YALANLAR ÖLÜMLÜDÜR..
15-01-2025
Tarafınızdan geçici olarak savaş delegasyonuyla görevlendirilmiş bulunduğum, herkesin üzerinde tartıştığı ve kimsenin itaat etmediği bir kumandanlığın sorumluluğunu daha fazla taşıyamayacağımı hissediyorum... Bir devrimcinin gücünün kaynağının ancak durumun belirginliğinde var olduğunu bildiğimden, seçecek iki yolum var: Hareketimi kısıtlayan engeli kırmak veya geri çekilmek. Engeli kırmayacağım çünkü engel sizsiniz ve sizin acizliğiniz: Halkın egemenliğine saldırıda bulunmak istemem. Görevden ayrılıyorum ve sizden Mazas'ta bir hücre istemekten onur duyuyorum. – Bismarck dönemi Komutanlarından Louis Rossel –
Yukarıda Komutan Rossel’in, bizim Atatürk’ün askerleri için de mükemmel biçilmiş bir ifadesini okudunuz. Atatürk’ün askeri olduklarını haykırıp ant içerek mezun olan Teğmenlerin, ileride en azından yapay menfaatleri dışlamış, onur ve erdem değeri yüksek Komutan Rossel çizgisinde birer Komutan olacaklarına inandığım için, bu alıntıyla anımsatıyorum. Bu genç Teğmenlere hitaben, her şeyin gönüllerince olmasını bütün kalbimle diliyorum. Dimdik ayakta kalarak ve çevrelerindeki zırvalara kulaklarını tıkayarak yollarına azimle devam etmelerini de gönlümle niyaz ediyorum. Hiç unutmasınlar ki gelecek, anavatanlarına sahip ve milli müktesebatlarını koruyanların olacaktır.
Suriye’de meydana gelen karışıklık, sistematik bir şekilde BOP Projesinin devamı olarak, sınırların değişeceği bağlamında devam ediyor. Öyle ki Rusya’nın başına sardıkları Ukrayna desteğinin inatla sürdürülmesinin ana nedeni de budur. Ve bu nedenle de Rusya’nın Suriye’de planlanan senaryolara müdahil olmaması, şimdilik başarıyla sağlandı.
Yalnız nereden bakılırsa bakılsın, bilumum çapulcuyla oluşturulmak istenen şaibeli yüksek hedefler, hele de bugünkü çağdaş dönemde asla elde edilemez. Tarihi, entrika ve sahtekarlıklarla dolu Latin Batıda bile benzer durumlar, tarihte çok maliyetli ve beklenmedik sonuçlar yaratmıştır. Çünkü yalan ve entrika, kaynağı insan olduğu için, hiçbir zaman istenen karşılığını bulamamıştır.
Nitekim şimdi de İmralı’yla diyalog öneren Cumhur ittifakı, Kürt meselesini milli ve tam bağımsız ve milli bir varyasyonda sonuçlandıramayacak olduğu için taraflara güven vermediğinden, akim kalmak zorundadır. Bağlamında binlerce yetişkin insan ve çocuk katili Öcalan ile neredeyse affı da uygulanacak bir çözüme gidilmesi, ileride hukuki ve de tarihi koca bir kara leke olarak anılacaktır.
Gürcistan ve Güney Kore’de emperyalist parmaklı pandomimalar yeni Ukraynalar yaratacağa benziyor. Şayet bu da gerçekleşirse esas pandomima işte ondan sonra kopacaktır. USA materyalist emellerine tek başına ulaşamayacağından kendine ekstra sağcı veya faşist yandaşlar yaratmak zorundadır. Bu durum bilhassa da üçüncü dünyada, yeni devlet birlikleri oluşturmak demektir.
İşte sadece bu neden bile, artık çizgiyi aşan emperyalist USA’nın, muhtemelen de ilk önce, en ağır faturayı ödemek zorunda kalacağını göstermektedir. Böyle bir tahsilat da artık yeni bir Dünya savaşıyla mı olur, fazla önem taşımayacaktır. Çünkü olan olacak, neticede bir hayli kan akacaktır. Ve geriye kalanlarda salt enkazı kaldırmaya, vakit geçirmeden başlayacaklardır. Dünya bir karadeliğe düşmediğine göre, 10 milyar insanın hepsinin birden telef olmasına imkân yoktur. Elbette geriye kalanlar yeni bir dünya yaşamına başlamak üzere, tarihin ilk dönemlerinde olduğu üzere, Homosaphien Klanları gibi yine bir araya gelmek zorunda kalacaklardır.
Ama bu defa kütüphaneleriyle bilinçli ve savaş acılarıyla deneyimli olarak. Yalnız aynı bağlamda uhrevi inançlardan yardım arayan dincilerin inançları, salt okültik kavramlar olarak yazılacaklardır. Bakın mesela USA, Ortadoğu’da yer kapma hazırlığını, ordusunu bile kullanmadan boşuna mı İsrail’e yaptırıyor. Suriye’de ise gelişen değişimde, bizi en fazla ilgilendiren, dış siyaset ve yurt meselelerinde yetersizliği artık tahammül sınırlarını da aşmış Hükümet becerisizliğinin, Suriye’yi bize, birde müktesebat meselesi haline getirebilecek olduğudur. Bu nedenle da en başta CHP olmak üzere bütün milli muhalefetin, dört göz ve kulakla bu konuya odaklanması gerekiyor. O halde proaktif bir siyaset kaçınılamaz hale gelmiş olacaktır.
