KOMİSYON VE İMRALI ZİYARETİ
Öncelikle belirtmek isteriz ki¸ yazımızda yer alan bilgiler resmi kaynaklardan alınmıştır.
“Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”; terörün Türkiye’nin gündeminden çıkarılması ve benzeri alanlarında çalışmalar yapmak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından TBMM’de temsil edilen siyasi partilere gönderilen bir yazı ile kurulmuş ve 05.08.2025 tarihinde çalışmalarına başlamıştır.
KOMİSYON’UN KURULUŞU
Komisyon Başkanı AKP’li Numan Kurtulmuş dışında, AKP 22 üye, CHP 11 üye, DEM 5 üye, MHP 4 üye, Yeni Yol 3 üye, Hüdapar 1 üye, Yeniden Refah 1 üye, TİP 1 üye, EMEP 1 üye, DSP 1 üye ve DP 1 üye ile temsil edilmektedir. Böylece Kurul 51 üyeden oluşmuş olmaktadır.
TOPLANTI VE KARAR SAYISI
Komisyonun çalışma usul ve esaslarına göre, toplantı yeter sayısı, üye tam sayısının salt çoğunluğundan oluşmaktadır
Kanun teklifi hazırlanmasına ilişkin kararlar ise, üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğuyla alınıyor. Bu durumda karar sayısı 30.6 yani 31 kişi olmaktadır.
Kurul’da CHP 11 üye ile temsil edildiğine göre, en önemli karar olan; kanun teklifi hazırlanmasına ilişkin kararlar, CHP katılmasa bile, diğer üyelerin oy çokluğu ile alınabilecektir.
KOMİSYON TOPLANTILARI
Komisyon bu güne kadar çok sayıda kişi ve sivil toplum örgütü temsilcilerini dinlemiş ama bunlardan ne gibi bir yarar ve katkı sağlandığı anlaşılamamış ve sıradan birer toplantı dışında algı yaratmamıştır.
Komisyon, 18. toplantısını 21 Kasım 2025 Cuma günü saat 14.00'te Meclis Tören Salonu'nda TBMM Başkanı N.Kurtulmuş başkanlığında gerçekleştirecektir. Büyük bir tesadüfle Cuma gününe rastlayan bu toplantıda önemli kararlar alınacaktır.
Toplantıda, Komisyonun bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalar değerlendirilecek, İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna gidilmesi yani Abdullah Öcalan ile görüşülmesi de dahil olmak üzere gelecek süreçte yapılacak çalışmalar karara bağlanacaktır.
TERÖR ÖRGÜTÜ OLAYLARI
Yarı resmi bir haber sayfası olan vikipedi’den aynen aldığımız bilgilere göre; “1978'den yakalandığı 1999 yılına kadar, Abdullah Öcalan lideri olduğu PKK tarafından gerçekleştirilen şiddet içeren olaylar sonucunda 4.472 sivil, 3.874 asker, 1.225 köy korucusu ve 247 polis ölmüş; 6.036 silahlı saldırı, 3.071 bombalı saldırı, 388 silahlı soygun gerçekleşmiş ve 1.046 insan kaçırılmıştır. Öcalan, gerçekleştirilen saldırı ve ölümlerin verilen sayılardan daha yüksek olduğunu iddia etmiş, bu yaşananların kendi emri altında, PKK tarafından yürütülen silahlı mücadelenin bir parçası olduğunu belirtmiştir. (vikipedi).
YASA VE YARGILAMA SÜRECİ
Türk Ceza Kanunu'na göre vatana ihanet suçu gereğince hakkında idam cezası istenen Öcalan "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçuyla 29 Haziran 1999'da idama mahkûm edilmiş, idam cezasının kaldırılması sonucu cezası; ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmiştir. TCK’na göre “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca” devam edecektir.
KOMİSYON ÇALIŞMALARININ DEVAMI
Komisyonda bulunan bir takım siyasi parti temsilcileri ve milletvekilleri, şimdiye kadar ve bir çok kereler, İmralı Cezaevinde Öcalan’ı ziyaret etmiş, ondan aldıkları bilgi ve istekleri, TMBB’de kapıları önünde bekleyen Siyasi Parti Başkan ve üyelerine iletmiş ve özel görüşmeler yapmışlardır.
Bu görüşmeler ve açıklamalar sırasında söylenen bazı söz ve değerlendirmelerin; TCK’da yer alan “işlenmiş bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimsenin hapis cezası ile cezalandırılacağı” yolundaki madde kapsamına girip girmeyeceği de düşünülmelidir.
KOMİSYON AMACI
“Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi” adı verilen Komisyonun amacı ve görevi; dayanışma, kardeşlik ve demokrasiyi güçlendirmek olmalı iken, gündeme getirilen konular; “terör örgütü mensuplarının affı”, diğer ayağında “Anayasa değişikliği” yer almaktadır. Bir terör örgütünün fesih edilmesi süreci ile teröristlere af çıkarılması ve Anayasanın değiştirilmesi arasında hiçbir bağlantı yoktur. Bu iki işlemin sonucunun nerelere varacağını tahmin etmek zor değildir.
SÜRECİN BAŞI VE SONU
Kurgulan bu senaryo; Komisyon’un alacağı kararların önceden belirlendiği ve Komisyon’un bağımsız olup olmadığı kuşkusunu güçlendirmektedir.
Komisyonun çalışmaları, “senaryosu önceden yazılan bir dizi film” gibidir. Komisyonun alacağı kararlar önceden belirlenmiştir.
Türk Milletini, yerel dil ve söylemler altında bölmek çok yanlış ve zararlıdır ve giderilemeyecek sonuçlara yol açacaktır.
Söylenen sözler, amaçlanan hedefler ve alınan kararlar tarihin sayfalarına geçecektir.
Değişmeyen tek şey; demokratik, laik, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek yaşayacak olmasıdır.
Av. Ahmet Erdem Akyüz
Hukukun egemenliği Derneği
Kurucu ve Onursal Genel Başkanı







