’ diye hiçbir soru sorulmadı. ‘Neden bilmem neyi havaya fırlattınız’ diye bir soru sorulmadı. Neden atıldı? Tören bittiği anda bütün aileler orada kendi çocuklarıyla sarılıp öpüşmek için tören alanına girmiş durumda. Bu vaziyetteyken birinci olan kız teğmenimiz geliyor mikrofonun başına, ‘Aileler lütfen tören alanını terk edin’ diyor. Böyle bir hakkı var mı?” dedi. Bu sırada CHP’li bir milletvekili, “Bu atılması için bir suç mudur” sorusunu sordu. Güler ise sesini yükselterek konuyu terörle ilişkilendirdi ve şunları söyledi: “Atılması için büyük suç. Siz işte böyle düşünüldüğü için bizim terörle mücadele 45 sene sürer, başka bir olay olursa da 55 sene sürer. Oradaki bir teğmenin, orada 5 yıldır bekleyen annesini, babasını, çocuklarını, yanından çağırma hakkı var mı?”
TERÖRLE NE ALAKASI VAR?
Bu sırada bir milletvekilinin, "Konunun özü Mustafa Kemal Kemal'in askerleriyizdir. Bunların kenarında dolaşmayın" demesi üzerine Güler, "Değildir" yanıtını verdi. Başka bir milletvekili ise, "Bunun terörle bitmemesi ile ne alakası var" sorusunu yöneltti.
BAKAN, KARAR GEREKÇESİYLE ÇELİŞTİ
Bakan Güler’in komisyondaki bu açıklaması ise teğmenlerin ihracının gerekçeli kararıyla çelişti. İhraç kararının gerekçesinde “Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığı ifade eden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sözünü amacı dışında ve karşıtlık içeren protest bir eylemde kullanmak disiplinsizlik olacağı gibi sözün değerini de azaltan bir davranış olacaktır. Böylelikle eylemler, TSK’yı tartışılır hale getirerek, toplumda ayrışmalara sebep olmuş ve ordunun vatan, millet, Atatürk’e olan sevgisinden hiç şüphe duymayan millet nezdinde yıpranmasına neden olmuştur. Söz konusu eylem toplumda asker yemininden vazgeçilmiş gibi TSK’ya olan güveni sarsar bir kanaat oluşmasına sebep olmuştur” ifadelerine yer verilmişti.


