MİLLETVEKİLLERİNİN GÖREVİ NEDİR?
Tarih, 2 Kasım 2022. Konu: Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini zehirleyen, toplumu içten içe çürüten, “madde bağımlılığı” konusu… Bu konuyu araştırmak üzere bir TBMM’ne bir önerge veriliyor. Kim tarafından verildiği önemli mi? Hayır! Söz konusu evlatlarımız, söz konusu geleceğimiz. Sonuç: Önerge, iktidar ve ona payanda olan “muhalefete muhalefet” partisinin oylarıyla reddediliyor.
İyi de rakamlar ortada: 2022 yılında Türkiye’de 1056 kilo sentetik kannabinoid ele geçirilmiş, metamfetamin kullanımı hızla yayılıyor. Birleşmiş Milletler raporu açık: Türkiye’de sentetik uyuşturucu kullanım yaşı 11’e kadar düşmüş! 2022 yılında Türkiye’de uyuşturucuya bağlı 246 ölüm vakası kayıtlara geçmiş. Uzmanlar “acil önlem alınmazsa bağımlılık oranları daha da artar” diye uyarıyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı canla başla çalışıyor; ama uyuşturucu ile başa çıkamıyor. Uyuşturucu bataklığına düşen çocuklar, bir süre sonra hırsızlığa, gasp ve fuhşa, hatta cinayete sürükleniyor. Meclis’imiz ne yapıyor? Bu ahtapotun kollarının kesilmesi için çok daha etkili önlemler alınması için verilen araştırma önergesini reddediyor! Peki neden? Korkulan ne? Gerçeğin ortaya çıkması mı? Yoksa “sistemin içindeki sessiz suç ortaklığının ifşası mı?”
Milletin Meclisinde yalnızca bu önerge mi reddedildi? Bakın aklıma gelenleri sıralayalım:
*Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği facia öncesinde verilen “maden kazaları araştırılsın” önergesi reddedildi.
*15 Temmuz darbesinin “siyasi ayağının” ortaya çıkarılması önergesi reddedildi.
*Binlerce vatandaşı dolandıran Çiftlik Bank olayı için araştırma önergesi reddedildi.
*Çocuk istismarlarının önlenmesi için komisyon kurulması önergesi reddedildi.
*Atatürk Havalimanı terör saldırısı araştırılsın önergesi reddedildi.
*ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleri araştırılsın önergesi reddedildi.
*Man Adaları belgeleri araştırılsın önergesi reddedildi.
*Yaz aylarında artan orman yangınlarıyla ilgili alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen meclis araştırma önergesi reddedildi.
*Osmangazi Üniversitesi saldırısı, Ege adalarının işgali, paralel yapı, IŞİD’in Türkiye’deki faaliyetlerinin araştırılması, Çorlu tren kazası, Türk Kızılay’ının çadır/yardım satış iddialarının araştırılması… Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleriyle ilgili araştırma, emeklilerin sorunları, yap–işlet–devret modeliyle yapılan projelerin ekonomik yükü, vergi vermeyen şirketler, deprem sonrası yaşanan sorunlar, kadına yönelik şiddet, yükselen kiralar için verilen önergeler…
Liste uzadıkça insanın içi daralıyor. Yalnızca Haziran 2023’ten Mart 2025’e kadar TBMM Başkanlığı’na toplam 2 bin 569 adet araştırma önergesi verilmiş, bu önergelerden %22 si görüşülmüş; ancak onlar da reddedilmiş. Reddedilenlerin her biri bir toplumsal yara, her biri üstü örtülen bir karanlık… Her biri millet adına kurulan Meclis’in, milletin derdine kulağını kapatması. Bir ülkede, maden çöker, insanlar yanar, çocuklar istismar edilir, mühendisler şüpheli şekilde ölür, paralar buharlaşır, ormanlar kül olur, ama “araştırılsın” denince önergeler reddediliyorsa ortada sadece yemin değil, vicdan da gömülü demektir.
Siz, ey yeminli(!) milletvekilleri... Göreve başlarken neyin sözünü verdiniz? “Milletin huzuru, refahı, birliği için” değil miydi yemininiz? O halde neden her araştırma önergelerinde elleriniz “ret” oyu için havaya kalkıyor? Neden gerçeğin araştırılmasından korkuyorsunuz? İnsanın aklına, acaba bu reddedişin arkasında sizler veya uzantılarınız var mı sorusu ister istemez takılıyor. Unutmayın ki milletvekilliği bir ayrıcalık değil, bir emanettir. Size verilen dokunulmazlık zırhı, halkın ve hakkın sesi olmak için verildi. Bir parti veya liderin talimatlarını yerine getiren “el makineleri” olmak, ettiğiniz yeminle çelişmiyor mu? Millet, size aldığınız talimatlar doğrultusunda el kaldırmanız için oy vermedi. Sizi; “yanlışa”, “haksızlığa”, “adaletsizliğe” başkaldırın, diye o yüce meclise gönderdi.
Bugün uyuşturucuya bulaşan çocuk sayısı artıyorsa, maden ocağında işçiler ölüyorsa çiftçi toprağını terk ediyor, öğretmen umudunu yitiriyor, genç ülkesinden kaçmak için fırsat kolluyorsa… Sebebi yalnızca “yanlış politikalar” değil, bu yanlışları araştırmaktan korkan, sessiz kalan sizlersiniz. Milletin Meclisi, milletin derdine kör, sağır ve dilsiz olmuşsa, orası artık “Türkiye Büyük Millet Meclisi” değil; “Türkiye Büyük Menfaatler Meclisi” olur. Bu utanç da sadece tarihe yazılmakla kalmaz, geleceğe de kara bir leke olarak kazınır.
Bugün, adalet, adalet olmaktan çıkmışsa, yargı siyasetin gölgesine sığınmışsa, milletin vekili parti genel başkanın memuru olmuşsa “blok oylama” kültürü meclise hâkimse, vatandaş devletten umut kesmişse bunun vebali, günahı yeminine sadık kalmayan milletvekillerindir.
Hadi ÖNAL/ 22 Eylül 2025/ ELAZIĞ
















