Taslak
Bölüm ( 3. )
Halifenin Gizli Narko-terör Ordusu
Aşağıdaki bilgiler geçmiş zamanda kitabımda olan taslak bilgilerdir bu bilgiler sizlere sıkıcı gelebilir fakat bilmekte yarar vardır diye tekrar taslaklarımdan bildiriyorum. Detayları yayınlanan “Adını Sen koy 1” kitabımda bulabilirsiniz…
Evet,
Araştırma notlarımdan:
% 45 - 55 oranında Fareli Köyün kavalcısı ve şimdilik o yıların sanal diktatör olan herifin mali parasal olanağı yılardır Narko-terör olanakları ile gelmektedir; bu nasıl oluyordu...
İşte o yıllarda namus ve şerefi üzerine yemin edenler bulunuyordu ve de bunlar itibar görüyordu bende o yıllarda şöyle bir yazı yazmıştım…
“AB'de 2011'de 514 ton reçine esrar, 146 ton bitki esrar yakalandı.
Yaş aralığı 15-24'e düştüğünde esrar kullananların sayısı ise 18 milyon oldu.”…
Yine bunu yanında da, ” Europol'a göre Avrupa'da 15-64 yaşları arasında esrar denediği ya da kullandığı tahmin edilen 80 milyon 500 bin kişi bulunuyor”.
“ Reçine esrar yakalayan İspanya ve Fransa'nın ardından üçüncü sırada halifenin yönetimi altındaki Türkiye yer aldı, göstermelik dememin nedenine gelince; bu oranlar yakalanmayanlar ile uyuşmuyordu, ne kadar yakalansa o kadarı ve 5 katı denetimsiz olarak Transfer edilip Türkiye’de ve dünyada yaşı ufak olanlara satılıyor, Ve de alıştırmaya, Mafya ve bağlantılı Narko-Terör odaklarınca başlatılıyor ve bunda Nemalanan bizim ayakçı baş ve aile fertleri oluyor Tabii olarak göstermelik halife olarak görünen, bu başa hukuk ve yasalar işlemiyor… çünkü kendisine uygun Hukuk ve savcılar şu anda faal durumda o ve ailesini koruyorlar… Ve günümüzde yani 2025 senesinde geçmişte olan olaylar unutuldu… Aradan geçen zamanda küresel bazda terör ve uyuşturucu artığı görülüyor günümüzde ise bazı şerefsizler bu bağımlılığı silah ve terör estirmek içi kullan şerefsizi Terörist başını TBMM ne davet ediyor…
Şimdi aşağıdaki bilgiler 2011 yılında bu verileri aktarmıştım…
Şeref ve namus kavramını kalmadığı bir ülkede yaşıyoruz…
Evet,
Ne kadar yakalansa o kadarı ve 5 katı denetimsiz olarak Transfer edilip Halifenin
yönettiği Türkiye’de ve dünyada, çocuk yaşta bulunanlara bile satılıyor, daha sonra bu çocuklar Narko-terör olgusu içinde hem içici hem de satıcı olarak kullanılıyor, daha sonra biraz büyüce terörist Vampirlerin elinde çoğu zaman canlı bomba olarak kullanılıyor ve de küresel kullanım artıyor…
2013 Şubat ayının bir Cumartesi günü Altındağ Tiyatrosuna gittim, çok güzel bir eseri seyrettikten sonra biraz yürüdüm, Ankara’yı bilenler bildiğiniz gibi orada bir Hapishane var oranın çevresinde uyuşturucu satanları gördüm daha sonra yol çevirme yapan polislerle karşılaştım, yakında operasyonu geleceği beli idi…
O zamanlar içimden şunu geçirdim bu gün veya yarın büyük bir operasyon Ankara’da olacak, olacak ama nasıl olacak?
Diye düşünmüştüm, o günlerde 17 Aralık operasyonun ortada yoktu başarılı sayılacak bir uyuşturucu operasyon oldu…
Pekâlâ, bunu ben fark ettim ya bu işi yapanlar nasıl bunu fark etmediler…
Nasıl 171.000 gram kubar esrar, 891 adet Captagon hap ele geçirildi ve de , (12) şüpheli nasıl yakalandı?
Tabii ki yakalanmalarına sevindim ama bu “bile bile lades” gibi geldi bana…
Bu başarını arkasında kimler var?
Benim sorduğum görülen işini hakkıyla yapan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü elemanlarını sormuyorum bu “bile bile lades” olgusunu kim plandı veya artık bu iş korkusuzca yapılıyor da benim mi haberim yok?
Bakın, şüphe duymak benim görevim; yapılan işlemleri at gözlüğü takmadan görüyorum, çerçevenin bir bölümüne bakarak karar vermiyorum…
Her zaman her yerde bilhassa bizler ve çocuklarımız için canını dişine takan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü elamanlarına sonsuz sevgim ve saygım vardır, ne olursa olsun iyi bir operasyon olmuştu. Bu, şimdi bu operasyon her ne surette oldu ise oldu olmasaydı neler olurdu onları biraz fazla suya sabuna dokunmadan ama dokunduğum kişi ve kurumları uyarıyorum her olgunu her operasyonun bir görünmeyen gösterilmeyen olguları olur onlar eninde sonunda ortaya çıkacaktır bunları biliyorum, işte suya sabuna dokunmadan böyle yazacağım…
Önce Bazı uyuşturucu maddeleri tanıtmak istiyorum, çünkü bu olgu böyle daha iyi anlaşılacağına o zamanlar emindim…
Ama sonra pudra şekeri ortaya çıktı kendini bakan zanneden ve kedi bakanlığını rüşvet ve yolsuzluk ile dezenfektan alımında zarara sokan bir kişi uyuşturucu bağlantısı olduğu anlaşıldı ama halife ve ordusu bunu kapattı. Ama ışık sızıyor ve bu bilgiler toplanıyordu…
İşte o yıllarda yazdıklarıma bir bakalım;
Kötü Kullanım (maddenin veya ilacın görevi dışında yetkisiz kullanma) : Bir ilaç veya maddenin tedavi dışı amaçla ve tedavi kuralları dışında kullanılmasının denetlenmemesi.
Alışkanlık (ilaç kullanımını psikolojik bağımlılık yaparak kullanımını huy haline getirmek) : Doğal veya sentetik ilaç yada sentetik maddeyi sürekli kullanma isteği, psişik bağımlılık yapar.
Tutkunluk (İptila, fiziksel oluşumu bakımından) : Doğal veya sentetik maddelerin sıklıkla kullanılmasına bağlı zaman zaman yada sürekli olan bir zehirlenme olgusunu beraberinde getirir. Maddenin alınması önüne geçilmez bir gereksinim ve zorunluluktur. İnsanı bu olgu için yani bu tür maddeleri almak ve bulmak için vücudu sonu ölüm bile olsa direnç gösterir. İşte Bu yüzden kullanılması gereken miktarlar giderek ölüme kadar artar. Bu maddelerin daha sonra kullanılmadığında yoksunluk belirtileri patolojik ve psikolojik olarak ortaya çıkar. Hem psişik hem de fiziksel bağımlılık artık oluşmuştur. Her ne şekilde olursa olsun maddenin elde edilmesi yönüne bu bağımlı olan kişi her şeyi yapar. Zararlı etkileri hem kişiyi, hem de toplumu yıkımlara uğratır işte Narko-terör olgusu burada ortaya çıkar, artık bağımlıya her türlü iş yaptırtılabilir, halifenin gizli ordusu bu olguyu yoldaşı olan vampir başı ile çok iyi organize olarak son 12 yılda yapmış ve buda başarılı olmuştur…
Bu tür maddeleri kullananların madde yoksunluk Belirtileri kısaca şöyledir: Alışkanlık
Sonucu tutku yapan madde alındığı zaman kaybolan bir dizi psişik nörovejatatif ve fizik klinik belirtiler topluluğu yoksunluğun belirtisidir.
