CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tokat Senatörü Metin Somuncu için TBMM'de düzenlenecek cenaze törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Özel, yangınlara ilişkin AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yangın yönetim uçağı olan beş ülkeden biriyiz. Yangınlara İHA'larla müdahale eden iki ülkeden biriyiz" açıklamalarının sorulmasını şöyle yanıtladı:
"Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında toplamda şu oluyor bu oluyor... İlk başta liyakatsizlikten ve yönetim beceriksizliğinden başlayarak geldiğimizde iktidarlarının bu son döneminde ülkede kadınlar, çocuklar, yoksullar, emekçiler, ormanlar, ormanın içindeki hayvanlar, söndürmeye çalışan orman emekçileri için felaket felaket üstüne geliyor. Bir şey var ki bu kadar kötü her şey. Yani ülkenin ekonomisini bunlar yönetiyor. Dünyadaki en yüksek gıda enflasyonu olan ülke Türkiye. Adını bilmediğiniz Afrika ülkelerinden daha kötü durumda. Ülkeyi yıllardır bunlar yönetiyor. Ukrayna ile Rusya savaşıyor, Türkiye'de faizler Ukrayna'yla Rusya'dan fazla. Dünyada ikinci yüksek faiz Türkiye'de. Hala yüzde 40'larda enflasyonla boğuşuyoruz.
Ne yapıyorlarsa, nasıl yönetiyorlarsa hiçbir şey iyiye gitmediği gibi yangın yönetimi, yangın söndürme işi de iyi gitmiyor. Dünyada en iyi iki ülkeden biriysen en iyi şekilde söndüren iki ülkeden biri olursun. Nasıl oluyor da cayır cayır yanıyor bütün ormanlar? Elbette orman yangını olur. Hızla müdahale edilir ve böyle felakete dönmez. Ormanlar yandığı gibi onlarca canımızı kaybediyoruz. Olacak iş değil. Yarın üç genel başkan yardımcımız bu konuya özel basın toplantısıyla tespitleri ama en çok da önerileri ve geleceğe yönelik olarak da CHP'nin neleri gördüğünü ve bundan sonra ne yapacağını anlatacak.
"MEVCUT FİLO ZAYIF"
Bu envanter meselesinde ağzını açmasa iyi olur Sayın Erdoğan. Çünkü 14 tane envanterinde lüks uçak var. Cumhurbaşkanı'nın uçağı olur, devletin bir tane uçağı olur. Hadi bir tane de yedeği olur. 14 uçak var. Bakan yardımcıları bile Türkiye'de tarifeli uçmuyor. Ayakları yere basmıyor. Ama yangın dediğimiz zaman herkesin gözü gökyüzünde yeterli müdahale yapılamıyor. Çok net bir şey var, gece görüşünü olanaklı kılan gözlükle kaskla yapıp bu envanteri varsayıyorlar. Bu bir yıldızdan ışık alan, aydan ışık alan onunla etrafı gösteren ekipmanlar ve orman yangını gibi şiddetli ışıkta iş görmüyor. Arkadaşlar bunu söyleyemiyorlar. Böyle çözülemeyeceğini bilemiyorlar. Öyle bir helikopteri, bunların dediği gibi helikopteri kaldırırsınız ama ateşe yaklaşamazsınız. Kilometrelerce yüz metrelerce öteden sadece ormanın, yangının yayılacağı yerlere olası su bırakabilirsiniz. Bu da zaten olmuyor, işlemiyor. Gerçek anlamda bu işte kullanılabilecek bir filo oluşturulmuş değil. Mevcut filo da zayıf. Maalesef Türk Hava Kurumu halen daha elindeki uçaklar doğru şekilde bakım görseydi filosu güçlendirilseydi ki hepimiz biz bu Türk Hava Kurumu'na destek oluyorduk. Kurban derileri bağışlanıyordu. Türkiye'nin yüz akı bir kurumdu. Ne yaptılar biliyor musunuz? Sekiz yıldır, yedi yıldır kayyum var Türk Hava Kurumu'nda. Seçimini yaptırmıyorlar. Neden? Başına bir tane AK Partili oturtabilmek için. O Türk Hava Kurumu şimdi yangınla mücadelede yok maalesef. Biz yaparız diyenler de yapamıyor maalesef.
Bir büyük bu konuda seferberliğe ihtiyaç var. Milleti de arkamıza alarak bir seferberliğe ihtiyaç var. Ama maalesef her yerde olduğu gibi, yapmadıkları gibi milletin de önünü tıkayan, kurumların da önünü tıkayan bir yönetim anlayışı var. Her yerde yangın olur ama bu kadar çok uzun süren, müdahale edilemeyen, can kayıplarıyla, insanlar kömür oldu gitti cenazelerinde ailelerine ne diyeceğimizi bilemedik. Bunlar halen daha nasıl insan içine çıkıyorlar ben bilemiyorum."
