Okurlarımız, son dört günde bilinçli olarak haberi yavaşlattık ve vereceğimiz haberi günlere yaydık, çünkü mesaj vermek ile haber vermek ayrı konulardır, verdiğimiz ve içini sonra doldurduğumuz mesajlarımıza bir bakın, gazetecilerin tutuklanmasından sonra, yine bizleri gazetecileri casus olarak yargılayan hükümetin yapacakları hakkında bizim öngörümüzün bir kısmı ne yazık ki dün bir ölçüde doğruluğu çıkmaya başladı, baro başkanı vuruldu, biz bu haberler ile uğraşırken usta gazeteci Hasan Pulur 83 yaşında yaşamını yitirdi. Baş hain Erdoğan'dan Pulur Ailesi'ne taziye telefonu geldiği haberleri de bu gün (29.11.2015) de verildi, son çalıştığı yer Milliyet gazetesinde yazarlık yapıyordu, usta gazeteci Hasan Pulur 83 yaşında hayatını kaybetti. Acaba oda bu kadar yıllık gazeteciliğinde kaç defa casus damgası yemişti? Cevap çok basit Hiç. Pekala ondan sonra gelen gazeteciler niye casus damgası yiyor. Cevabı açık şimdiki devirde hainle ülkeyi yönetiyor. Bakın Baş yalaka Davuloğlu, Tahir Elçi'nin cenazesinin yanında bulunan silahın teröriste ait olduğunu açıkladı. Eskiden baş hainin teröriste sayın dediği zamanı hatırlarımsınız, teröriste sayın diyen bu zihniyetten geldiği için samimiyetine inanılmaz olarak "Sayın Tahir Elçi'nin cenazesinin yanında bulunan tabancada yapılan balistik incelemede, bu tabancanın olayı ondan önce ilk polisimizi şehit eden teröristin elindeki tabanca olduğu tespit edilmiştir" Bununu değişik versiyonunu adliye baskınında yaşadık, diyoruz ya bizleri gazetecileri casus olarak gösteren bu hükümet ve “kendilerine Müslüman” olarak kurdukları yasalar bakalım daha neler yapacak…