Direnç Artımı (Hoşgörü, tolerans) : Doğal veya sentetik bir maddenin sık tekrarlanan kullanımından sonra o maddeye uyum ve dayanıklılık kazanılır ve daha çoğu istenir veya kullanılan madde değiştirilerek daha kuvvetli madde alım yoluna gidilir. Böylece aynı miktarda kullanıma karşı farmakodinamik etkinin giderek azalması, farmakodonamik etkiyi belirli bir düzeyde tutmak için maddenin miktarının giderek arttırılması zorunluluğudur. Bu zorunluluğu yapmayan bağımlı bu olgu çerçevesinde işte kullandığı maddenin bulunması için ekonomik yönden yıkıma ve olgumuz gereği belirttiğim Narko-terör olgusunu içine düşer ve bu Narko-terör olgusu insanı ölünce ancak bırakır…
Bir başka yönden direnç Aktarımı : Bir maddeye olan bağımlılıkta ortaya çıkan direncin o maddeye benzeyen güçlü bir diğerinde de kullanımını sağlamaktır. Bilinen olgu alkoloitlerde anesteziklere, trankilizanlara, barbituratlara karşı görülen dayanıklılık ya da az etkilenme şeklinde görülür.
Alkaloit: Bileşimlerinde azot, karbon, hidrojen bulunduran ve çoğunlukla bitki hücrelerinde rastlanan acı lezzetli bazik özellikli organik bileşiklere Alkaloit denir. Bazılarının bileşimlerinde oksijen de bulunur. Bu bakımdan alkaloitler, bileşimlerinde oksijen bulunduran ve bulundurmayanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Alkaloitler zehirli olduklarından insan ve hayvanlar için tehlikelidirler. Ancak bu maddeler dozajları ayarlanarak, tıpta tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Morfin, kodein, papaverin, nikotin, kinin, striknin, koniin, atropin, kokain, akonitin, alkaloitlerden bazılarıdır. Çay yapraklarında ve kahve tohumlarında kafein alkaloiti, kınakına ağacı kabuklarında kinin, karabüken tohumlarında strikninin, baldıran tohumlarında koniin, güzelavratotu yaprak ve meyvelerinde atropin, Erythroxylum coca yapraklarında kokain, kurtboğaz bitkisinin rizom veya köklerinde akonitin alkaloitleri bulunmaktadır.
İşte bu tür maddelerin kullanımı sonucu Narko-terör olgusu içinde yer alır, bu tür yazılar sıkıcı gelebilir, fakat bunları bilmek demek bilmemek demekten daha iyidir, bilinçli olarak bunları bilir isek bilinçli olarak korunmayı da bilir ve genç neslimize bunları kötü alışkanlık olduğunu anlatabiliriz, bilinçsiz olursak bu Narko-terör olgusu içinde bulunan halifenin gizli ordusuna karşı duramayız…
Emniyet güçlerimiz bunları yakalamak için işini yapan kişiler ve kurumlar ne yaparsa yapsın bizler bilinçli olarak onların yaptığı operasyonları takip etmeliyiz…
Çünkü tek başına bırakılan veya yardım verilmeyen Emniyet güçlerimiz bu zorlukların altında ezilmektedir…
Bunu fırsat bilen Halifenin bu gidişle diktatörün gizli ordusuna bağlı kişiler eskiden olduğu gibi günümüzde yurdun her tarafında hizmet veren Narkotik Suçlarla Mücadele birimlerim içine sızmaktadır ve bu sızıntılar bir nokta önlense bile yine de sızıntılar olmaktadır, bunu sorumlusu da, şimdiki sanal gerçekten uzak olarak resmi diktatörün uyguladığı politik yaklaşımlardır…
O yıllarda ve o haftalar ve hafta sonunda kiminiz tatilde kimimiz bu işlerle uğraşıyorduk; çünkü bizler tatil yapsak ne bu Narko-terör biter nede bahsetmek istemiyorum çünkü bu zehir kaybolur... Ve de bunlar belgelenmez…
Olguları okumak kadar yazmakta olguları takip etmekten zor olduğunu biliyorum, reklam yapmak istemiyorum…
Hele göreceli kavramlardaki sanatçıların reklamını yapmak istemiyorum, bildiğiniz gibi reklamın her türü mubah denir ama bu ölüm tacirlerinin reklamını yapmak ne kadar doğrudur…
Ölüm tacirlerinin başında diktatör ve ekibi geliyor. Bunlar namuslu ve dindar sayılıyor, görünüm ve gösterilen olgu işte fareli köyün kavalcısı vatanında böyle. Diye yazmıştım…
Halifenin Gizli Ordusu adında yazdığım bu yazı geçtiğimiz yıllarda yayınlandı ve bu yazı dizisi hakkında hâlâ tepkiler geliyor, “halife Dediğimiz Sayın Erdoğan Bunları Yapmaz”, “siz taraflı düşünüyorsunuz” gibi düşünce eleştirileri yanında küfürlü mesajlarda aldım, bu mesajların çoğunda son cümleleri beni ve ailemi tehditler savurarak bitiyordu…
Tabii ki bu küfür ve tehditlere kulak asmayacağımı beni okuyanlar bilirler, ben yazılarımı bir kişi için yazarım, eyer o kişi bunu beğenirse diğer okuyuculara gönderir… Evet,
Halifenin Narko-terör olgusu ile olan ilişkisi oldu mu neler oldu?
Bakınız şimdi,
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Uyuşturucu maddelerin Bağımlılık Etkisi :
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Uyuşturucu maddelerin kişide oluşturduğu bağımlılık genel olarak iki türdür. Bunlar;
- Psikolojik bağımlılık,
- Fiziksel bağımlılıktır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Psikolojik Bağımlılık:
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Zararlı etkileri bilindiği ve görüldüğü halde bir maddeye karşı ileri bir istek gereksinim duyulması olarak göze çarpmaktadır. Fakat direnç artımı ve yoksunluk belirtileri gelişmemesi ön plandadır. Bu durum, kişinin uyuşturucu madde kullanarak; baskılardan kurtulmak, dünyayı tozpembe görmek istemesi şeklinde sanal bir olgu olarak ortaya çıkar.
Bağımlılık sonrasında da Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Türkiye’de uyuşturucu bulamadığı zaman kişi, hayatın kendisine zindan olacağı, mahvolacağı duygusuna kapılmaktadır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Uyuşturucu kullandıktan sonra her sorunun üzerinden geleceğini sanır. Kullanılan Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan uyuşturucuların türüne bağlı olarak psikolojik bağımlılık yapma etkisi değişir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Fiziksel Bağımlılık :
Genelde Hücrelerin normal fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan o maddeye ihtiyaç duyulması, madde kullanıldığında ortaya
psişik ve fizik belirtilerden oluşan karmaşık bir klinik tablo çıkması görünmektedir.
Vücudun artık uyuşturucu maddeyi istemesi olarak da görülür. Yine Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Uyuşturucu kullanılmadığında fiziksel tepkiler bu madde sayesinde başlar. Bunlar kullanılan Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan uyuşturucunun türüne bağlı olarak değişmekle birlikte, genel olarak; uykusuzluk, esneme, burun ve gözlerin akması, terleme, ürperme, titreme, adalelerde kasılma, sırtta ve bacaklarda şiddetli adale ağrıları, kusma, ishal, nefes alma hızının artması, tansiyon ve hararette artış gibi belirtilerdir…
Bu belirtileri gören saygın okuyucularım dikkatli olmaları gerekir çünkü yurdumuzda Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan halifenin gizli ordusunun eline geçmiş genç neslimizi veya düşüne kişileri bu uyuşturucu madde ile yok etmek için yapılan gizli operasyonlardır.
Psişik bağımlılık, bağımlılık durumu psişik alana kısıtlı olgusu görülmektedir…
Kişide keyif almak ve ilaç yokluğunda yapacağı psişik huzursuzluğu önlemek için, engellenmesi zor bir ilaç arama ve onu tekrar kullanma davranışı Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan gizli öldürücü operasyon olarak oluşturulur…
Bazı ilaçlar sadece psişik tipte bağımlılık oluşturdukları görülmektedir…
Fiziksel bağımlılık olgusu içinde, ilacın etkilediği nöron sisteminde veya sistemlerinde ilaca karşı adaptasyon gelişmesi sonucu ortaya çıkan yeni bir homeostaz (denge) veya nörohimorel (sinirsel) denge durumu gözlenmektedir.
