CHP’de Yaşanan Koltuk Krizini Kongre Delegeleri Değil, Gerçek CHP Üyeleri Çözmeli
Mustafa Kemal Atatürk'ün savaş cephelerinde kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşanan koltuk krizinin tek çözüm adresi, gerçek Atatürkçü ve Kemalist Devrimcilerdir.
2023 seçimleri sonrası CHP'de yaşanan, delege pazarlıkları ve parayla oy satın alındığı iddialarıyla iki yıldır ülke gündeminden düşmeyen bu krizi çözecek olanlar, satın alınamayan gerçek CHP üyeleridir. Ancak bu üyelerin partideki krize el koymasıyla, CHP şaibeli ve olağan dışı kongre süreçlerinden kurtulabilir.
40 yıllık siyasi yaşamımda, Kemalist Devrimlere inanmış bir yurttaş olarak, Mustafa Kemal’in bin bir mücadeleyle kurduğu bu cumhuriyetin, AKP ve onun çağdışı, çürümüş zihniyetinin 20 yıldır uçurumun ucuna sürüklendiğini görmek yüreğimi kanatıyor olsa da, verdiğim mücadeleden asla vazgeçmedim. Kendi davam dediğim Kemalist ideolojinin kurduğu cumhuriyet devrimlerinden ve Altı Ok ilkelerinden hayatım boyunca ödün vermedim.
Bu siyasi bilinç ve davaya adanmışlık inancıyla, eşsiz önderimiz Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir üyesi olarak, geçmişte de önemli bir mücadele verdim. Örneğin; Deniz Baykal yönetimindeki CHP, Atatürk'ün kurduğu cumhuriyette, 1998 seçimlerinde TBMM’ye giremeyerek tarihin en büyük yenilgilerinden birini yaşamıştı.
Bu ağır yenilginin ardından Deniz Baykal, Genel Başkanlıktan istifa etmiş ve CHP olağanüstü kurultaya gitme kararı almıştı. 1999 yılındaki o kurultayda, her onurlu, gerçek Atatürkçü ve CHP'li üye adına, Genel Başkan aday adayı olarak Kemalist hareketin sesi oldum. O Kurultayda, bugün hayatta olmayan Altan Öymen, benden sadece 13 oy farkıyla CHP Genel Başkanı seçildi.
Ancak daha sonra Deniz Baykal, tüzük kurultayı adı altında seçimli kurultaylarla geri döndü. Bugün de CHP içinde 25-30 yıldır partiye ve CHP'li belediyelere çökmüş, adeta bir siyasi ağalık kurmuş olanlar, 25 yıldır AKP’nin çağdışı, çürümüş zihniyeti karşısında siyasi başarı gösteremeyen bir CHP yarattılar.
Atatürk’ün kurduğu CHP’de, idealist ve davasına adanmış Kemalist Atatürkçüler olarak, bizler bu yozlaşmış yapının kirli çıkar ilişkileri deşifre olmasın diye yapılan ayak oyunlarıyla tasfiye edildik. Partideki gerçek Atatürkçü ve Kemalist yurtsever devrimcilerin teker teker uzaklaştırılmasıyla bugünkü çıkmaz kaosa sürüklenmiş CHP yaratıldı.
Bugün, yüz yıl önce Atatürk’ün kurduğu CHP’deki bu yönetimsel zafiyetler ve kazan kaynaması, üst üste 25-30 yıl gibi uzun süreli milletvekili, belediye başkanı, il başkanı ve il genel meclis üyelerinin seçilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Oysa siyaset bir meslek değil, güven ilişkisine dayanan belli bir süre için kamu hizmeti faaliyetidir. Hangi siyasi parti olursa olsun, bir milletvekili en fazla 2 dönem, belediye başkanları, il başkanları ve il genel meclis üyeleri de aynı şekilde 2 dönem görev yapmalıdır. İki dönemin üstündeki seçilmiş kişiler artık kamu için değil, öncelikle kendileri için çalışacaklardır.
CHP, gerçek siyasi kaleleri olan Altı Ok’u ve anti-emperyalist duruş karakterini kaybettiği an, hem CHP’yi hem de Cumhuriyeti kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu, davaya adanmışlığın karakteristik özelliğidir. Demek ki CHP, yıllardır bu temel özelliğini kaybetmiş ve bu yüzden var olan krizden kurtulamıyor. Çünkü CHP, artık siyaset üretemediği için 25-30 yıldır kirli çıkar ilişkileri peşinde koşanların elinde, yerlerde sürünen bir parti haline getirilmiştir.
CHP’deki bu krizin tek çözümü var: Gerçek Atatürkçü ve Kemalist yurtsever devrimcilerin, Atatürk’ün kurduğu ve Türk milletinin emanet ettiği CHP'yi sıkı sıkıya sahiplenerek, partiye ve belediyelere çökmüş, asla Atatürkçü ve CHP’li olmayan bu çürümüşleri uzaklaştırmasıdır. Ancak bu yolla CHP'deki kriz son bulabilir.
CHP’li olmayan, CHP kültürüne ve ideolojisine uzak, Atatürk’le ve cumhuriyetle sorunu olan kişilerin, sırf çıkarların korunması adına CHP’de ve belediyelerde istihdam edilmesi, gerçek CHP'li ve Atatürkçü Kemalistlerin de partiden uzaklaşmasının yolunu açmıştır ki, bu artık tartışılmaz bir gerçektir.
Bugün seçim olsa, sokaktaki algıya ve yaşananlara göre, AKP ve onun çağdışı zihniyetinin tekrar ciddi bir farkla kazanıyor olması, bugünkü krizi çıkaran sözde CHP’liler yüzünden olduğu unutulmamalıdır. Davasına adanmış bir Kemalist devrimci olarak, Altı Ok ilkelerine inanan yurtseverler olarak, CHP’deki bu krizin devam etmesi ve kişisel çıkarları korumak adına mücadele içine girenlerin, aynı zamanda AKP’nin lehine çalıştığı akıldan çıkarılmamalıdır.
CHP bu krizi nasıl aşacak, ya da aşabilecek mi? Ankara’dan ya da İBB cephesinden gelen kararlar değil, doğrudan gerçek CHP üyelerinin bu krize el koymasıyla biteceği unutulmamalıdır. Delegeler değil, gerçek CHP üyeleri bitirecektir bu krizi.
CHP, kuruluş tarihiyle ve üstlendiği ideolojik misyonuyla elbette köklü bir partidir. Bu krizi aşmak için, belki de "mutlak mutlan" davasından sonra, üyelerin krize el koyarak CHP’deki bu durumu bitirmesi, Atatürk’ün savaş cephelerinde kurduğu Cumhuriyetin ve Türk milletinin hayrına olacaktır. Aksi takdirde CHP, yüz yıl önce Gazi Mustafa Kemal’in bin bir mücadeleyle kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kaybedilmesine yol açan ve tarihin karanlık sayfalarına yerini almış bir parti olarak anılacaktır.
CHP'de yaşanan bu krizin nasıl sonlanacağını, "mutlak mutlan" davasından sonra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturan Türk milleti olarak hep birlikte bekleyip göreceğiz. Sevgiyle kalın! Ali Berham ŞAHBUDAK