Geçen günlerde Seferihisar’da oturduğumuz bölgede, iki aile arasında çıkan müsademede, bir sivil polisinde öldürülmesi çok can sıkıcıydı. Gerçi silahlı bir müsademeye büyük bir düşüncesizlikle sivil polislerin yollanması, siviller karşı tarafın elemanlarıyla karıştırılınca ateş altında kaldılar, bir ölü, bir de yaralı verdiler sanıyorum. Gerçi suçlu olduğunu sandıkları kişinin bize yaklaşık 200-300 metre uzaktaki otomobil satış ofisini, çevre komşuları tahrip ederek tanınmaz hale getirdiler; ama üzücü olan genç polisin pisi pisine hayatını kaybetmesiydi. Herhalde kızgın vatandaşlar da bu durumu protesto etmişlerdi. Bir de çocuğu olan genç adama, rahmetler olsun.
1-Suriye’de, Rus desteği biten Esad devrinin sona ermesi ve yeni bir dönemin başlayacak olması yeni sorunları da şüphesiz beraberinde oluşturmaktadır. Dolayısıyla yakın günler, bir hayli karışık olan Suriye’nin yeni durumu, Türkiye’de oluşacak siyasi tabloyu da boyamaya başlayacaktır. Çünkü, BOP bağlamında BAAS dönemi bitirildi, şimdi sırada Türkiye’mizdeki Saray rejimi var artık. Üniter Suriye bir kabile Devleti olmadığı için elbette gereğini yapacaktır. Hele HTŞ bir ihtilal örgütüyse, ki öyle olduğunu düşünüyorum, nasıl olsa arkadan bir çağdaş devrim gelecektir. Çünkü ana mesele, tek adamsız; ama yabancı kökenli örgütlerden arınmış ve tek meclisli bir Devletin kurulmasıdır.
2-Birde ikinci olası bir senaryoyu da yazıyorum. Tarihi Suriye Devletini de nihayet USA ve diğerleri olan emperyalist Mafyanın milli Suriye itilaf güçleri yaftalı BOP Lejyonerleri çapulcularına, mermi bile atmadan teslim ettiniz, şimdi alın eserinizin hayrını görün artık. Bundan sonra size Suriyeli denir mi artık, şimdilik o da bilinmiyor. Eskiden bir anavatan Devletiniz ve Suriye vatandaşı kimliğiniz vardı. Gerçi tek adam rejiminden kurtuldunuz, yalnız en azından bölünmüş emperyalist sömürgesi değildiniz ve maalesef sizin de içinize ekilen BOP tohumları, sizi de parçalı bir sömürgeye dönüştürdü sonunda. Bunu da sakın aklınızdan çıkarmayın. Yalnız size yapılan bizim de başımıza gelebileceği için, bizim de Suriye örneğini çok ayrıntılı değerlendirmemiz gerekiyor kardeşler. Çünkü ‘Ortadoğu’ya sahip olan Dünyaya sahip olur’ tarihsel ifadesi, laf olsun diye söylenmemiştir. İnşallah siz bu senaryoyu yaşamazsınız. Aman dikkatli olun.
Yalnız her şey aynada görünür hale gelmeden, Türk askeri Suriye’yi asla terk etmemelidir. Bize gelince, bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti, şayet BOP oyununu kendi müktesebat senaryosuyla birleştiremezse, çok daha kaotik bir duruma girecek demektir. Yani Atatürk dehası ve İnönü vefasıyla, ikinci Dünya savaşından kurtulduğumuz gibi, Saray rejiminden arınmış bir milli Meclisle aynı yolda kalırsak ancak, bu badireden de kurtulmuş, milli müktesebatımızı korumuş ve BOP sahnesine de figüran olmamış oluruz.
Zira yakın çevremizde BOP emperyalist projesiyle bir şekilde ilişki kuranların zamanı gelince uçaklarıyla bile telef edildiklerini veya edilecek olduklarını asla unutmamalıyız. Çünkü tarih telef edilen entrikacılarla doludur. Ayrıca BOP projesi baş emperyalistinin Ortadoğu Devletlerinde neden Senato istemediğini de daha açık anlamış oluruz. Hal bu olunca, yani, mekânını mezarına dönüştüren tek canlı olan insan, Dünya egemenliğini de ele geçirmeye kalkınca, tarihin bütün benzer durumlarında olduğu gibi, bir Cihan harbi kaçınılmaz olur. Yalnız bu defa herkes elindekini ortaya dökerse, bu son savaş eskilerine rahmet okutacaktır. Tam da sevgili Atatürk’ün doğrulup kapımızı gümbür gümbür çaldığı günlerde, aman aklımızı biran evvel başımıza toplayalım.
Dünya’nın bütün ezilenleri ve barışseverlerinin, yeni yılda gönüllerindeki özlemlerin gerçekleşmesini, en samimi temennilerimle diliyorum…
Serendip Altında
Yayınlama zamanı:
15-01-2025
15:00:59