Fiziksel bağımlılık yapan ilaçlar genellikle SSS'ni eksite eden (uyaran) ve iştahı kesen ilaçların kesilmesi ise SSS depresyonu belirtileri (uzun sureli uyuma, uyuşukluk ve yorgunluk gibi) ve hiperfalji (aşırı yemek yeme) ile karakterize bir yoksunluk sendromu oluşturduğu da gözlenir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan İlaç kullanmaya başlama ile fiziksel bağımlılığın gelişmesi arasında geçen süre ilaç gruplarına göre değişir. Örneğin narkotik analjeziklere karşı çabuk fiziksel bağımlılık oluştuğu halde, alkole karşı geç oluştuğu gözlenen klinik tablolarda görünmektedir...
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan Uyuşturucu
Maddelerin Sınıflandırılması..
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan uyuşturucu maddeler elde ediliş şekillerine göre; doğal, yarı sentetik ve sentetik olarak sınıflandırılabildikleri gibi; daha çok kullanıldığında oluşturdukları etkilere göre de sınıflandırılırlar. Buna göre başlıca dört ana grupta bu maddeleri görebiliriz…
Depresanlar (uyuşturucular), Stimulanlar (uyarıcılar), Narkotikler, Halisunojenler (hayal gördürücüler).
Bunların dışında, Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan merkezi sinir sistemini etkileyerek bağımlılık yapabilme özelliği olan ve bu amaçlarla kullanımları da söz konusu olan tolüen, ksilen, gibi bazı kimyasal maddeler de ayrı bir gurup olarak gözlenmektedir.
Ancak yukarıda belirtilen gruplar çerçevesinde üretim amaçları Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan farklı ve kullanımları fazla yoğun olmadığından burada ayrı bir gurup olarak dikkate alınan olgular arasındadır.
1. Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Depresanlar (Uyuşturucular) :
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan bu guruptaki maddeler merkezi sinir sistemini etkileyerek genel olarak kişide uykululuk ve uyuşukluk hali oluşturdukları gözlenmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Depresanlar da iki alt grup da gözlenmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Sedatifler (yatıştırıcılar): Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan çoğunlukla canlı bombalarda kullanılan heyecan giderici ve sakinlik verici özellikleri olan maddelerdir. Vücutta bir gevşeme oluşturur, dinlenmeyi sağlarlar. Uykuya sebep olmadıklarımda, bazı klinik deneylerde görülmüştür.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Hipnotikler (uyutucular): Yine Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan gizli operasyonlarda bu tür maddeler kullanılır, Uykusuzluğu gidermek, uyumayı sağlamak amacıyla çoğu zaman öğrenci ve gizli operasyonlara katılan seçme kişilerde kullanıldığı gözlenmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Depresanlar gurubunda sentetik yoldan üretilen çok sayıda madde . Halifenin Narko-terör siyasi olgusu ile olan ve gizli ordusu ile piyasaya sürülmektedir. Bunlar arasında suç bilimcisiyle ilgili olanlar:
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Barbituratlar (Barbital, fenobarbital...)
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Benzodiazepinler (Diazepam...)
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Disübstutiye kuinizalonlar (Metakualon...)
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Piperidinedion türevleri (glutethimide, methylpyralon)
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Alkol ve glikollerin karbamik asit esterleri (Ethinamate, meprobamte...) dir.
Bu maddelerin uzun süreli yüksek dozlarda kullanımları alışkanlık oluşturmakta ve bağımlılığa yol açmaktadır, zaten Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan ve gizli ordusu ile piyasaya sürülen bu tür yasa dışı maddelerin ana teması budur…
Oluşturdukları etkiler açısından bu guruptaki maddelere benzeyen ve ağrı kesici olarak kullanılan afyon kökenli maddeler ve diğer bazı ağrı kesiciler de bu guruda görülmektedir, bir çok literatürde narkotikler olarak ayrı gurupta incelenmekte olduğu da bilinmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Barbituratlar :
Bazı satıcı ve alanların konuştuğu isimler = Tabansızlar, sarı kabuklar, kızıllar, pembeler, kırmızı kuşlar, kırmızı şeytanlar, pembe karılar, maviler, mavi kuşlar, mavi şeytanlar, mavi gökler, mavi cennet, kırmızı ve maviler, çifte bela, noel ağaçları, dikenler, kabahat topları, sarı ceketler olarak bilinir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Barbiturat bağımlılığı barbiturat ve diğer uyku ilaçlarının kullanılması sonucu meydana gelebildiği gibi trankilizan ilaçlar ile de oluşabildikleri gözlenmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Barbituratlardan bağımlılık yapma potansiyeli olanlar, kısa süreli etkili olanlardır.
Uzun süre etkili olanlar (Fenobarbital gibi) bağımlılık yapma potansiyeli düşüktür. 2500 den fazla barbiturik asit türevi sentezlenmiştir. Bunlardan yaklaşık 15 tanesinin tıbbi kullanımı vardır. Küçük dozlarda sinirleri teskin edici ve daha büyük dozlarda ağız yoluyla alındığında 20 - 60 dakika uyutma etkisi olduğu ve bunların ırza geçme veya bir yeden bir yere transfer edilen kişilerde kullanıldığı bilinmektedir….
Eğer bunlar bilinçsiz eler de veya bilinçli olarak dozaj arttırılırsa uyuma ve koma ve karmaşık kardiovasküler komplikasyonlar sonucu ölüm de meydana getirdikleri bilinmektedir. Diğer yandan da bu tür maddeler Veterinerler fenobarbital'ı anestezi ve acısız öldürme amaçlarıyla kullandıkları da gözlenmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Barbiturat tipi bağımlılığın başlıca özellikleri şunlardır.
a-Psişik bağımlılık ilacın türüne göre değişen derecelerde olur, ekseriya belirgin derecededir.,b- Güçlü fiziksel bağımlılık gelişir., c- Tolerans gelişir, alkole olan toleranstan daha fazla, fakat morfine olan toleranstan daha az derecededir.
Bilindiği gibi yılbaşlarında ve bayram sonlarında veya büyük maçların ve de toplantıların sonlarında yurdumuzda Alkol tüketimi çoğalır ve halife sözde dindar olduğu için bu işe de el atmış veya bundan gelir eden gizli ordusu ile bu olguyu denetlemektedir, Alkol (Etil Alkol, Etanol) :
Şimdileri TYH kurumunda Alkolü sözde yasaklama yoluna giden halife diğer yandan bu tür maddeleri kullanımı için plan ve projeler hazırlamaktadır çünkü yasaklı olan bir olgu daha çok kullanılır…
Kısaca yasaklamak yerine eğitim verilmesi uygun olur, ama halife ve onun kafasındaki kişiler yasak koymayı kesin çözüm olarak halka adapte etmeyi daha uygun buluyorlar…
Çünkü bundan gelirleri vardır, eğitim verilen bir toplumda bu tür yan gelir elde edilemez, işte bu tüm uyuşturucu maddelerde aynı şekilde işler, alkolde keyif verici olarak kullanılır…
Saf halde renksiz, kokusuz ve uçucudur. 78 0C'de kaynar. Alkol meyve ve tahılda mevcut karbonhidratların fermantasyonu esnasında meydana gelir.
İçki olarak fermantasyon sıvılarının destilasyonu ile elde edilen alkol kullanılır.
Birada genelde % 1 - 6, şaraplarda, yine genelde % 7 - 12, konyak, viski, rom, rakı, votkada, ve de genelde % 45 - 50 oranında alkol bulunur. Şimdi bizleri yönetimi altında bulunduğunu zanneden halifenin yönetimdeki ülkemizde alkol tüketimi kişi başına yarım litre, Fransa'da 7, İtalya'da 11,23, Belçika'da 9, İngiltere'de 4, Norveç'te 1 litredir, yasaklar cazip geldiği için ve geliri %100 artış göstereceği için yasaklar ile eğitimsiz olarak halife ve kafaları basmayan tarafından yasaklar ülke gündemine gelmiştir…
Alkol bünyesel ve sosyal bir zehir olarak kabul edilir. Birçok ülkede eğitim verildiği halde cinayetlerin % 50'sinde, alkol rol oynamaktadır. Suçlu çocukların veya suça meyilli olan çocukların % 86'sının ana veya babalarının alkolik oldukları tespit edilmiştir. Trafik kazaları % 35 - 65 oranında alkol tesiri altında meydana gelmektedir. Ülkemizde görüldüğü gibi Zührevi hastalıkların yayılmasında, din yolu ile fuhuş ve ırza geçme suçlarında alkol mühim rol oynar.