"İMZALAMAYANLAR AK PARTİLİLER"
Özel, "Büyükşehirlerin orman yangınlarından sorumlu tutulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Hayatımda duyduğum en büyük yalan hatta ve hatta yetkileri yok. Bazen yetkiniz yok gelmeyin bile dedikleri oluyordu geçmişte. Keşke büyükşehirlerin elinde öyle imkan olsa. Mesela büyükşehirlerin hava aracı bulundurma yetkisi de yok ellerinde artık. İstanbul Büyükşehir'in, Ankara Büyükşehir'in geçmişte olan helikopterleri satıldı. Büyükşehirler maalesef hem de bütün ilçelere birden kentin bulunduğu yerlerde büyükşehirin görev yaptığı yerlerde ancak bu imkanlarla mücadele ediyorlar. Ayrıca da şunu söyleyelim, İstanbul Büyükşehir, Ankara Büyükşehir orman yangınlarına ekipman yolluyordu, geçtiğimiz günlerde açıklandı. 2 binin üzerinde itfaiye eri alımıyla ilgili bir imza atmadıkları için alamadık bu sene. Atsalardı bekliyorduk, hazır bekleniyordu. 2 bin 300 itfaiye eri alacaktık. Şimdi onlar her yerde. Bunu imzalamayanlar AK Partililer. Büyük şehirleri dışlamak falan zaten ayrı meseleler zaten paralarının yüzde 40'ını ödüyorlar, maaşları zor ödüyoruz. Herkesi perişan hale getirdiler ama büyük şehirler ancak ve ancak o andaki operasyonun başındaki en yüksek kamu görevlisi gelin derse gidiyor. Ama büyükşehirin elindeki araç nasıl gidiyor?
Yolda sokakta gidecek araç tekeri var onda. Yolun olduğu yerden gidiyor. Yolun kenarına su sıkıyor. önemli katkılar sağlıyorlar. İşte Bursa Büyükşehir görüyorsunuz. Bursa'daki yangında etraftaki bütün büyükşehirlerin araçlarını görüyorsunuz. Ama yolun gidebildiği yere mevcut işte bu arabaların lastikleri nasılsa öyle lastikleri olan araçlarla, asfaltla gidecek araçlarla o kadarlık katkı sağlanıyor. Türkiye'nin yangınla, yangın yönetimiyle, afet yönetimiyle ilgili çok güçlü, çok itibarlı ve çok özenilerek kurulacak çok büyük bir kuruma ihtiyacı var. Buna da ciddi kaynak aktarmak lazım. Herkesin içi yanıyor. Bu süreçte milletin de desteğini, dayanışmasını tüm kurumların desteğini, dayanışmasını arkaya alacak bir çabaya ihtiyaç var.
"YÜKSEK IŞIĞIN OLDUĞU ORMAN YANGININDA ETKİSİZ"
Özel, "Yangına gece görüşüyle müdahalede yani envanterimizle iktidarın iddia ettiği var dediği helikopterlerde sizin söylediğiniz malzemeleri var ama yetersiz mi?" sorusuna da "Evet. Zaten bu konudaki uzmanların söyledikleri 'Bu araçlara gece görüş kitleri alındı diyordunuz. Niye kalkmıyor'un cevabı şu; o gece görüş sistemleri çok az ışıkla uçmayı olanaklı kılan kasklar. Hatta kokpitinde ona uygun hale getirilmesi gerekiyor. Yüksek ışığın olduğu orman yangınında etkisiz" yanıtını verdi.
"ALLAH AKIL FİKİR VERSİN"
Özel, "Erdoğan için 'Eurofighter'la ilgili bize teşekkür etmesi gerekiyor' dediniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da kabine toplantısı sonrası 'Muhalefet yerli ve milli olursa biz teşekkür etmekten çekinmeyiz' dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?", "Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili bir komisyon kurulacak. Üye verecek misiniz? Çünkü perşembe gününe kadar üye bildirimin, istedi Numan Kurtulmuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Geçmiş günahlarının kefaleti olabilecek bulunmaz bir fırsat bu süreç' dedi nasıl değerlendirirsiniz?" sorularını da şöyle yanıtladı:
"Son dediğine Allah akıl fikir versin diyeyim. Başka ne diyeyim yani? İlk söylediğiniz konuyla ilgili Silivri'de geçen hafta çarşamba günü bir basın mensubu sordu, 'Eurofighter'larla ilgili anlaşma sağlandı. Almanya'nın blokajı vardı. Almanya blokajını kaldırmış. Bu konuda çabalarınız olduğunu söylüyordunuz. Bu konuda hükümetten size teşekkür geldi mi?' Ben de dedim ki 'Normal bir ülke olsaydık beklenirdi. Normal bir siyasetçi olsaydı beklerdik.' Yoksa aman Erdoğan bize teşekkür etsin derdinde değiliz. Zaten hemen ardından birkaç iktidara yakın gazete 'Eurofighter'ları kendilerine mal etmek istiyorlar' diye yazarken tak sildiler. Ertesi gün Alman Hükümet Sözcüsü'ne soru soruldu, o da dedi ki 'Açıkça söylemem gerekir ki Özgür Özel üzerinden hapisteki Ekrem İmamoğlu'nun da Eurofighter'ların kendi meselesiyle ilişkilendirilmemesini ve bir milli savunma meselesi olduğu için bununla ilgili blokajın vetonun kaldırılmasını talep ettiler. O yüzden verdik.' Çünkü Alman gazeteci soruyor, '19 Mart darbesinden sonra İmamoğlu'na yapılan, Eurofighter'lara izin vermeyeceğiz demiştiniz. Niye verdiniz? Ne değişti?' O da diyor ki 'Ekrem İmamoğlu'nun bu yöndeki talebini Özgür Özel ilgili makamlarımıza iletti' diyor. O dakikadan sonra sustu arkadaşlar.
