İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE BODRUM
Ekim ayını iyi ortaladı Bodrum.Sarıyazın ve güneşin keyfini çıkaranlar denizde yüzüyorlar hala.Geceleri serince ama,gündüz güneş iyi ısıtıyor.
Şikayetlerle memnuniyetlerin,konserlerle festivallerin,eğlencelerle ziyafetlerin sarmaş dolaş yaşadığı çok canlı,çok heyecanlı bir kent oldu Bodrum.Yazın çok renkli,çok hareketli ama,sonbaharla kışları da yazdan geri kalmıyor.Festivaller,konserler,yarışlar, müzik şölenleri,korolar şehrin enerjisini ve yaşamını diri tutuyor.Festivali bu kadar bol,başka bir kent bulamazsınız ülkemizde. Siyasi festivalden bahsetmiyorum.O festivalin merkezi Ankara.Ben gerçek sanat festivallerinden söz ediyorum.Uluslararası Bale Festivali,Caz festivali,Gümüşlük Uluslararası Klasik Müzik Festivali,Karsanat Barok Müzik Festivali,Summer Tango Festivali,Acıot festivali,Zeytin Çiçeği Festivali,Mandalina Festivali,Uçurtma Festivali ve Uluslararası Film Festivali…Hatırıma gelmeyen daha başka festivaller,orkestra konserleri de var ki,orkestra konserleri deyince devlet sanatçısı Numan Pekdemir’in yıllardır süren fedakar çabalarını da unutmamak ve alkışlamak gerek.Bu arada başta Dibeklihan Sanat ve Kültür köyü olmak üzere,Belediye’nin Heredot, İnspera ve Zai gibi merkezlerde de başarılı sürekli sergi ve konserler yapılıyor,konferanslar veriliyor.
Bu festival bolluğu içinde öyleleri var ki,kıt imkanlar ve sınırlar içinde dahi harikalar yaratıyor,iz bırakıyorlar.Örneğin Uluslararası Film Festivali,Gümüşlük,Mandalina,Sarıyaz ve caz festivalleri…Eskiden Turgutreis D-Marin’de Uluslararası ve muhteşem klasik müzik festivali yapılırdı.16 seneden sonra,her güzel şey gibi bunu da kaybettik.Neyse ki şimdi,yerini tutamasa bile Gümüşlük festivali var.Geçenlerde Bodrum’un sinama patronu, yaratıcı ve girişimci işadamı Cenk Sezgin’in Uluslararası Film festivaline katıldık.Değişik salonlarda ve deniz kenarındaki gece sinamasında bile,hepsi de birbirinden güzel filmler seyrettik.Oasis’teki Belediye Tiyatrosunun sahnesinde kusursuz bir ödül törenini de yaşadık.
Bodrum’da sevilen,organizasyon gücü herkesin takdirini kazanan gazeteci Miyase Karlıova’nın uçurtma ve sarıyaz festivalleri de gerçekten görülmeye değerdi doğrusu. Sadece festivaller değil,Erman Aras’ın patronajında Süleyman Uysal’ın başarıyla sürdürdüğü Bodrum-Cup ile bu hafta limandaki Bot-Show her takdir,övgü ve alkışı hakkediyor.37 yıldır yapılan Bodrum-Cup dünya çapında bir organizasyon.Her sezon sonunda 100’den fazla yelkenli tekne ve 1500’ü aşkın deniz tutkunu 5 gün boyunca yarışıyor,akşamları koylarda toplanıp,yiyecek ve eğlence organizasyonlarında hoşça vakit geçiriyor.Birkaç gün sonra başlayacak bu yarışlarda Yunanistan’ın Leros adasına da gidilecekti.Ama sonradan rota değişerek İasos’a döndü.
Bot-Show’a gelince,düzenleyenleri kutlamak gerek.İlk defa yapılmasına rağmen, limandaki yerleşim,standların zenginliği ve güzelliği,düzeni ve disiplini kusursuz denilecek kadar iyiydi.İnşallah bu bot-show gelecek yıllarda da aynı başarı ile devam eder. Bodrum’da güzel insanlar güzel şeyler yapıyorlar.Merkezdeki Bodrum Marina yine çok güzel,çok canlı,denizciliğin ve yatçılığın atardamarı.Genel Müdür Seher Çalı yıllardır başarıyla yönetiyor marinayı.Hemen karşısındaki bu yıl kapalı kalan ünlü Marina Vista Otelinin inşaatı da bu hafta başlıyor. Şehirde bazı restoranlar kapanırken,yenileri de açılıyor.İsim vermeyeyim ama,dünyanın sayılı restoranlarıyla boy ölçüşecek mükemmel restoranlara da sahip Bodrum. Her keseye uygun yiyecek ve eğlence yerleri de var ki,çoğu kışın da açık kalıyor.Şurası bir gerçek ki,turizm bölgelerinin tamamı kış uykusuna yatarken,Bodrum kışları da canlı ve hareketli.Uçak şirketleri kışları seferlerini azaltacaklarına arttırmalılar bence..
İyileri yazarken kötü gelişmelere de dokunmak istemiyor insan.Ama iyilikle kötülük birlikte kolkola yürüyor işte.İnşaatlar yine başladı.Aslında yasağa rağmen pek durmamıştı ama,şimdi yasak sona erdi ya,ok yayından iyice fırladı sanki.Para sıkıntısı çeken belediye,ruhsatları hovardaca dağıtmaya başladı.Aslında altyapı tamamlanana kadar,enerji-su-trafik sorunu çözülene kadar bir tek inşaata bile ruhsat vermemek lazım. Ama nerde öyle bir yiğit..Şimdi sıkı durun, Ortakent’in tepelerinde Denizcilik ve Güzel Sanatlar yüksek okullarının yanında,yüzlerce TOKİ evleri yapılacak.Bodrum’un dokusu iyice değişecek yani.Mevcuda yol,su,elektrik yetmiyor,şimdi 15-20 binlik yeni nüfusa nasıl imkan yaratacaklar?Akıl alır gibi değil…
CAN PULAK