Kanunlarımıza göre alkol alınması, otomobil kullananlara ve görev sırasında seçim zamanı yasaktır. Evet, yine yasaklar, fakat niye yasak olduğu hakkında bilgi ve eğitim verilmeyen Türkiye, azı karar çoğu zarardır, ama uyuşturucunun ana teması eğitimsiz bir toplu ve yasaklar ile alkolü özendirici bir toplum olarak yasaklar gündeme getiriliyor…
Alkol alan kişi diğer kişilerin rahatını bozacak olursa eğitim ve tıbbi yardım verilmeden ülkemizde cezalandırılır.
İki defa alkol sebebiyle suç işleyen kanunen alkole itiyat edinmiş sayılır. 6 aydan az olmamak üzere sanki çözümmüş gibi hapsedilir. İtiyadı İptila, bağımlılık derecesine vardıranlar hemen akıl hastanelerinde sözde tedavi edilir dense de bu çoğu zaman yapılmaz ve bu kişiler dışlanır, daha sonra bu kişiler halifenin gizli ordusu içine girerek istenen terör olgusun da daha üst düzeyde uyuşturucu kullandırılarak bu seçilmiş kişiler kullanılır. Bunun yanında Sarhoşluk nedeniyle suç işleyenlerin eğitimsiz ceza sorumluluğu tamdır. Ancak sarhoşluk, tedavi amacıyla veya şahsın kendi iradesi, istemi dışında meydana gelmişse eğitimsiz ceza sorumluluğu yoktur.
Ağız, solunum ve damar yoluyla alkol alınabileceği de göz önüne bulundurulmalıdır…
Alkol, organlarda bir kısım olmak üzere alkol yakılır. Akciğer ve böbreklerden % 1 - 5 alkol yanmadan dışarıya atılır. Kandaki alkol miktarı, alınışından itibaren yarım ile bir saat sonra en yüksek oranı bulur. Öldürücü doz 150 - 200 gram alkol veya buna uygun eden miktarda içki (örneğin 300 - 400 cc. rakı) bir defada veya çok kısa bir sürede alınırsa insanı öldürdüğü de gözlenmektedir...
Alkol bağımlılığı birçok bakımdan Barbiturat tipi bağımlılığa benzer; bu nedenle, bazı kaynaklarda alkol-Barbiturat tipi bağımlılık diye tek bir tip ayırt edilebilir. Alkol, Barbituratlar ve diğer uyku ilaçları ve trankilizan ilaçlar arasında çapraz bağımlılık ve çapraz tolerans ilişkisi vardır. Alkol batı kültüründe çeşitli vesilelerle sık kullanılan bir maddedir. Bu kullanış şekillerinde genellikle bağımlılık söz konusu değildir. Topluca kabul edilen alkol kullanılışı ile bağımlılık arasındaki sınır oldukça göreceli bağlı bir kavramdır.
Başlangıç döneminden sonra bağımlı diğer bazı dönemlerden geçerek sonunda, içme özlemini kontrol edemez hale gelir, kısır döngüye girer ve obsesif şekilde insan içmeye başlar.
Psişik bağımlılık değişik derecede olduğu görünmektedir. Orta derecede bir özlemden önüne geçilmeyen bir özleme kadar değişebileceği insanın ruh ve direnci bakımından gözlenmektedir. Fiziksel bağımlılık geç olarak ve alınan miktar bir hayli fazlalaştıktan sonra ruhsal olarak ortaya çıktığı da görülmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen fakat fazla rağbet görmeyen Kloral Hidrat :
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile olan ve gizli ordusu ile piyasaya sürülen fakat fazla rağbet görmeyen en eski uyuşturuculardan olan kloral hidrat ilk defa
1862' de sentezlenmiştir. Barbituratlardan sonra en çok kullanılan depresanlardandır. Girişken, hafif buruk kokulu, tereyağı tadındadır. Depresan etkisi bağımlılık ve toleransa neden olur ve alkolünki ile mukayese edilebilir. Yan etkileri delirium tremens'e (davranış bozuklukları) benzer. Kloral hidrat sıvıdır. Şurup ve yumuşak jelatin kapsüller halinde piyasaya sürülmüştür. Kloral hidrat'ın alkollü içkilerle karıştırılması zehir etkisi gösterir. Bir sokak uyuşturucusu (street drug) değildir.
Başlıca suiistimal edenler yaşlı yetişkinlerdir.
2. Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Stimulanlar (uyarıcılar) :
Bu tür Uyarıcılar ise kullanan kişiye zindelik verir, Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen bu türdeki maddeler öğrenciler ve gizli operasyon yapan teröristler tarafından uykuyu önlemesi olgusu içinde kullanıldığı gözlenmektedir... Başlıca örnekleri amfetaminler ve kokaindir. Amfetaminler uyku önleyici etkileri yanında, iştah kesici olmaları nedeniyle yasa dışı veya bilinçsiz veya bilinçli olduğunu zannederek kullanımı sonucunda da zayıflama amacıyla kullanıldığı da gözlenmektedir. Açlık giderici ilaçları kullananların belli bir zaman sonra dozu arttırmalarının nedeni açlık hissini giderici amfetaminlerin stimulan etkisi ve gelişen bağımlılıktır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kokain (benzometilekgonin) :
Bazı satıcı ve alanların konuştuğu isimler = Yaprak, kar, kakakola, dinamit, kırıntı, sürüt topu, kız, neşeli toz, neşe pudrası, cennet tozu, pirinç unu, beyaz, beyaz kız, altın toz, cin, şans tozu, gök tozu, cennet isimlerim olarak söylenir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı Kokain tıpta yüzeysel lokal anestezik olarak kullanılan bir ilaçtır. Sistematik (parenteral) uygulandığında sempatik sinir sistemini etkiler. Kokain tipi bağımlılık ile amfetamin tipi bağımlılık birbirine bir çok yönden benzer.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen
Kokain bir alkaloittir ve Güney Amerika'nın And dağları bölgesinde yetişen Erythroxylon coca bitkisinin yapraklarından elde edilir. Halk tarafından sönmüş kireçle karıştırılıp çiğnemek suretiyle kullanılır. Psikostimulan etkisiyle ofori (aşırı neşe) yapar, yorgunluğa, efora, soğuğa, açlığa ve uykusuzluğa dayanıklılığı arttırır. Bu kullanış şekli ile vücuda kokain girişi sınırlı olduğundan, sosyal ve kişisel zarara yol açmaz. Söz konusu Halifenin Narko-terör olgusu ile olan ve gizli ordusuna mensup kişiler kokaini sigara şeklinde kullanırlar.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kokain elde edilmesi pahalı olduğu için bunu daha çok halifenin gizli ordusu zengin olan üst düzet tabir edilen genç kesime yönelik piyasaya sundukları yılardır bilinen bir gerçek gelir kaynağıdır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen kokainin Ofori etkisi diğer psikoaktif ilaçlardan (eroin dahil) daha kuvvetlidir.
Saf kokain enfiye şeklinde buruna çekilip alındığında belirgin ve kısa süreli ofori (aşırı neşe) hali meydana getirdiği yıllardır gözlenmektedir…
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kokain lokal anesteziklerin özelliklerini taşıdığı da bilinmelidir. Sinir liflerinde impulsların iletimini ve dağılımını bloke eder. Canlılık, huzursuzluk, fiziksel ve ruhsal gücü arttırıcı, yorgunluk hissini azaltıcı etkisi olduğu da biliniyor. Kokain bağımlılığında, amfetamin bağımlılığında olduğu gibi paranoid nitelikte psikotik belirtiler, agresif (düşmanca, saldırgan) ve antisosyal davranış yapan kişiler çoğunlukta büyük şehirlerde gözlenmektedir. Kuvvetli psişik bağımlılık yaptığı bilinir.
Tolerans ve fiziksel bağımlılık görülmez. Yoksunluk sendromu söz konusu değildir.
