UYARI:Eklenen Iceriklerin Tum Sorumlulugu Icerigi Ekleyen Editore Ait Olup Sitemiz Bu Konuda Herhangi Bir Sorumluluk Kabul Etmez
Okuyucu Yorumları
UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Manipülasyonun Tarihi ve Günümüzdeki Rolü: Manipülasyon, bireylerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını kontrol altına almak veya yönlendirmek amacıyla kullanılan aldatıcı, baskıcı ya da duygusal sömürü içeren taktiklerin genel adıdır. Medyada manipülasyon, özellikle savaşlar, krizler ve siyasi çalkantılar döneminde ön plana çıkan bir olgu olarak dikkat çeker. Bu tür taktikler, kamuoyunu belirli bir biçimde düşünmeye veya hareket etmeye yönlendirme amacı taşır ve doğru şekilde yönetilmediğinde bireyler ve toplumlar üzerinde ciddi zararlar doğurabilir.
Bir Algılama alt düzeyden dünyaya mesaj; Küçük Sinek Olsa Bile Mide bulandırır İşte Büyükmüş, Cesurmuş ve Çok Kötü Olan Bir Kuzey Kore Anlaşmasına Hazır Olunmalıymış…
Uluslararası İlişkilerde Yeni Bir Dönüm Noktası
Bir Algılama alt düzeyden dünyaya mesaj; Küçük Sinek Olsa Bile Mide bulandırır İşte Büyükmüş, Cesurmuş ve Çok Kötü Olan Bir Kuzey Kore Anlaşmasına Hazır Olunmalıymış…
Uluslararası İlişkilerde Yeni Bir Dönüm Noktası
Bu kritik soru, sadece Türkiye’nin iç politikasıyla değil, dünya genelindeki jeopolitik dengelerle de yakından bağlantılı. Erdoğan’ın liderlik tarzı, ekonomik kalkınma hamleleri ve uluslararası ilişkilerde izlediği politikalar üzerinde yapılan analizler, olası senaryoları şekillendiriyor. Kimileri, onun pragmatik liderliği sayesinde yeni stratejiler geliştirebileceğini öne sürerken, diğerleri, mevcut ekonomik ve toplumsal zorlukların bu kez aşılması daha güç bir engel oluşturabileceğini düşünüyor.
Günah çıkarma, bireyin geçmişte yaptığı hatalar ya da işlediği günahlar için bir tür manevi arınma süreci olarak karşımıza çıkar. Tarih boyunca farklı dini inançlar içinde yer bulmuş olan bu ritüel, bireyin vicdanıyla yüzleşmesi, sorumluluk alması ve daha iyi bir yol bulması için bir fırsat sunar. Ancak modern politikadaki günah çıkarma kavramı, çoğu zaman sorumluluk almak yerine hataların örtülmesini ve haklı çıkarılmasını amaçlayan bir strateji olarak kullanılabilir. Özellikle uluslararası arenada, belirli adımların etik ya da yasal açıdan meşrulaştırılması için bu olguya sıkça başvurulduğu görülür.
Rusya üzerinden Putin'in Baskı Noktası Üzerinden Haberlerin Algısal Değerlendirilmesi: Gelen haberlerin stratejik bir dünya savaş projesi dahilinde manipülasyon ve algılama amaçlı olabileceği düşüncesi, günümüzün karmaşık uluslararası ilişkiler çerçevesinde önemlidir. Bu kapsamda, Rusya üzerinden Vladimir Putin'in baskı noktası ele alınarak yayımlanan haberler, enerji ve su savaşlarının yanı sıra ekonomik ambargo politikalarını içeren bir senaryo sunmaktadır. Haberler, toplum üzerinde korku ve provokasyon yaratılabilecek unsurlar taşıyabilir. Bu nedenle, sağlanan bilgilerin analiz edilmesi ve bu şekilde geleceğe yönelik daha bilinçli bir perspektif geliştirilmesi kritiktir.
Bir Algılama alt düzeyden dünyaya mesaj; Küçük Sinek Olsa Bile Mide bulandırır İşte Büyükmüş, Cesurmuş ve Çok Kötü Olan Bir Kuzey Kore Anlaşmasına Hazır Olunmalıymış…
Uluslararası İlişkilerde Yeni Bir Dönüm Noktası
Bir Sözün Arka Planı ve Anlamı: Özgür Özel’in "Darbe bu kez savcı cübbesi ile geldi" ifadesi, Türkiye’de adalet sistemi ve yargı mekanizmalarının siyasi tartışmaların merkezine yerleştiği bir dönemde dikkat çekmiştir. Bu güçlü ve eleştirel söz, adalet ve yargı bağımsızlığı konularında toplumsal hassasiyetlere işaret etmektedir. Peki, bu açıklamanın arka planında neler yatıyor, ne tür bir mesaj vermeyi hedefliyor?
“AİDAT ARTIŞLARININ SEBEBİ SİTE YÖNETİMLERİ DEĞİL, İKTİDARIN EKONOMİ POLİTİKASIDIR”