Dün de geveliyor, özür derdim de demezdim de ederdim de, şuydu da... Hiç önemi yok. Mesele şu, millet can derdinde, millet bir yandan yangınlarla boğuşuyoruz, bir yandan yoksullukla boğuşuyoruz. İnsanlar işsiz. bunun böyle bir süreçte bütün belediye başkanlarımıza hazımsızlıkla saldırıyorlar. Bütün anketlerde yüzde 70 bunun siyasi olduğuna inanıyor vatandaş. Canımızla uğraşıyoruz. Bu haldeyken dahi Ekrem İmamoğlu 'Eurofighter meselesini bu işe karıştırmayın' diyebilecek erdemi gösteriyor. Erdoğan da bu işi bile böyle bir işte bile meseleyi siyaset üstü bir yerde tutamamayı başarıyor, kavga yapıyor.
"NİTELİKLİ ÇOĞUNLUKLA KARAR ALINACAĞI SÖYLENDİĞİNDE CHP BU KOMİSYONDA YER ALIR"
Komisyonla ilgili tavrımız ilk günden beri net. Bu işin Meclis eliyle yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz. Komisyon ya eşit temsille oluşmalı. Yani bütün partiler eşit temsil edilmeli. Ne olacak o zaman? Yani birinin dediği olmayacak. Uzlaşıyla çıkacak kararlar. Eşit temsil değilse o zaman mutlaka nitelikli çoğunlukla karar almalı diyoruz. Komisyonun beşte üçü ya da üçte ikisinin alacağı kararla kanunlar kabul edilmeli, çıkarılması istenen kanunlar Meclis'e tavsiye edilmeli diyoruz. Şimdi Sayın Meclis Başkanı'nın istediği rakamlardan gördünüz ki eşitlik yok. 21 AK Parti'den 10 CHP'den istiyor. Meclis'teki sandalye sayımıza göre nisaba göre yani Meclis diliyle. O zaman nitelikli çoğunluk aranacağının Meclis Başkanı tarafından söylenmesi lazım ki bu komisyonda olalım. Onun dışında komisyonun rakamları AKP artı MHP istediğini yapıyorsa, bize hiç ihtiyaç yoksa, böyle bakıyorlarsa ne işimiz var orada?
Ancak nitelikli çoğunlukla karar alınacağı söylendiğinde ve ilk toplantıda bununla ilgili kararlar alındığında o zaman CHP bu komisyonda yer alır. Yalnız CHP'nin bu komisyonda yer alması, ne Tayyip Erdoğan’ın böyle tuhaf beklentilerine, yok işte geçmişteki bilmem neyin kefaleti, mefaleti... Böyle sulandırmalar için değil. Türkiye’nin en önemli meselesi; terör bitecek, oraya giden askerin anasının gözyaşı dinecek, önce endişesi dinecek. Sıvasız briket evlere al bayraklı şehit cenazeleri gelmeyecek. Türkiye’de analar ağlamayacak. Oraya harcanan para da iktidarımızda teröre harcanmayacak; yoksullukla mücadeleye harcanacak, kalkınmaya harcanacak. Biz bunun için bir yerde olacaksak oluruz.
Kamuoyunda şey gibi anlaşılıyor, bazı bakıyorum, görüyorum, Anayasa tartışmaları. Biz dedik, hatta açık açık söyledim. ‘Seninle ne anayasası, menemen yapmam’ dedim. Aynı çizgideyiz. Bu komisyon, anayasa yapacak bir komisyon değil. Ona niyetlenen bizi yanında bulamaz. Çünkü anayasaya uymayanla anayasa yapılamaz. Bu komisyon hukuk üretecekse, bu komisyon hakkaniyet üretecekse, demokrasi üretecekse, barış üretecekse bu komisyonun dışında kalınamaz. Neden kalınamaz? Millet milletin vekilini; Kadim Durmaz’ı Tokat’tan, Ali Mahir Başarır’ı Mersin’den ‘Git, çalış’ diye yolluyor. Meclis komisyon kurmuş, 10 kişilik sana kontenjan vermiş. ‘Sen 10 kişiyle burada görev yapmalısın’ diyor. ‘Ben yapmam’ diyemezsin.
Kaynak : cumhuriyet.com