Enjeksiyon yolu ile kullanıldığında şiddetli seksüel zevk verdiği için kullanımda zorlama olduğu da bilinmektedir. Yüksek dozlarda felç olanlar gözlemler ölçüsünde görülmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen ve de bu yolla Bağımlılık kazanmamış kişilerde genel araştırmalara göre 1-2 gramı öldürücü etki gösterdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kokain Akut (ani) zehirlenme belirtileri çok kısa zamanda ortaya çıkar…
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen sonunda Ölüm olgusu 2-3 dakika içinde genelde vücudun direnci olgusunda oluşabilir…
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen bu tüt kokain maddesi Huzursuzluk, sinirlilik, aşırı konuşkanlık, depresyon, konfüzyon
(şuur bulanıklığı), boğazda kuruma, baş dönmesi, halusinasyon başlıca görülen belirtilerdir…
Aşırı refleks, kendinden geçme, kan basıncında yükselme, düzensiz solunumdan sonra depresyon olgusuna geçiş görülür...
MSS (Merkezi Sinir Sistemi) depresyonu adale felci, solunum ve dolaşım yetersizliği ve bilinç kaybına yol açar. Huzursuzluk, paranoya (şüpheci), şiddet hareketleri, halusinasyonlar sıklıkla görülür.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kokain bağımlılığı olan kişi, bu şiddet hareketlerini yatıştırmak için eroin veya trankilizan kullanma gereksinimi duyar, buda başlangıcın sonu olarak görülür.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Krak ise kokain hidroklorür'ün sodyum bikarbonat(NaHCO3) ile muamele edilerek baz haline getirilmiş şeklidir. Madde bağımlıları ucuz bulunabildiği için kullanımı son zamanlarda özellikle ABD'nde süratle yayılma ve üçüncü dünya ülkelerinde Narko-terör olgusunda gelir getirici bir biçimde kullanım yaygınlaşmıştır. Özellikle siyah kadınlar arasında yaygınlaştığı ve bağımlılarını fuhşa sürüklediği bildirilmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kokain gibi kullanılır. Bağımlılığın anneden çocuklarına da geçtiği bazı deneklerde iddia edilmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Amfetaminler :
Bazı satıcı ve alanların konuştuğu isimler= Kuvvet hapları, yassı haplar, dirilticiler, göz açıcı, göz kapağı çıkarıcıları, ortak pilotlar, kamyon şoförleri, şeftaliler, güller, kalpler, araba tekerlekleri, beyazlar, sahilci, atlı karıncalar, ayak topları, yeşilimsiler, portakallar, başı dumanlı fasulyeler.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Amfetaminler, santral sinir sisteminde bazı alıcıları etkileyerek ofori yapan, uykusuzluk, yorgunluk ve açlığa karşı dayanıklılığı artıran ve iştahı azaltan terör eylemlerinde de kullanılan psikostimulan ilaçlardır. Yarışmalarda atletlere doping yapmak için en sık kullanılan maddeler amfetaminlerdir. Bu durumda atlet yorgunluk hissetmediğinden kendi fiziki gücünün sınırları dışına çıkabilecek gücü duyar. Bu da aşırı yorulma ve bazı atmosfer şartları (sıcak vb.) ile birleşince ölümle sonuçlandığı bilinmektedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı ilaçlar damardan enjeksiyon uygulaması amfetaminlerin bütün suiistimal tiplerinin en tehlikeli şeklidir. Bu tür kötüye kullanım sonucu ekseriya psikoz (ruhsal bunalım)'la sonuçlanır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı ilaçlar ağız yoluyla kullanımlarda çok çabuk absorbe olurlar. Böbrek, akciğer ve beyinde bu maddeler toplanırlar. Merkezi sinir sistemine olan etkileri 30 dakika içinde başlar ve birkaç saat sürer. Atılımları ağız yoluyla alınmadan itibaren 3 saat içinde başlar ve 4 - 7 gün devam etdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bazik idrarda (pH=8'de) amfetaminin ancak % 5'i değişmeden 48 saatte atıldığı halde, asidik idrarda aynı süre içinde % 60'ının değişmeden atıldığı tespit edilmiştir. Bazik idrarla atılımın yavaşlaması doping amacı ile amfetamin kullanan sporcuların başvurduğu bir yoldur. Amfetaminle birlikte veya daha önce aldıkları Sodyum bikarbonat (NaHCO3) ile idrar pH'ını bazik yaparak doping yaptıklarını maskelemektedirler.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı Amfetaminlerin bağımlılık yapmasına beyinde dopeminerjik etkinliği artırmalarının rol oynadığı bilinen gerçeklerden biridir. Yine Halifenin Narko-terör olgusu ile olan ve gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı Amfetaminler, dopaminerjik sistem üzerindeki etkileri bakımından kokaine benzerler. Bu iki tür ilacın yaptığı bağımlılığın özellikleri de birbirine yakından benzerler. Psişik bağımlılık değişik dereceleri de vardır. Bazen çok şiddetli oma olasılığı görülmektedir. Psişik ve fiziksel bağımlılık olasılığı gerçekten kanıtlanmıştır. Tolerans kısa zamanda gelişir olarak görülür. Bırakıldığı zaman yoksunluk belirtileri ortaya çıktığı kanıtlanmıştır.
Depresyon, uyku hali ve letarji (uyuklama), şiddetli mide karın krampları görülür. Kişi uyumasına rağmen kabusla uyandığı gözlenmektedir, kulak ve görmeye bağlı halusinasyonlar, intihara teşebbüs de çoğunlukta tedavi edilmezse görülebilir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı Amfetaminler'de akut (ani) zehirlenmenin belirtileri, konfüzyon (şuur bulanıklığı), sinirlilik, huzursuzluk, aşırı aktif refleksler ve titremeler şeklinde klinik olarak kanıtlanmıştır.
Çok şiddetli zehirlenmelerde çıldırma veya panik atak yolu ile, kendisine zarar verme ve halusinasyonlar kişinin gördüğü de klinik olarak kanıtlanmıştır.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı ilaçlar sayesinde Ölümden önce yüksek ateş ve şok dikkati çeken olgulardır. Aşırı dozda alınması ile taşikardi (kalp çarpıntısı), yüksek tansiyon, baş ağrısı, ateş basması, terleme ve şiddetli göğüs ağrısı da görülür. Halifenin Narko-terör olgusu ile olan ve gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışıilaçları kullanıp bağımlılık kazanan kişilerde çevresini tahrip eden ve antisosyal davranışlar belirgin bir düzeydedir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasa dışı Metamfetamin :
Bazı satıcı ve alanların konuştuğu isimler = Sürüt, şıpırtı, kristal, dişi geyik
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasak olarak belirtilen fakat eğitim verilmeyen kaçak Tütün ve türevleri :
Sigara içme ve diğer şekillerde yapılan tütün dumanı inhalasyonu zamanla psişik ve fiziksel öğeleri olan bir bağımlılık oluşturur.
Yasal ve kaçak tütün içenlerde, duman içinde bağımlılık oluşturan en önemli etkenin nikotin olduğu bilinmektedir. Nikotin gerek SSS'ni ve gerekse periferik otonomik sinir sistemini etkiler. Pekiştirici etkisinin beyinde nerede ve ne şekilde olduğu bilinmemektedir. Psişik bağımlılık oldukça güçlüdür. Kullanmaktan vazgeçenlerde yeniden başlama oranı oldukça yüksektir. Kısmi bir tolerans ve fiziksel bağımlılık oluşur. Nikotin çok zehirli bir Alkaloit olup 40-60 mg.'ı bir insanın ölümüne neden olur. Bu noktadan hareketle bir sigaranın genel olarak içinde bulundurduğu ettiği nikotin miktarının 10 - 15 mg. olduğunu, sigarayı yaktığınız anda da bir kısmının kaybolduğunu, ancak içtiğiniz sigara adedine göre ölümü gerçekleştirecek doza her an yaklaşabileceğinizi hemen hatırlatalım.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Diğer bazı stimulanlar;
- Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Phenmetrazin,
- Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Methylphenidate,
3. Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasak olarak belirtilen fakat eğitim verilmeyen kaçak olarak ülkeye sokulan ve sonuçları tam anlamı ile gençlere eğitim olarak verilmeyen yalnız yasak denilen Narkotikler :
İşte asıl olgumuz olan Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasak olarak belirtilen fakat eğitim verilmeyen ölümcül Narkotik uyuşturucular; merkezi sinir sistemini uyuşturucu etkisiyle ağrı kesen analjezik maddelerdir. Bunlar da üç gurupta incelenir.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon alkoloitleri, Afyon türevleri,
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Opiyatlar. Yasak olarak belirtilen fakat eğitim verilmeyen kaçak Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon Alkoloitleri
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon (Opium) :
Bazı satıcı ve alanların konuştuğu isimler = Hap, sakız, macun, mal.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen yasak olarak belirtilen fakat eğitim verilmeyen kaçakçılıkta kara paranın bol miktarda geldiği olgu Afyon (Papaver Sonniferum Album veya Pavot), haşhaş ismi verilen bir bitkinin salgısıdır. Taze halde akıcı, beyaz renkte süt gibi, zamanla esmerleşen, sertleşen bir maddedir.
Tarihçesi Milattan Önce. 5000 yıllarında Sümerliler tarafından bilindiği anlaşılmıştır. Afyona ismini veren Disconide'dir. Memleketimizde İzmir, Afyonkarahisar'da çok yetişirdi. Haşhaş ekimi 1971 yılında kullanıcı potansiyeli olan genç neslimize eğitim verilmeden yasaklanmış ise de yine kontrollü olarak serbest bırakılmıştır. 1900 yıllarından önce afyonda hiçbir kanuni kısıtlama yoktu. O zamanlarda pek çok tıbbi ilaç patenti etiketinde hiçbir uyarıda bulunmadan afyon içinde bulundurduğu etmekteydi. Fakat bugün hem Türkiye'de Halife yönetiminden önce hem de dünyada uyuşturucu maddelerin kullanımı kanuni kontrol altına alınmıştı, dünya bu kontrolü yaparken 15 yıl öncesinde halifenin ordusu tarafından gelir getirmesi için kanunlar hiçe sayılmaya başlanmıştır, şimdiki halife döneminde bu bariz olarak halifenin gizli ordusuna mensup kişiler tarafından organize olarak yapılmaktadır…
Buna rağmen işini yapan Narkotik büroda çalışan uzman emniyet mensupların yerleri değiştirilerek olgu yavaş yavaş halifenin gizli ordusunun kontrolüne geçmektedir. Sebebi ise maddi ve manevi yönden Türkiye’yi çökertmektir, bu olguyu en iyi tamamlayan faktörlerden biri Narko-terör olgusu ile uğraşan uzman kişileri baskı ve diğer psikolojik, asimetrik yönden etkisiz hale getirmektir…
Afyondan alkoloit ismi verilen 20 çeşit toksik madde elde edildiği bilinmektedir. Bunların insan vücudunda değişik şekilde etkileri olduğu bilimsel yönden kanıtlanmıştır…
Tıbbi olarak acıyı azaltma ve uyku hali getirmede kullanıldığı kadar öksürük ve ishale tatbik edilen çok önemli bir uyuşturucu madde olduğu bilinmesine rağmen afyonun tedavideki yerini, bireysel hale getirilmiş (örneğin pethidin, metadon) şeklini almıştır.
Daha önceleri faydalı bir tedavi unsuru olan afyon, morfin ve kodeinin imali için önemli bir hammadde olmuştur ve bunu bizim Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürmüşlerdir ve halâ kaçak olarak maddi gelir elde edilmesine engel olunamıyor.
Halifeden önce ve daha sonrada bu bir zevk uyuşturucu maddesi olarak afyon, özellikle yenir veya bir karışım halinde içilir. Afyonun sigara halinde içilmesi, sadece birkaç yüzyıl geriye doğru uzanan, Karşılaştırmalı olarak çok yeni bir olaydır.
Türkiye’de Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon Çin'de ve İran'da çubukla çok olarak içilir. Günde 5 - 15 çubuk içenler vardır. Bir çubukta 0,05 g. morfin bulunur. 1-2 g afyon insanı öldürür.
Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon alkoloitleri; çoğu narkotik analjeziklerin kaynağı olan afyon, genel olarak Asya Kıtasında yetişen haşhaştan elde edilir. Afyonun % 25 kadarını alkoloitler oluşturur. Afyondaki alkoloitlerin sayısı 35'in üzerindedir. Alkoloitlerin yanında mekonik asit, laktik asit, benzoik asit, sülfürik asit gibi çeşitli asitler, çeşitli reçineler, anason yağı, şeker ve % 15-30 civarında nem bulunur.
Şimdiki zaman diliminde Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kimyasal yapılarına göre afyon alkoloitleri iki gurupta irdeleyebiliriz…
a- Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Phenanthrene grubu (morfin, kodein).
b- Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Benzylisokuinilon grubu (papaverin, noskapin).
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Ham afyonda bulunan bu iki grubundaki alkoloitlerden bazıları tablo'da verilmiştir.
Tablo: Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon Alkoloitleri, Phenanthrene Benzylisokuinilon Apokodein Codamine, Apomorphine Codarnine, Codaine Cryptopine, Codeinones Gnoscopine, Desoxycodeines Hydrocotaranine, Methylmorphymethines Laudanidine, Morphine Laudanidine, Morphinoz Meconine, Morphol Oxycarcotine, Morphothebaine Narceine, Neopine Noscapine, Phenyldihydrothebaine Papaverine, Pseudomorphine Papavermine, Pseudotnabaine Protopine, Thebaine Rhoeadine, Thebainone Tarconine,Thicodides Tritopine, Zanthaline
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyondaki phenantrene grubu alkaloitler şiddetli bağımlılık yapma özelliğinde olup uluslararası ve ulusal kontrol altındadır. Benzylisokinoline gurubu alkoloitlerin ise bağımlılık yapma özelliği yoktur ve kolay kolay da bağımlılığa yol açan maddelere dönüştürülemezler. Bu gruptakiler kontrol altında değildir.
Bulunuş miktarları itibarı ile morfin, kodein, tebain, papaverin, noskapin ve narsein, Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen afyondaki en önemli alkoloitlerdir. Ham afyondaki bazı alkoloitlerin bulunuş yüzdeleri tabloda verilmiştir.
Tablo: Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Ham Afyondaki Alkoloit Oranları
Alkoloit % Sınır (*),
Morfin 5-20
Kodein 1-5
Narsein 0,1-1
Nem1 5-30
Tebain 1-4
Papaverin 1-6
Noskapin 5-15
Tablo ‘da görüleceği gibi şimdiki zaman diliminde Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen ham afyondaki Alkoloitlerin miktarları değişiklik göstermektedir. Bunda bitkinin büyüme dönemini etkileyen nem, toprak, iklim gibi koşullardaki farklılıkların önemli ölçüde etkisi vardır. Diğer bir etkin faktör de hasat zamanlamasıdır. Örneğin afyonun haşhaştan erken alınması, halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen ham afyondaki kodein miktarının daha yüksek, morfin miktarının daha düşük olmasına neden olur. Phenantren gurubu alkoloitlerin biyosentezinde ilk oluşan temel alkoloit tebaindir. Şimdiki zamanda bu halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen kodeine dönüşür, kodein de daha sonra morfine dönüşür.
Şimdiki zaman diliminde Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Morfin :
Satıcı ve alanların konuştuğu isimler = Hayalperest, beyaz cevher, sert cevher, Amerikan kelebeği, Matmazel Emma, maymun.
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Morfin, afyon (opium) alkoloitidir. Şimdiki zaman dilimine halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyondan imal edilen veya direkt olarak afyon kozasından (gövdenin üst kısmı ve afyon bitkisinin kapsülüdür) özü çıkartılarak elde edilen morfin, tek başına değerli bir ağrı kesicidir ve özellikle kodein ve eroin gibi türevleri bakımından da önemlidir. Beyaz kristaller halinde tabletler ve deri altına enjekte edilebilecek ambalajlar şekline şimdiki zaman diliminde halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülür. Bu ürün Kokusuzdur ve rengi zamanla koyulaşır.
Ameliyat, kırıklar, yanıklar vs. den doğan kısa süreli şiddetli ağrılarda ve kanser gibi öldürücü hastalıkların son aşamalarında büyük ölçüde kullanılması önceleri yasal bir statüde idi. Sentetik uyuşturucu maddeler ve diğer ağrı kesici (analjezik) uyuşturucu maddelerin ortaya çıkması ile morfinin kullanım derecesi ve tıpta tedavi ile ilgili önemi büyük ölçüde azalmıştır, bu ölçüde denetimsiz olarak kara para alımı ve transferi için iç ve dış ülkelere şimdiki zamanda halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülmektedir.
Hastanelerde tıbbi kullanımı da kısıtlanmıştır, yukarıda belirttiğim gibi bu kısıtlamanın sonucu olarak kara para alımı ve transferi için iç ve dış ülkelere şimdiki zamanda halifenin gizli ordusu ile eğitimsiz halkımız üzerinden piyasaya sürülmektedir.
Fakat kara para alımı ve transferi için iç ve dış ülkelere şimdiki zamanda halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen morfin halen bütün uyuşturucu maddelerin en eski tipi olarak sayılmaktadır. Bu halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Morfin diğer uyuşturucu maddelerin ölçüldüğü bir ağrı giderme standardını da teşkil eder halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Morfin kullanma alışkanlığı olan birçoğu, morfinle yapılan uzun süreli tedavilerde morfine bağımlı hale gelmişlerdir (Tedaviden bu sebepten kullanımına alışkın kişiler). Fakat bu madde özellikle eroin elde edilmesinin güç olduğu zamanlarda eroin bağımlı kullanıcılarında kullanılır.
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya şimdiki zaman diliminde sürülen Morfin, kodein, morfin türevi yarı sentetik ilaçlar ve farmakolojik etkileri yönünden morfine benzeyen sentetik ilaçlar farmakolojide narkotik analjezikler veya opioidler diye adlandırılırlar.
Bu gurup ilaçlardan bağımlılar yönünden en fazla kullanılanlar halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen morfin, eroin, afyon, oksikadon ve meperidin'dir. Meperidin analjezik olarak klinikte en fazla kullanılan opioiddir ve bağımlılık seyrekte olsa sağlık mesleği gurupları arasında görülür. ,
Genellikle konvulsiyon (nöbet) derecesinde ilaç özlemi ve dolayısıyla güçlü psişik bağımlılık olgusu da vardır. Tolerans ve fiziksel bağımlılık hızlı bir oluşum göstermektedir, zaten o nedenle halifenin gizli ordusu morfini çıkarları için piyasaya sürerler. Damara enjeksiyon suretiyle kullanılır. 0,2 gramı öldürücüdür.
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Morfin kaslarda ve sinir sisteminde dokularda toplanır, bir kısmı idrarla dışarı atılır. Zehirlenme belirtileri kısa ve uzun süreli olmak üzere afyon gibidir…
Bu madde Tereyağı tadındadır.
Afyondan elde edilen morfinin yalnızca küçük kısmı tıbbi olarak kullanılır. Büyük bir kısmı kodeine ve daha az olarak hidromorfon'a dönüştürülür.
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kodein :
Bazı satıcı ve alanların konuştuğu isimi : Okul çocuğu.
1832'de keşfedilmiştir. Kodein kokusuz, beyaz kristaller halinde bir tozdur. Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Ham afyonun içinde % 0,7 - 2,5 arasında bulunur. Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyonun içinde tabii olarak bulunursa da bundan daha fazlası morfinden elde edilir. Ağrı kesici olarak morfinin 1/10'u kadar etkilidir. Yatıştırıcı ve solunum zayıflaması etkileri Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen morfine göre daha azdır. Ağrı kesici olarak aspirin, asetaminofen vb.ile birlikte kullanılır. Ağrı kesici olarak daha küçük dozlarda enjekte edilebilir şekilleri de hazırlanmaktadır. Kodeinin öksürük kesici etkisi vardır. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapar.
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Tebain :
Kimyasal olarak Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen kodein ve morfine benzer. Depresan etkilerinden daha ziyade stimulan etkileri vardır. Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Tebain genellikle tıbbi amaçlarla kullanılmaz. Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Kodein, hydrkodon, oksikodon, aksimorfon, nalbufin, nalokson ve bentley gibi tıbben önemli bileşiklere dönüştürülür.
Şimdiki zaman diliminde Halifenin Narko-terör ve siyasi olgusu ile oluşan, gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon türevleri
Halifenin gizli ordusu ile piyasaya sürülen Afyon türevleri, doğal olarak bulunan afyon alkaloitlerinden direkt olarak üretilen bileşenlerdir ve bunlara yarı sentetik maddeler olarak adlandırılır. Buna örnek olarak Şekilde üç phenantren alkaloiti ve bunların başlıca yarı sentetik türevleri olarak görülür…
Notlarımdan Unutulan görülmeyen haberler…
Yıl 2014 bir hafta sonu tarih 29.06.2014:
Sibel Bahçetepe/Ali Açar cumhuriyet gazetesinde yayınlanan bir haberi;
Fakir mahallenin ucuz zehri
Bağımlı hale gelmek için bir kere kullanmak yetiyor. Uzmanlar bonzai kullanımının salgın şeklinde ilerlediğine dikkat çekiyor. Tuzağa kapılanlar adeta tanıdık; parçalanmış aileler ile fakir semtin çocukları...
Türkiye’de son dönemde “bonzai” adlı kimyasal uyuşturucu madde içen çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesi ve ölüm nedeninin ortaya çıkmaması nedeniyle gözler bu maddeye çevrildi. Ulaşımının hem kolay olması, hem de diğer uyuşturucu maddelerine göre daha ucuza satılması bonzaiye olan ilgiyi artırırken tehlike de giderek büyüyor. Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER) Başkanı Yavuz Tufan Koçak, bonzainin kullanıcıları çıldırttığını ve kullananın kendisinin Allah’la konuştuğunu sandığını söyledi. Bonzai için gençlerin başına atılmış kimyasal bir bomba nitelemesi yapan Koçak, “Bizim kayıtlarımıza göre 300 kişi 1 ay içinde bonzaiden öldü. Gerçek kayıtlar ortaya çıkmıyor. Tehlike çok büyük” dedi. Bağımlılar ise bonzainin ilginç bir madde olduğunu belirterek insanın aklını başından aldığını, halüsinasyonlara neden olduğunu ve bilinç kaybı yaşattığını söyledi.
Türkiye’de uyuşturucu yaşı giderek düşerken bonzai isimli kimyasal uyuşturucu maddenin tehlikesi giderek artıyor. Bağımlılardan kimi uyuşturucu bulmak için hırsızlık yapmak zorunda kalırken kimi de bankadan kredi çekerek uyuşturucu parasını karşıladığını söyledi. Türkiye’de uyuşturucu gerçeğini madde bağımlıları ve uzmanlarla konuştuk.
AYBUDER Başkanı Yavuz Tufan Koçak: 30 yıldır alkol ve uyuşturucunun içindeyim. Bonzai gibi bir madde görmedim. Buna ne uyuşturucu ne de uyarıcı madde diyebiliyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin başına atılmış kimyasal bomba. İçinde fare zehiri, tarım ilacı, aseton, mazot, florasan tozu gibi çeşitli maddelerin katıldığı kimyasal bir madde. Bağımlılık yarattığı için de met ve eroin gibi maddeler ile destekleniyor. Bu, gençlere kurutulmuş otların üstüne püskürtülerek esrar diye başlatılıyor. Sonra da korkunç bağımlılık yapıyor. Bir-iki duman aldıktan sonra bağımlılığı başlıyor. Ölüm belirtileri, yaşamaları ve vücutlarında sivilceler çıkmasına rağmen kendilerine geldikten 5-10 dakika sonra yeniden istem isteği oluşturan bir madde. Bunun yaşı şu anda 9’a kadar düştü. Burada 15-17 yaşlarında bonzai kullanmış çocuklarımız var. Bonzai ile alkol karıştırıldığında çabuk öldürüyor. Sadece bonzai kullanıldığı zaman bilim insanları bağımlılar için 3 yıl ömür biçiyor. Çok kolay bulunuyor ve çok ucuza alınıyor. Şimdi Türkiye’de 300 kadar insanın bonzaiden öldüğünü söylüyorlar. Bu sayı bizim 1 ayda tespit ettiğimiz sayı. Maalesef otopside çıkmadığı için ve bonzaiyi tanımlayan bir durum olmadığı için ölüm nedeni olarak yazılamıyor. Maalesef bonzainin merkezi de Bursa. Bonzai kullanan çocukların aileleri
bizi aradığında çocuklarının kendini mehdi ilan ettiğini, peygamberlerin onlara emir verdiğini söylüyorlar. Yarın bunlar peygamber emir verdi diye katliam yaparsa ne olacak. Bunun bir an önce önlemi alınmalı. Burada AMETEM’in de sorgulanması lazım. Çünkü doktorlar kimyasalın ilaç halini vererek geçici çözüm buluyor. Bende 12 yıldır hiçbir madde almayan bir bağımlıyım. Ama bizde aileler de bu işten sorumlu. Annebabalar çocuklarının açıklarını kapatarak bu sorunu arttırıyor. Anne babalar ve ilköğretimdeki eğitimcilerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor.
‘Allah’la konuştuğumu hissediyordum’
Sarp (17): Uyuşturucuya 13 yaşımda kuzenim yüzünden başladım. 4 yıldır esrar kullanıyorum. Dışarıda kendimizi yalnız hissettiğimiz ve bizi kimse anlamadığı için uyuşturucuya yöneliyoruz. Uyuşturucuya başlamadan önce bir bitkinlik, yetersizlik duygusu gösteriyordu. Annem ve babamın ayrılması benim başlamamda etken oldu. İlk başlarda ben de içerim nasıl olsa keyif verici dedik. İlk başlarda her şey çok güzel gidiyordu. Sonra bu iş rutine dönünce her şey kötü gitmeye başladı. Benim pek Allah’la aram yoktu. Bonzaiyi kullandığımda Allah’la konuştuğumu hissediyordum. Melekleri falan görüyordum. Kullandığım tüm uyuşturucu çeşitleri ruh halimi zorluyordu. Bonzaiyi birkaç kez kullandım ve hiç sevmedim. Orada pet şişeyle hazırlıyorlardı. Bir gün arkadaşlarla dışarıda bir-iki duman aldım ve bayıldım. Bir an nefesim kesildi ve olduğum yerde bayıldım. Arkadaşlarımın beni bir kere tokatlayarak uyandırmaya çalıştığını hatırlıyorum. Öyle bir madde ki insanın el ve ayakları sanki çekiliyor. Hiçbir hareket yapamıyorsunuz. Bir süre sonra arkadaşlarımın ambulans çağırdığını duydum. Tokatlaya tokatlaya beni ayılttılar. O kadar ilginç bir madde ki insanın aklını başından alıyor ve ne yaptığını bilmiyorsun. Aynı anda hem ağlayıp hem gülme haline sokan bir madde. Piyasada kolay bulunması ve ucuz olması kullanıcılar arasında ilgi görüyor. Ancak o kadar tehlikeli ki kullandığım diğer uyuşturucu maddelere hiç benzemiyor.
‘Kendini bilmiyorsun’
Cihan Savaş (26): Uyuşturucuya 12-13 yaşlarında başladım. Uyuşturucu ile tanışmamdaki en büyük etken annemle babamın ayrılması. Babamda A1 derecede alkol bağımlısıydı. 13 yaşıma geldiğimde okulu bıraktım. Önce bir elektrikçide, sonra da Topkapı’da bir ofset baskı yapan matbaacıda çalışmaya başladım. Öğle saatlerinde ustalar büyük bir makinenin arkasına geçerek esrar içiyorlardı. Bana yorulduklarını ve dinlenmek için içtiklerini söylediler. Onlar içerken bir gün bana uzattılar. Bir süre sonra ben para vermiyorum diye beni içlerine almadıkları için ben de para vermeye başladım. Daha sonra aracı olan ustalarımı aradan çıkararak Gaziosmanpaşa’da Bursa Mahallesi’nden kendim almaya başladım. İki yıl esrar içtikten sonra bu beni kesmemeye başladı ve ectstacy gibi değişik haplar kullanmaya başladım. Bağımlılık artıkça madde de değişiyor. Bu sırada bir gün kısık kısık nefes almaya başlayınca doktora gittim. Orada doktor karaciğer değerlerimin üst sınırda olduğunu söyledi. Ben de anladığım dilden konuşmasını isteyince iflas etmek üzere olduğunu belirtti. 2 ay kadar esrar ve hiçbir madde kullanmadım. Biraz sağlığım yerine gelince bu sefer bonzai ile tanıştım. İçtikten sonra kendi yaşadığım eve yabancılaştım. Tuvalete giderken selam veriyorum, çıkarken de tekrar selam verip içeri giriyordum. Odada kimse olmadığı halde rahatsız ediyorum, oturabilir miyim diye gözüme görünenlerden izin alıyordum. Farklı bir yapıya büründürdüğü için bonzaiden çok korktum. Artık içmeyeceğim dedim ama aynı akşam ağabeyimle bana verilen çiftli bir sigara vardı, onu içtik. Yeşilova’dan Sefaköy’e gitmemiz gerekirken uyuşturucunun etkisiyle İnönü Mahallesi’ne kadar ağabeyimle yürüyerek gitmişiz. Ağabey-kardeş iki tane beyin nasıl böyle bir yanılgıya düştü anlayamadık. İzmir’e askere gittim ve orada da bindiğim taksici torbacı çıktı. Ben kaçmak istedikçe sanki hep peşimden geliyordu. Bir süre sonra ağabeyimin verdiği paralar yetmeyince askeriyenin içine kök halinde sokarak esrar yetiştirmeye başladım ve orada içicilere sattım. Askerden sonra İrfan adında bir arkadaşım beni eroine alıştırdı. O kadar ilginç ki kollarımda damar kalmamış, bacaklarıma başlamıştım. Kurtulmak için AMATEM’e gittim, bana 6 ay sonraya gün verdiler. Tesadüf eseri derneğin broşürünü gördüm ve burada rehabilite olarak bıraktım. Şimdi ben de burada diğer uyuşturucu kullanmış arkadaşlarım için yardımcı oluyorum.
Bağımlılık önlenebilir
Toksikoloji uzmanı eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy ise Türkiye’nin yasadışı uyuşturucu kaçakçılığında “transit ülke” olduğunu anımsatarak “Bir ülkenin bir madde etkisini kendi vatandaşları üzerinde görmeye başlamasının artık yalnızca transit bir ülke olmadığını ve hedef ülke haline geldiğini gösterir” dedi. Atasoy “İstanbul’da 1 kilo eroinin toptan fiyatı 15 bin 600 dolardır. Aynı miktarda eroinin Pakistan fiyatı 4 bin. İngiltere’de ise 45 bin doların üzerindedir. Bunun en az 10 kat seyreltileceğini, elde edilecek gelir 10 katına çıkacak ve İngiltere’de kilo başına 450 bin dolara çıkmaktadır” değerlendirmesini yaptı.
Merkezler yetersiz
Psikiyatrist Arif Verimli ise ülkemizde madde kullananların sayısının giderek arttığını ancak tedavi merkezlerinin yetersiz kaldığına söyledi. Verimli, her ilçenin hastanesine yataklı bir bağımlılık kliniği açması gerektiğini anımsatarak “Her bakanlık, sivil toplum kuruluşu veya her aklına esen ayrı bir kampanya ve kamu spotu yaparsa bu iş asla çözülmez. Bu sorunun çözümünde doğrudan Başbakan’a bağlı Uyuşturucu Müsteşarlığı kurulması gerekmektedir” diye konuştu. Verimli, uyuşturucu tedavisinin, bir psikiyatrist tarafından yataklı tedaviyle ya da psikoterapi ile desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Haber bu kadar;
O yıllarda hafta sonunuzu düşünerek geçirin demiştim;
Ve de bu şimdi benim yazdığım kitabın taslaklardan verdiğim kitabı okuyanlar olursa insan hayatımı, uyuşturucu mu ucuz diye herhalde kimlerin rant uruna yandaş müteahhitleri besleyip onları Narko-terör olgusu ile nasıl halkı zehirlediğini düşünürler umarım…
Saygılar…
Cessur Demirali Gürsu
Devam Edecek....